English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your back

Your back translate Turkish

43,638 parallel translation
I'm gonna need you to put your hands behind your back, all right?
Ellerini koymana ihtiyacım var Sırtın arkasında, tamam mı
That was meant to be behind your back.
Size çaktırmadan yapacaktım.
Look, just lie on your back.
Bak, sadece arkana yaslan.
Come on, put your back into it.
Hadi ama, İçeri sok şunu.
I'm so sorry I cut your back so many times, man.
Sırtını o kadar çok kestiğim için özür dilerim.
- Yeah. Oh, dude, your back looks great, man.
- Sırtın harika görünüyor.
You had agood run enjoy your retirement storm takes back the lead unbelievable!
Çok başarılıydı Emekliliğin tadını çıkar Storm tekrar liderliği aldı
You have no idea how excited I was to get you here because I knew I knew you'd be back this gonna be the comeback story of the year but your speed and performance just aren't where they need to be
Seni buraya getirdiğimde ne kadar heyecanlıydım bilemezsin Çünkü senin döneceğini biliyordum Yarın geri dönüş haberi olması gerekiyordu
I am just back here travelling at your butt nothing to be concerned about about two june bugs on a summer night
Arkadanda gölgen gibi takılıyorum endişe edicek bir şey yok yaz gecesi 2 mayıs böceği gibi
Look, are you going to be doing this here or back at your appraisal office?
Bak, olacak mısın Bunu burada ya da arkada yapıyor Değerleme ofisinde mi?
Your sister is back in Western Sahara.
Kız kardeşin Batı Sahra'ya döndü.
Go to the biggest black market in the world, find your gold, steal it back.
Dünyadaki en büyük karaborsaya gidin, Altınınızı bulun, geri çalın.
I just go word the plane is back and your sister wasn't on it.
Gidip uçak geri döndü.
"i wish I could take you back to your office tomorrow?"
"Keşke yarın ofisinize dönebilir miyim?"
If they morph, you can harness that energy... to regenerate your body and come back through.
Eğer dönüşebilirlerse, ortaya çıkan enerjiyi vücudunu yenilemek ve geri dönmek için kullanabilirsin.
But your source says that he spends most of his waking hours in some back alley watering hole.
Ama kaynağın, zamanının çoğunu batakhanede geçirdiğini söylüyor.
- Cast your mind back.
- Geçmişi düşün.
You see, I was seven years old... and back then, you relied on your imagination.
O günlerde yedi yaşındaydım... ve o yaşlarda insanın hayal gücü gelişmiş oluyor.
Can you put your head back on, please?
Lütfen maskeni geri takar mısın?
I put a tracer on your ship back there... during the war over Xandar.
Xandar savaşı sırasında gemine bir takip cihazı yerleştirdim.
You'll come back and try your luck with us again... soon, anytime... day or night.
Buraya geri gelip şansınızı tekrar deneyeceksiniz. En kısa zamanda, ne zaman olursa. Gece gündüz fark etmez.
And what you come back with tomorrow will have a whole hell of a lot to do with your future at this company.
Yarın ortaya koyacağın iş bu şirketteki geleceğini çok büyük ölçüde etkileyecek.
Well, luckily for us, you left your costume back at the...
Şansımıza kostümünü evde...
But I bet your boss would be happy if you were able to get all those bad guys back in here.
Ama eminim, bütün o kötü adamları tekrar buraya kapatabilirsen patronun çok sevinir.
¶ Looking back at your sweetheart ¶
¶ Geri dönün sevgilim ¶
Real estate's your domain, so, sure, I'll back you.
Emlak senin uzmanlık alanına giriyor, elbette desteklerim. Sağ ol.
Hope you don't want your card back.
Umarım kartını geri istemezsin.
I deliver him back into your capable hands.
Onu senin şefkatli ellerine teslim ediyorum.
I kicked your ass back in K'un-Lun and I kicked your ass here!
Seni K'un-Lun'da da yendim, burada da!
Just go back to your fucking DJ booth, this is my girlfriend.
Lanet olası dj kabinine geri dön. Bu benim kız arkadaşım.
Could you just ask one of your colleagues in the back if they can help us find our friend please?
Arka taraftaki meslektaşlarından birine sorabilir misin Dostumuzu bulmamıza yardım ederlerse lütfen?
- You can get back to your work.
- İşinize dönebilirsiniz.
The results indicate that your health is back to normal.
Sonuçlar sağlığınıza kavuştuğunuzu gösteriyor.
To get back the diamond for your dad.
Baban için elması geri alacağım.
You and your staff sergeant Shane Matthews made an overnight worm into a kill zone to investigate a potential sniper and report back to us.
Sen ve kurmayın Shane Matthews bir saldırı bölgesine, potansiyel bir keskin nişancıyı araştırıp, bize bildirmek üzere.. ... tek gecelik bir sızıntı yaptınız.
Hey, listen... no one can give you your life back, Aaron.
Bak sana hayatını kimse geri veremez Aaron.
If this falls back on you... it's gonna make your life miserable.
Bu işin ucu sana dokunursa hayatın cehenneme döner.
The survey is a set of quick questions about, you know, your overall service, how you did, and they send that immediately back and you get to see how you did right here.
Anket, bilirsin, senin genel hizmetin, nasıl yaptığın, gibi birkaç kısa sorudan oluşur onlar sana hemen geri yollarlar ve nasıl yaptığını işte burada görürsün.
Go on over there and try and touch him gentle on the muzzle with the back of your hand.
Oraya git ve yavaşça, elinin arkasıyla ağızlığına dokunmaya çalış.
Think if you return it, you'll get your money back?
İade etseniz paranızı geri alabilir misiniz?
You want your old life back?
Eski hayatını istiyor musun?
You go to sit down, it pushes you right back up in your workout.
Oturmaya kalkıyorsunuz, o sizi sürmeye aynen geri yolluyor.
You should probably get your money back.
Paranı geri istemelisin.
I really don't see why we can't just go back to your apartment.
Neden sadece senin dairene dönemeyeceğimizi cidden anlamıyorum.
Unless you'd rather stay back with your boyfriend.
Erkek arkadaşının yanında kalacaksan o başka tabii.
I married your grandfather... and I came back to America with him.
Büyükbabanla evlendim onunla geldik Amerika'ya.
Do you want your life back?
Hayatını geri istiyor musun?
I heard we lost you in one of your mission and here you are, back from the dead and I see you brought a friend.
Sizi görev sırasında kaybettiğimizi duymuştum ama dirilmekle kalmamış, bir de arkadaşınızı getirmişsiniz.
If I could ask you to remain seated with your oxygen masks on, and I'll have the flight crew come back there and perform a spot check.
Lütfen yerlerinizden ayrılmayın ve oksijen maskelerinizi takın. Uçuş görevlileri muayeneye gelecek.
Oh, put me down before you hurt your stupid back.
Belini incitmeden beni yere bırak.
Try to shoot that big-ass rat with that tiny little gun, he liable to get upset, come back with his cousins and eat your ass.
O büyük sıçanı o ufak silahınla vurmaya çalışırsan öfkelenip kuzenlerini çağırabilir ve hep birlikte seni yerler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]