I'd love to go translate Turkish
464 parallel translation
Thank you very much. I'd love to go to the circus... but you better keep your tickets because I'm busy tonight.
Çok sağ olun, sirke gitmeyi çok isterdim ama davetiyeniz sizde kalsın çünkü bu gece başka işim var.
I'd love to go dancing tonight.
Dansa gitmek isterdim.
I'd love to go.
Çok isterim.
I'd be afraid to go with anyone I love for the harm I'd do them.
Ona zarar vereceğim korkusuyla sevdiğim hiç kimsenin yanımda olmasını istemem.
Nonsense, I'd love to go!
Saçma, gelmek isterim!
I'd love to go in.
Suya girmek isterdim.
I'd love to. And maybe I could, sometime, but I've got to go meet my husband...
Başka bir zaman olabilir, ama şimdi gidip kocamla buluşmam gerek.
Gabey, I'd love to go out with you tonight.
Gabey, bu akşam seninle çıkmayı çok isterim.
I should love to go out again.
Tekrar dışarı çıkmaktan memnun olurum.
I'd love to go to, like, NYU or Columbia but I don't know if I could ever get in, so...
NYU'ya veya CoIumbia'ya gitmeyi çok isterim... ... ama kabuI ediIir miyim biImiyorum, o yüzden...
I'd love to go home to the countryside to see the wheat turning yellow, and listen to the skylarks singing
Köyümde, evimde olup başakların sarardığını görmeyi ve tarlakuşlarının şarkılarını dinlemeyi isterdim.
- I'd love to go.
- Çok sevinirim.
I'd love to go.
Çok istiyorum.
Oh, I'd love to but Jack and I have to go home for dinner.
Çok isterdim ancak Jack ve ben akşam yemeği için eve gitmeliyiz.
- I'd love to go for a trip.
- Ben gezmek istemiyorum.
That's why I want to go to school. You'd love it in London anyway.
Londra'yı seveceksin.
I'd love to go in for a dip.
Yüzmeyi isterdim.
I love to go out.
Dışarı çıkmayı severim.
I'd love to go there myself now.
Ben de oraya gitmek istiyorum.
You know, I'll go out with you or I'll stay in with you or I'll do anything that you'd like for me to do if you would tell me that you love me.
Seninle dışarı da gelirim yanında da kalırım ne yapmamı istersen yaparım yeter ki beni sevdiğini söyle.
I'd love to stay, but I have to go back.
Kalmak isterim hayatım ama dönmem gerekiyor.
I'd love to go.
Severek gelirim.
And I'd love to go to heaven
* Ve istiyorum cennete gitmeyi *
I'd love to go to Europe, but I'm afraid of plane crashes.
Avrupaya gitmeyi çok isterdim ama uçak kazalarından korkuyorum.
I'd love to go to Venice.
Bu sene Venedik'e gimeyi çok istiyorum.
I'd love to go to California someday.
Günün birinde Kaliforniya'ya gitmek isterim. Çok ilginç görünüyor.
No, I'd love to go.
Hayır gitmek istiyorum.
I'd love to go to Siberia.
Ben Sibirya'yı seviyorum, gitmek te isterdim.
I'd love to just go take a look.
Gidip bir bakmayı çok isterim.
I'd love to go to Brazil
Brezilya'ya gitmeyi çok isterdim.
I'd love to go up against one of those guys.
O adamlardan birinin peşine düşmek hoşuma gider.
Oh, honey, I'd really love to go.
Tatlım, gerçekten gitmek isterdim.
I'd love to go, too.
Ben de gitmek isterim.
Well, guys, I'd love to stay and schmooze with you but I got to go hunt up a new job.
Evet baylar, kalıp sizinle sohbet etmeyi isterdim ama gidip yeni bir iş avlamam gerekiyor.
O, Gabriel, do go, I'd love to see Galway again.
Gabriel, lütfen gidelim, Galway'i tekrar görmeyi çok istiyorum.
Oh, what a shame! I'd love to go upstairs and take some measurements for our decorator.
Yukarı çıkıp dekoratöre vermek için biraz ölçü alalım mı?
Sorry, Will, I'd love to chat but I have to go.
Üzgünüm Will, seninle konuşmak isterdim, ama gitmeliyim.
I'd love to go.
Gitmeyi çok isterim.
"I love you", "Don't go in there", "Get out", "You have no right to say that",
"Seni seviyorum", "Oraya gitme", "Çık dışarı", "Böyle konuşma."
I'd love to, but I've got to go dust off my accordion for school tomorrow.
Ben de çalışmak isterdim ama yarın okula götürmek için akordeonumun tozunu almalıyım.
I'd love to go to sleep listening to a voice like that.
Böyle bir sesi dinleyerek uyumak isterdim.
Oh, I'd love to go to Boston for a day, stay in a hotel and have room service.
Bir günlüğüne Boston'a gitmeyi çok isterdim otelde kalırdım, oda servisim olurdu.
I'd love to go, guys, but I've got a hot date.
Gelmeyi isterdim beyler ama ateşli bir randevum var.
- I'd love to go.
- Bayılırım.
I'd love to see him go to jail...
Hapishaneye girmesini çok isterim.
I'd love to go to the country this weekend.
- Bu hafta sonu kulübe gitmeyi çok istiyorum. - Oh.
I'd love to go after this asshole.
Bu yavşağın peşinden seve seve giderim.
I'd love to go.
Gitmek isterdim.
Well, I'd love to see more, but it's nearly time to go.
Pekala, daha fazlasını görmek isterdim, ama neredeyse gitme zamanım geldi.
I said I'd never been to a concert and would love to go with him someday.
Hiç konsere gitmediğimi ve bir gün onunla gitmek istediğimi söyledim.
You know, Martin, I'd love to go with you.
Biliyorsun, Martin seninle gelmeyi çok isterim.
i'd love to come 23
i'd love to stay and chat 17
i'd love to 1078
i'd love one 95
i'd love some 59
i'd love to see it 26
i'd love that 157
i'd love to hear it 40
i'd love to help you 27
i'd love it 94
i'd love to stay and chat 17
i'd love to 1078
i'd love one 95
i'd love some 59
i'd love to see it 26
i'd love that 157
i'd love to hear it 40
i'd love to help you 27
i'd love it 94
i'd love to see that 18
i'd love to meet him 24
i'd love to help 35
i'd love to help you out 20
to god 31
to go 202
to go where 42
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40
i'd love to meet him 24
i'd love to help 35
i'd love to help you out 20
to god 31
to go 202
to go where 42
i'd like 83
i'd like a room 23
i'd like to go 40