English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'll have a beer

I'll have a beer translate Turkish

166 parallel translation
- I'll have a beer, sir.
- Ben bira içeyim.
I'll have a beer.
Ben bir bira alayım.
I'll have a steak... and a cold glass of dark beer.
Biftek ve soğuk bir bardak bira istiyorum.
- I'll have a beer.
Bir bira alayım.
- Sure, I'll have a beer.
- Elbette, alayım.
Let's have a beer and I'll beat the living Christmas out of you.
Birer bira içelim ve keyfimize bakalım dostum.
Let's have a beer, and I'll beat the living Christmas out of you.
Hadi, birer bira içelim, istersen daha sonra tartışırız.
No, I'll just have a beer.
hayır, sadece bira istiyorum.
I'll have a beer.
Benimki bu sefer duble olsun, tamam mı?
- I'll have a beer, please.
- Bira alayım lütfen.
I'll have a beer.
Bir bira alayım.
- I'll have a beer then.
Bira olsun o zaman.
- I'll have a root beer.
- Ben de kök birası alayım.
I gotta get Mr. Pretty his root beer, or he'll have a conniption!
Bay Pretty'e alkolsüz birasını götürmem lazım, yoksa öfkelenir!
I'll have a beer.
Ben bira alacağım.
I'll have a beer. You major Charles rane?
- Binbaşı Rane misiniz?
Oh, well, I'll have a couple of burgers, large fries and, uh, what kind of beer you got?
Pekâlâ o zaman, Ben 2 tane hamburger büyük boy patates kızartması istiyorum, bira olarak ne var?
I'll have a beer.
Ben de bir bira alayım.
- I'll have a beer.
- Bir bira alayim.
I'll have a beer.
- Bir bira alırım.
I'll have a beer, please.
Bira alacağım, lütfen.
I'll have a beer.
Bira alayım.
I'll have a trough of beer and a snorkel.
Bira kazanı ve şnorkel.
I'll have a beer.
Ne alırsın? Bira alayım.
I'll have a beer then, I guess.
O zaman bira alayım.
- I'll have a beer.
- Bir bira alayım.
Yeah, I'll have two of those, and a beer, thanks.
Ben de ondan iki tane alayım ve bir de bira, sağ ol.
I say, we'll hold a feast I your honour, prepare all our specialities, boars... with mint sauce and we'll have mounds of beer all heated till it is just right.
Şerefinize bir ziyafet vereceğiz, bütün özel yemeklerimizden, domuzlardan... nane soslu hazırlatacağız, ve biraları kıvamına gelene kadar ısıtacağız.
Well, so long as we've got some time to kill, I think I'll have a beer.
Madem cinayet işlemek için yeterince vaktimiz var, ben bir bira alayım.
I'll have a beer.
Ben bira alayım.
I'll have a beer.
- Bir bira alayım.
I'll have a light beer, no glass.
Ben de light bira alayım, şişede.
I'll have a light beer.
Ben bir light bira alacağım Clip.
I'll have a beer, please.
Bira alayım lütfen.
- I'll have a beer.
- Ben bira alacağım.
- I'll make this as painless as possible... so we can all get out of here and have a beer.
- Bu işi çabuk bitirmeye gayret edeceğim. Böylece, hepimiz buradan çıkıp birer bira içebiliriz.
Socially. I'll have a beer.
Bir bira altı üstü.
Think I'll have a beer.
Sanırım bir bira içeceğim.
Have a beer. That's what I'll do.
- Bir bira almak.
I'll have a beer.
Ben bir bira alacağım.
I'll have a root beer, and he needs something to drink right away.
Ben bir kök birası alacağım ve onun acilen bir içkiye ihtiyacı var.
- Can you drive if I have a beer? - I'll drive.
Ben bir bira içersem arabayı sen kullanır mısın?
So I'll have a beer.
Ben bira içerim.
I'll have a beer.
Bir bira alacağım.
And I'll have, uh, a light beer or something.
Ben... Light Bira alayım.
I'll have a beer. All right.
Ben bir bira alacağım.
- Yeah, I'll have a root beer.
Ben de bir kök-birası alacağım.
Ah, I'll have a look around for it, come on in and have a beer.
- Bir bakalım. İçeri gir ve bir bira iç.
Give the lady a Scotch, and I'll have another beer.
Bayana skoç, ve ben bir bira daha alacağım.
- I'll have a beer. - Take that one.
- Bir bira alacağım.
I'll have a white wine, and Dean will have a beer.
Ben beyaz şarap alacağım. Dean bira içecek

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]