English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm all over it

I'm all over it translate Turkish

1,233 parallel translation
- I'm all over it.
- Buna bakacağım.
If sexual misadventures were an option for me, I'd be all over it so to speak.
Yanlış cinsel beraberlikler için fırsatım olsa hayatta kaçırmazdım. Lafın gelişi yani.
And if it's all the same to you, I really don't want to go out next Friday night and start the whole process over again with some girl I'm not gonna like half as much as I like you.
Ve senin için de aynı şey geçerliyse, önümüzdeki Cuma tekrar çıkıp, aynı süreci senden hoşlandığımın yarısı kadar bile hoşlanmadığım biriyle yaşamak istemiyorum.
You know, I'll tell you what, I'm gonna bring my camera over here and get a shot of all of us standing around it.
Fotoğraf makinemi getirip hep birlikte onun çevresinde bir fotoğrafımızı çekeceğim.
- I'm just gonna take Eddie for a walk and then I'll beat it on over to McGinty's, all right?
- Eddie'yi biraz gezdirip oradan Mc Ginty'ye gideceğim. - Çok komik. Tamam mı?
It's a little complicated, and I'm sure that in the future, we'll all have a good laugh over it.
Biraz karışık. Eminim ilerde bugünü anıp bol bol güleceğiz.
Maybe I'd get over it quicker if everyone weren't so busy... trying to protect me from all the bad, scary things in the world.
Belki de herkes beni dünyadaki kötü ve korkunç şeylerden korumaya çalışmazsa daha kolay aşarım.
Julian's gonna take care of it all and so now I just have to focus on my stag-ette. - A man's coming over to our place tonight to dance with his bum out.
Julian her şeyi hallediyor... ve sadece bekarlığa vedama odaklanmam lazım.
Oh, honey. I got a fake laugh with your name all over it.
Tatlım, her yerinde adının yazdığı sahte bir kahkaha attım.
I know. And I'm all over it.
Ben ilgileniyorum.
We see it all over the place today, but I think he originated the idea, the emotional connect to a product or service.
Bugün bu düşünce herkese malum olmuş durumda,... ama sanırım ilk fikir ondan çıktı. Ürün veya hizmete duygusal bağlılık düşüncesi.
If it is a murder weapon, I'm gonna get my finger prints all over it.
Cinayet silahıysa parmak izimi bırakırım.
Well, you see, the reason I ask... All due respect... I got a great New York strip sitting over there, cost me $ 27 and change, and it tastes like I'm eating a cigar.
Pekala, rica etmemdeki sebep tamamen saygıdan dolayı şurada oturmuş yemek yiyorum, tam 27 küsur dolarlık bir yemek, ve sanki yemek değil de puro yiyormuşum gibi geliyor.
I realize I'm coming all over you here, but it's been building up inside of me for weeks, and I can't control myself.
Burada hepinizin üstüne geliyorum ve bu haftalardır kendimi inşa ettiğim anlamına geliyor ve ben kendimi kontrol edemiyorum.
Got the alarm codes? I'm all over it.
- Alarm kodlarını ezberledin mi?
I love him completely but... there's a part of me that will be glad when it's all over with.
Onu gerçekten seviyorum ama... İçimden bir ses bu iş bittiğinde rahatlayacağımı söylüyor.
I decided to forgive her and looked all over Los angeles until I found a copy of the New York Post, and took it to her home.
- İçimde onu affedeceğim dedim. - Her yerde aradım ve New York Postun kopyasını buldum. - Kapısına götürdüm.
It'd be easy if I was a hooker like you... then I could calm down all over town.
Eğer senin gibi bir sürtük olsaydım o zaman bütün kasabada sakinleşebilirdim.
You lookjumpy, man I just want it to be over, that's all
Bak adamım. Bunun sona ermesini istiyorum. Sadece bu.
- And I know you're concerned, because I haven't really memorized anything, and I've been all over the place, but believe me, on the day- - well, you know, tonight- - yeah, I really think it's gonna be salty,
Evet. - Ve hiçbir şeyi... ezberlemediğim için endişelendiğini biliyorum... ve o yerin tamamında bulundum... ama inan bana, o gün... biliyorsun, bu gece... evet, gerçekten komik olacağını sandım.
Honey, all I'm asking you to do is to think it over.
Tatlım, senden tek istediğim tekrar düşünmen.
I looked all over, but can't find it.
Her tarafa baktım, fakat onu bulamadım.
Believe me, I'm all over it.
İnan bana, peşindeyim.
It's all over now. - I'm home.
- Evet?
Why don't I tell you all about it over dinner, sweetheart?
Neden bunu sana akşam yemeğinde anlatmıyorum tatlım?
I have looked over saul's point from all angles and it packs a reasonable doubt, enough for a jury.
Kadınını da kaparım. - Şimdi ne veya kim? Abla Stella Fleming, cesedi o buldu.
I took a quick pass but we can go over it whenever you get a chance, all right?
Şöyle bir baktım ama fırsatınız olunca üzerinden geçebiliriz.
I'm all over it!
Burada benden başkası yok.
Vanquishing potion, I'm all over it.
Yok etme iksiri, ben yapıyorum.
- I'm all over it.
- Kesin geleceğim.
- I'm all over it. Let's go.
- Her türlü oynarım.
All I do know is, at this point... -... my life as I know it is over.
Şu noktada bildiğim tek şey, yaşadığım hayat sona erdi.
I'm all over it.
- Evet.Şurada. Hallediyorum.
I've been all over town looking for it.
- Her yerde onu aradım. Lane'in.
I mean, they're sitting over there with their Harvard degrees and their fancy babies and all I've got that I'm proud of is us and--and I wanted them to know it.
Bak, Doug, özür dilerim. Yanıldım, tamam mı? Yanı başımızda Harvard diplomaları ve tatlı bebekleriyle oturuyorlar.
I thought he was over it, and all this time he was just thinking up ways to hurt me.
Bittiğini sandım en azından ama bunca zamandır benim canımı yakmanın bir yolunu arıyormuş.
It's okay, I'll knock it all over again.
Sorun değil. Ben yine yerlerine koyarım.
BUT I'M GETTING QUITE A BANG OUT OF IT. ALL THESE YEARS OF YOUR PURSUITS FROM PLANET TO PLANET, OVER GALAXIES,
"Yıllar boyunca gezegenden gezegene, galaksiden galaksiye, milyonlarca ışık yılı boyunca beni kovalamandan yoruldum."
IT WAS LIKE, YOU GOT HIT ALL OVER AGAIN. I REMEMBERED WALKING AWAY AND... SUDDENLY HEARING YOUR VOICE CALL MY NAME
Yürüdüğümü ve birden beni uyarmak için seslendiğini duyduğumu hatırladım.
It has gotten to the point where I'm going back in my head over all my old relationships.
- Tamam. Ama iş eski ilişkilerimi gözden geçirdiğim noktaya kadar geldi.
For the record, she could've been 170, I still would've stuck her in that trial so fast it'd make your teeth fall out all over again.
Dikkat etsinler 170 yaşında olabilir Ben hala neden bu kadar hızlı bir şekilde dişlerinin arasından dökülen sözcüklerle araştımaya gönderildiğine takıImış durumdayım
I'm all over it!
Ben hallederim!
I'm chasing Scott all over town and it's right under my nose.
Bu uzun zaman alıyor. Benim o kadar zamanım yok.
I'm all over it, G.
O zaman ben varım G.
And if I'm wrong about that - I mean, if I've completely missed the point here, and somehow puking up... all your own shitty little neuroses all over people's laps is actually art, then you ought to at least realize there's a price to it all.
Ve eğer burada konunun ana temasını tamamıyla kaçırıyorsam - yani eğer onun hakkında yanlışsam, ve bir şekilde uyduruyorsam... insanların küçük kusurları üzerine tüm sana ait o boktan ufak nevrozların aslında sanat, o zaman bunların hepsi için bir bedel olduğunun farkına varmış olman gerekir.
It's all because of you I'm injured all over
Her şey senin yüzünden oldu. Baksana, her yerimden yaralandım.
Relax, kid. I'm all over it.
Sakin ol çocuk, üzerinde çalışıyorum.
I need the swag Billy brought over. I want to buy it all back.
Billy'nin getirdiği mala ihtiyacım var.
I just had to get away. I mean, the press will be all over it by now.
Kaçmalıyım.Yani basın hep bunun üzerinde duracak.
I tried to put my cafe con leche down, and it spilled all over my ass.
Cafe con leche'mi koymaya çalıştım, ve popomun her tarafına döküldü.
And i'm squatting, it's all down my leg, and as i do, i take my crap and it says... there's a slit in the wall, and over it it said, it says, " wipe your ass with your hand,
Bekleyin bir saniye, öyle korkunç bir pislik çıkarıyordu ki? sanki moleküller asit gibi ya da ona benzer bir şey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]