English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm at the airport

I'm at the airport translate Turkish

494 parallel translation
I think he said we've to be at the airport before 5.00 but I'm not sure.
Saat 5'de havaalanına gitmesi için tembih edildiğini söylüyor ama emin değilim.
I promised to be at the airport in half an hour.
Yarım saat içinde, havaalanında olmalıyım.
No, I'd better meet you right at the airport.
Yok, en iyisi havaalanında buluşalım.
Oh, you're crazy, I just picked him up at the airport.
Asıl sen delisin. Onu az önce havalimanından aldım.
I'm at the airport.
Hava alanındayım.
Tell him I'll meet him at the airport with the other frame, but not to wait.
Söyle onunla, diğer kareyle birlikte havaalanında buluşacağım. Ancak beklemesin.
I'll be at the airport.
Ben havaalanında olacağım.
At the airport, I'll make arrangements to fly on to Singapore.
Havaalanındayken Singapur'a gitmek için bazı ayarlamalar yapacağım.
- I'm at the airport. - Oh.
Hava alanındayım.
Like you did that night at the Miami Airport, when I took you off the plane.
Miami Havaalanındaki gibisin, seni uçaktan aldığım zaman.
I have to meet him at the airport.
Onunla havaalanında buluşacağım.
At the airport I ran into a little old lady I know, I know a hundred years.
Havaalanında neredeyse 100 yıldır tanıdığım yaşlı bir kadınla karşılaştım.
I'll have your boarding pass at the airport.
Havaalanında sizi uğurlayacağım.
Pick me up at the office and I'll take you to the airport.
Araba saat 5'de orada olacak. Sonra beni ofisten alırsınız ve sizi havaalanına bırakırım.
I'm at the airport.
Ben havaalanındayım.
So, at the airport, I recognized you.
Böylelikle havaalanında seni görünce tanıdım.
I was at the airport at the time the shooting occurred. I've just arrived.
Cinayet işlendiği sırada, ben havaalanındaydım.
Look, I'll pick the ticket up at the airport.
Bak, bileti havaalanında alacağım.
However, I'm worried about the crowds at the L.A. Airport coming to see the Russian.
Ancak, LA Havaalanına Rus başbakanı görmeye gelecek olan kalabalık beni endişelendiriyor.
- I met a friend of mine at the airport.
- Havaalanında bir arkadaşımla karşılaştım.
I was just getting ready to leave the house... and the phone rang, and it was the people that I was going to pick up at the airport.
Gitmeye hazırlanıyordum. Tam kapıdan çıkacağım sırada telefon çaldı. 11'de havaalanından alacağım kişiler arıyordu.
I won't be late. I'll see you at the airport, Catherine.
Çekil şuradan, taksi bulmam lazım.
I'll pick you up at the airport then.
Seni havaalanında karşılayacağım.
I'm here at the airport.
Şu an havaalanındayım.
I'll meet you at the airport.
Seni havaalanından alırım.
If anything happens to me, if I'm stopped at the airport or anything like that, take this to the French embassy, to a Gil Mousseau.
Bana bir şey olursa, havaalanında durdurulursam ya da öyle bir şey bunu Fransız elçiliğinde, Gil Mousseau'ya götür.
If you take the plane, I'll send a car to pick you up at the airport.
Tamam mı? Eğer uçakla geleceksen, havaalanından seni alması için araba yollayacağım.
"I'm arriving on such and such a date and I expect you at the airport."
"Falanca zamanda geliyorum ve havaalanında olmanızı bekliyorum." Ama o rahmetli babanla evliydi.
I'm at the Los Angeles airport. I flew in.
Los Angeles Havaalanı'ndayım.
Why don't I meet you at the airport.
Seninle havaalanında buluşalım mı?
I'm staying at a hotel by the airport.
Havaalanının yakınında bir otelde kalıyorum.
I tried to talk to you at the airport.
Sizinle havaalanında konuşmaya çalıştım.
We hear from the news department only a few flights are landing at Stapleton Airport and with storms like this I guess the entire airport will be closed within the hour.
Merkezin haberlerine göre Stapleton Havaalanına yalnızca bir kaç iniş mümkünmüş ve fırtınanın gidişine bakılırsa sanırım havaalanı yakında kapanacak.
Their plane leaves at six. I'm taking them to the airport.
Onları havaalanına bırakacağım.
- I'm gonna eat at the airport with my dad.
Babamla havaalanında yiyeceğim.
I have to meet someone at the airport. Is that all right?
Havaalanında birini karşılamalıyım.
I'm sorry I didn't meet you at the airport, but I've been trying to meet this man, Major Pieto —
Havaalanında karşılayamadığım için üzgünüm. Ama Binbaşı Pieto ile görüşmeye çalışıyorum.
- Unfortunately, I guess he got hung up at the airport.
- Maalesef sanırım havaalanına takıldı.
I gathered that when you took off at the airport.
Bunu beni havaalanında ektiğinde anladım zaten.
I suppose if you can find your way to Los Angeles from your village in Mexico... you can find your way to the right gate at the airport.
Meksika'daki köyünden Los Angeles'ın yolunu bulabiliyorsan sanırım havaalanında doğru çıkış kapısını da bulabilirsin.
If I get hung up at the union meeting... will you pick up Paul Stone and the guy... from the "New York Times" at the airport?
Sendika toplantısından çıkamazsam Paul Stone'la New York Times muhabirini havaalanından alır mısın?
I'm at the airport.
Havaalanındayım.
That man at the airport, those men at the farm, I killed them, I burned them up.
Havaalanındaki adam, çiftlikteki adam, onları ben öldürdüm, ben yaktım onları.
I had my damn watch stolen out at the airport last night.
Dün gece havaalanında saatimi çaldırdım.
The last flight gets here at 10 : 00 p.m. I can meet you at the airport.
Buraya son uçuş gece 10 : 00'da. Seni havaalanında karşılayabilirim.
I'm at the airport.
- Hava alanındayım.
I'm not sure what I did at the airport.
Ne yaptığımdan pek emin değilim.
Sir, this man I'm meeting, the one at the airport? Who is he, please?
Havaalanında buluşacağım adam kim?
I'm waiting at the airport.
" Hava alanında bekliyorum.
I picked up a copy at the airport... but haven't had a chance to read it.
Havaalanından bir gazete aldım ama henüz okuma fırsatı bulamadım.
I gotta be at the airport in an hour for Beirut.
Beyrut'a gitmek için bir saat içinde havaalanında olmalıyım. Bak, bu iş ciddi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]