English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm cool with it

I'm cool with it translate Turkish

211 parallel translation
- It's cool. I'm with the band.
- Sorun yok, grupla birlikteyim ben.
I hope it's cool with you,'cause I would not want to offend... any of the ancient mestres or anything like that, you know.
Umarım beğenmişsinizdir, çünkü... eski ustaların müziğini mahvetmek gibi bir niyetim yok.
I'm a cool guy and nobody knows it because I'm with my parents.
Yani, ben havalı bir adamım ve ailemle olduğum için kimse bunu bilmiyor.
I just said it's not that cool to leave me with a hard-on, all right?
Ben sadece bitirmeden bırakman hoş değil dedim. Tamam mı?
Well, when I'm with a boy I like, it's hard for me to say anything cool, or... or witty, or at all.
Hoşlandığım bir çocukla bir arada olduğum zaman esprili ya da havalı bir şey söyleyemiyorum.
It's cool, I'm with him.
Sorun yok.
It's cool, I'm with him.
Onunlayım.
It's like all of a sudden I'm not cool enough for you because I can't kill things with my bare hands.
Birdenbire, çıplak ellerimle bir şeyleri öldüremiyorum diye senin için yeterli degilmişim gibi davranmaya başladın.
You know, if it's because you're HIV-positive, I'm cool with that.
HlV pozitif olduğun içinse, ben bunu dert etmiyorum.
Keep him at your place. I'm cool with it.
Hey, bir bira daha ister misin?
-... but I'm cool with it. - Watch your head.
-... ama benim için bu sorun değil.
She and I talked about it and... I'm cool with it now, you know?
Olayın hakkında konuştuk ve problem etmiyorum şimdi.
This is a documentary I'm doing, and if it's cool with you...
Hayır, hayır. Dokümanter yapıyorum ve eğer sence bir sakıncası- -
So I guess I'm cool with it.
Sanırım, sorun yok.
Um, I want you to know that I've thought about-about it, and I'm cool with it, I mean, with Rose.
Bunun hakkında... bunun hakkında düşündüğümü ve kabul ettiğimi bilmeni istiyorum. Rose'u kastediyorum.
It's cool, I'm still with my bridesmaid.
Sorun değil. Ben hala nedimeyleyim.
Listen, Kelly, um- - whatever happens, I hope we can- - you know, if it's cool with you, um- -
Bak, Kelly, ne olursa olsun, umarım biz... Senin için sakıncası yoksa, umarım, yani biz... şey... olabiliriz,
Well, would it be cool if I jumped in with them?
Ben de aralarına katılsam hoş olmaz mı?
I-I'M COOL WITH IT.
Bunu takmıyorum.
Uh, no, I'm good I just want to get started Man, it would be really cool to go to Europe I almost went once with my girlfriend
Canım, sanırım ona araba çarpmıştı.
Because there's a lot of nice guys out there and I'm cool with it.
Pek çok iyi insan var ve bu konuda rahatım.
I'm gonna solo there if it's cool with you.
Sana da uyarsa orada bir solo atacağım.
I'm cool with it.
Bana sorun etmiyorum.
- And I'm cool with it.
- Benim için sorun değil.
Look, I'm cool with it, you guys.
Sizinle sorunum yok.
Long as they ain't building'liquor stores and titty bars, I'm cool with it.
İçki dükkanları ve striptiz barları açmadıkları sürece, bana uyar.
No, really, I appreciate you being cool about the phone thing... because I once went on a date with this guy who got so angry I was on the phone... that he grabbed it out of my hand, and he threw it in the fish tank.
Hayır, ben telefonla konuşurken mülayim davrandığın için teşekkür ederim çünkü bir keresinde, telefonda konuşurken çok sinirlenen bir adamla çıkmıştım ve o da telefonu elimden aldı ve balık tankına attı.
I'm glad it wasn't serious, but I'm cool with it.
FARMER Ciddi olmamasına seviniyorum. Şimdi çok iyiyim.
I just joined the team'cause I wanted to see what it was like to hang out with the cool girls for once.
Takıma sadece harika kızlarla takıImanın nasıI bir şey olduğunu görmek için katıIdım.
Cool, I should register for a driver to go with it.
Harika. Bir de şoför bulmalıyım.
- I'm glad it's cool with you.
- Senin için sorun olmadığına sevindim.
I guess she was cool with it, right?
Sanırım sorun etmedi... Değil mi?
I'm cool with it.
Benim için sorun yok.
I'm generally pretty cool with coincidence, but when Abel Koontz turns out to share a doctor with the Kanes, that's too much for me to ignore, even if it means getting caught.
Tesadüflere karşı her zaman soğuk kanlı olmuşumdur. Ama Abel Koontz'un Kanelerle aynı doktoru paylaşması, Benim için göz ardı edilemeyecek bir durum.
If it's cool with you I'm just gonna get my paperwork and be out of your hair, okay?
Sizin için mahsuru yoksa gidip evrak işlerini halledeyim ve kürkünüzden düşeyim.
So, as long as they take it really slow, I'm cool with it.
Yani yavaştan aldıkları sürece, benim için sorun yok.
I thought you were cool with it.
Aldırış etmiyorsun sandım.
Derek, this is very awkward for me. I think you're a stand-up guy, Danny... and I just want you to know that I'm cool with it. I know.
- Derek, bu benim için çok garip.
Cool...? I just wrote it, based on what's going on with the Gate.
Şimdi yazdım, geçide şu an olanları temel alıyor.
... I'm cool with it.
Onunla ilgili sorunum yok.
- I'm not cool with it.
- Bunu hoş karşılamıyorum.
What, if I hadda told you the truth? Then you would have been cool with it?
Sana gerçeği söylemiş olsam o zaman hoş karşılar mıydın?
I like her, and she's cool to hang out with, but I'm not hitting it.
Demek istediğim, ondan hoşlanıyorum, takılmak için harika, ama onunla yatmıyorum.
I'm cool with it.
Benim için de bir sakıncası yok.
Hey, I'm cool with it, too.
Hey, bende anlayışlıyımdır.
- I'm not that cool with it.
- Pek sayılmaz.
You know, if I were bald- - if I woke up tomorrow and I found myself bald, I'd be so cool with it.
Ben kel olsaydım, yani bir sabah uyanıp kel kalmış olsaydım hiç kafama takmazdım.
But now, you know what, I'm cool with it. Pee it up.
Ama şimdi, biliyor musun sorun değil.
I'm cool with it.
Bunla sorunum yok.
- I'm cool with it if Joe cool with it.
- Joe sevdiyse ben de sevdim.
I'm gonna sit down with her for 30 minutes, ask a few questions and keep it cool, just in case.
Manyak mısın, Shawn. yarım saat onunla beraber oturacağım, birkaçsoru soracağım ve sorunsuz olcak, tedbir olarak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]