I'm katie translate Turkish
541 parallel translation
I'm going to find Katie.
Katie'yi bulalım.
I'm looking for Katie Madden.
Katie Madden'ı arıyorum.
I'm Katie Madden.
Ben Katie Madden'ım.
Katie, I'm sorry I couldn't eat an hour early.
Katie, bir saat erken yiyemediğim için üzgünüm.
Katie Nolan, I'm ashamed of you!
Katie Nolan, senden utanıyorum!
I'm gonna do this for her, Katie.
Bunu onun için yapacağım, Katie.
Well, I'm awful glad, Katie, if you are.
Çok sevindim, Katie, tabi sen de sevindiysen.
I'm Katie Brown.
Ben Katie Brown'um.
I'm sorry, Katie.
Üzgünüm Katie.
Katie, I'm going to get married!
Katie, ben evleniyorum!
I'm Katie Jones from Shantytown.
Ben gecekondu mahallesinden Katie Jones'um.
But Katie I always answer to.
Katie denince üzerime alınırım.
I'll write to Perkins, Katie.
Perkins'e yazacağım Katie.
Katie, the dream and what I'm doing...
Katie, rüya ve yaptığım iş...
- I'm sorry we lost Katie Nanna, Father.
- Katie Dadı'yı kaybettiğimiz için üzgünüz.
I'm sorry, dear, but when I chose Katie Nanna I thought she would be firm with the children.
Üzgünüm hayatım, ama Katie Dadı'yı seçtiğimde çocuklara söz geçirir sanmıştım.
I'm doing it because Katie asked me to.
Katie rica ettiği için yapıyorum.
Whenever I look at it or sit in it, I'll think of Katie.
Ne zaman baksam veya otursam, Katie'yi hatırlayacağım.
Katie, if I knew...
Katie, eğer biliyor olsaydım...
- I'm Katie.
- Katie.
I'm Katie Oldema, ma'am.
Ben Katie Oldema, madam.
I don't know any Katie.
Katie diye birini tanımıyorum.
Look, I'm not Katie's mother.
Ben Katie'nin annesi değilim.
First we find Katie. Besides, if Junior's mine... which he well might be... I imagine I'd have some say-so in the matter, don't you think?
Ayrıca Junior benimse ki bu olabilir... konuyla ilgili bazı iddialarım olacak değil mi?
I just wanted to tell you, Mr. Simpson... I'm not going on the school trip to Europe with Katie.
Sadece sizinle konuşmak istiyorum, bay Simpson Katie ile Avrupaya okul gezisine gidemem.
Look, Mr. Simpson... I know that you were counting on me to watch over Katie and all... but if I go, you know, I mean, I'll just be cramping her style.
Bakın, bay Simpson Katie'ye göz kulak olmamda bana güvendiğinizi biliyorum ama gidersem, biliyorsun, yani, sadece ona ayakbağı olacağım.
I never thought Katie and me would break up.
Katie ve benim ayrılacağımızı asla düşünmezdim.
I'm not here to see Katie.
Katie'yi görmek için gelmedim.
My dearest daughter Katie, how can I tell you all the things I wanna tell you?
Sevgili kızım, Katie, sana söylemek istediğim her şeyi nasıl söyleyebilirim?
So, anyway, it's not as if Alaska was part of my game plan, but I've always thought that medicine was for me, ever since I played doctor with Katie Kaplan in the second grade.
Herneyse, Alaska benim oyun planımda yer almıyor olabilir. Ama ben hep tıbbın benim işim olduğunu düşündüm, ikinci sınıfta Katie Kaplan'la doktorculuk oynadığımızdan beri.
I'm bomb squad!
Bomba ekibindenim. Katie!
I'll have another search for that Katie creature. - Carrie.
Bari ben de gidip şu Katie mahlukatını arayayım.
Go call my dad, Katie. I think he'd like to hear about this.
Sanırım bunu duymak hoşuna gidecektir.
I'm saving Katie for dessert.
Katie'yi tatlı niyetine yiyeceğim.
Every time I go to hug Katie from Crimestoppers I think she thinks I'm coming on to her.
Suç masasindaki Katie'ye ne zaman sarilsam onun üstüne gittiğimi düşünüyor, sanirim.
I need it, Katie.
Katie lâzım bana o.
That's how I thought things would be for Katie and me.
Ancak Katie ile benim böyle olacağımızı sanıyordum.
Katie, you won't believe what I'm standing in front of.
Neyin önünde durduğuma inanamayacaksın.
I'm breaking up with Katie, so I put on some extra padding.
Katie'den ayrılıyorum. Bu yüzden kendime fazladan koruma sağladım.
I'm a "Katie" girl and where are our drinks?
Ben bir Katie kızıyım. Ve içkilerimiz nerede?
Katie, what was I supposed to do?
Katie! Ne yapmalıydım yani?
Hello everyoneI I'm Katie Woodman, school nurse.
Herkese merhaba! Ben Katie Woodman, okul hemşiresiyim.
I think her first name was- - is Katie.
İlk ismi sanırım Kate ´ ti.
- I'm Katie's friend.
- Kızınızın bir arkadaşıyım.
So, I ran to the Colbys'to get some help... but... when we returned, there was Mary in the meadow, talking with Katie O'Clare.
Yardım çağırmak üzere Colby'e koştum... ama... geri döndüğümde Mary çayırda Katie O'Clare ile sohbet ediyordu.
I'm gonna go check on Katie.
Katie'yi kontrol etmeye gideceğim.
Katie, I came here to tell you I'm leaving.
Katie, gittiğimi söylemek için geldim.
Katie, I wanna show you something. Okay?
Katie, sana bir şey göstermek istiyorum tamam mı?
I got it.
- Tamam ben alırım. - Katie.
- Yeah, of course I have, but... you know Katie.
Ve onu vazgeçirmeye çalıştın. Evet, elbette çalıştım ama Katie'yi bilirsin.
- No, not at all. I was just reviewing the same work I was doing over a month ago.
Hayır, girsene ben de bir ay önce Katie'yle yaptığımız pratikleri izliyordum.