I'm leaving town translate Turkish
206 parallel translation
- you're leaving for Amalfa-Pass tomorrow - not me, I'm beginning to like this town.
Yarın Amalfa Boğazına'na doğru yola çıkıyorsun. Gitmem. Burayı sevmeye başladım.
I'm leaving town tonight.
Ben bu akşam şehirden ayrılıyorum.
I'm leaving town tonight.
Bu gece gidiyorum.
- I'm just leaving town.
Kasabadan ayrılmam gerekiyor.
I'm leaving town, and I wanted to see you before I left.
Kasabayı terkediyorum. Gitmeden önce seni görmek istedim.
- I'm leaving town, Jerry.
- Kasabadan ayrılıyorum, Jerry.
I'm leaving town tomorrow, and there are a few loose ends I'd like to straighten out with you.
yarın şehirden gidiyorum da bir iki pürüzlü iş kalmıştı.
I hope you're not planning on leaving town anyway.
Umarım, şehri terk etmeyi planlamıyorsundur.
I'll block every road leaving town, cover the bus stations, and...
Şehirden çıkan her yolu kapatırım bütün otobüs duraklarını kontrol ederim ve...
I'm leaving town.
Kasabadan ayrılıyorum.
I'm leaving town. I don't wanna be here next fall and be a part of this homicide.
Şehri terkediyorum. Yeni sezonda burda olup bu cinayetin parçası olmayacağım.
No, I'm leaving town tonight, but I...
- Hayır, bu akşam gidiyorum, ama...
I'm packing a bag and leaving town tonight.
Çantamı hazırlayıp bu gece yola çıkıyorum.
Tomorrow at eleven I'm leaving for your town.
Yarın, on birde kasabadan ayrılıyorum.
I'm leaving town with two men.
Şehirden iki kişiyle ayrılacağım.
I'll be leaving town for a little while.
Bir süreliğine kentten ayrılacağım.
I'm leaving town.
Şehirden ayrılıyorum.
I'm leaving town.
Kasabayı terkediyorum.
Maybe nobody can keep you from leaving this town, but I'm following.
Belki kasabadan ayrılmanıza kimse mani olamaz fakat ben peşinizden geleceğim.
All I know is, I'm leaving this town.
Kasabayı bir an önce terketmeyi düşünüyorum.
Well, I'm leaving town right now and I don't expect to be back.
Aslında, şu anda şehirden ayrılıyorum ve döneceğimi sanmıyorum.
The other day he ran away, and I'm leaving town for a couple of days.
Geçen gün kaçtı gitti. Ve bu arada şehri birkaç günlüğüne terk ediyorum.
I'm leaving town if you win!
Kazanırsan, kasabadan giderim!
I didn't want to bother you but I'm leaving town tomorrow.
Sizi endişelendirmek istemem ama yarın gidiyorum.
Now don't get any bright ideas about leaving town -'cause I'm gonna be watching you.
Kentten ayrılmak gibi parlak fikirlere kapılma çünkü gözüm üzerinde olacak.
- Because I'm leaving town the next day.
- Ertesi gün buradan ayrılıyorum da.
I'm leaving town.
Şehri terk ediyorum.
- Yeah, I'm leaving town.
- Evet, şehri terk ediyorum.
I'm leaving town for a while, and you still have stuff here. Some mail... three letters.
Postaların.
I hope you're planning on leaving town.
Umarım şehri terk etmeyi planlıyorsundur.
I can't. I'm leaving town.
Olmaz, şehirden ayrılıyorum.
Now, I really hope you're not thinking about leaving town.
Şimdi, umarım şehirden ayrılmayı düşünmüyorsundur.
So I'm leaving town.
Bu nedenle kenti terk ediyorum.
I'm real glad to be back though. But at the time I was leaving... I really felt the need to get out of this town.
Geri döndüğüme memnunum gerçi ama gittiğim zamanlarda... bu şehirden gitmem gerektiğini hissettim.
I'm leaving town, and I have one patient I'd like to refer to you.
Ve sana yönelteceğim bir hastam var.
I'm leaving town, David.
Şehirden ayrılıyorum, David.
With Daddy leaving town, I should be able to slip this into his account, no problem.
Babam şehirden ayrılmadan, bunu hesabına aktarmalıyım.
I remember leaving the town meeting.
Şehirdeki toplantıdan ayrıldığımı hatırlıyorum.
I'm leaving town to visit John and Isabella.
John ve Isabella'yı ziyaret etmek için kasabadan ayrılıyorum.
I'm thinking of leaving town with Susan for a few days.
Susan'la beraber, birkaç günlüğüne şehirden ayrılmayı düşünüyoruz.
I'm sure he's gonna try to get out of town, and we're leaving
Şehirden çıkmaya çalışacağından eminim, zaten yarın gidiyoruz.
Hey, I feel terrible leaving town so early in our relationship, but it's an opportunity of a lifetime.
İlişkimiz yeni başlamışken seni bırakmak istemiyordum ama hayatta bir kez bulacağım bir fırsat.
I know we were planning to see a film tonight... but instead, I'm leaving town forever.
Bu akşam film seyredecektik ama ben onun yerine şehri ebediyen terk ediyorum.
- Oh! But instead, I'm leaving town forever.
Ama onun yerine şehirden ebediyen ayrılacağım.
I'm leaving town.
Buradan ayrılıyorum.
I know this is bad timing, but I'm leaving town.
Bu doğru bir zaman değil ama gidiyorum.
- I'm leaving town.
- Burayı terk ediyorum.
Denise is leaving town for a while. I don't have a roommate.
Denise bir süreliğine şehri terkediyor, ev arkadaşsız kaldım.
" I'm Not Leaving Town Without My Daughter
- Hangisi?
I thought I was leaving town.
Sanırım kasabadan ayrılıyordum.
I'm leaving town.
Ben şehirden ayrılıyorum.
i'm leaving soon 26
i'm leaving right now 35
i'm leaving 1647
i'm leaving tonight 38
i'm leaving today 16
i'm leaving tomorrow 74
i'm leaving you 124
i'm leaving now 204
i'm leaving first 22
town 158
i'm leaving right now 35
i'm leaving 1647
i'm leaving tonight 38
i'm leaving today 16
i'm leaving tomorrow 74
i'm leaving you 124
i'm leaving now 204
i'm leaving first 22
town 158
townsend 52
towns 31
town girl 18
towners 20
i'm larry 20
i'm late 792
i'm lying 82
i'm losing it 52
i'm looking for a job 19
i'm late for school 19
towns 31
town girl 18
towners 20
i'm larry 20
i'm late 792
i'm lying 82
i'm losing it 52
i'm looking for a job 19
i'm late for school 19