I'm listening translate Turkish
4,612 parallel translation
What I'm hearing right now is you have ideas but not a plan. I'm listening.
Dinliyorum.
I thought I was in trouble, but, listening to you, I realized I have great problems.
Ben kendi sorunlarım var sanıyordum ama seni dinledikten sonra benimkilerin iyi olduğunu fark ettim.
I'm listening.
Ben dinliyorum.
If you need me, I'll be in my room listening to mainstream hip-hop.
Bana ihtiyacınız olursa odamda popüler hip hop şarkıları dinliyor olacağım.
I'm not listening to you and I'm not there for you.
- Dinlemiyorum.
- We're not in this together and I'm not listening and I'm not being there, so just stop telling me things!
- Beraber değiliz, dinlemiyorum ve yanında değilim. Yani anlatmayı bırak artık!
I cried the other day listening to a techno song.
Geçen gün techno şarkı dinlerken ağladım.
I'm done listening to this.
- Artık bunu dinlemeyeceğim.
Sean, I hope you were listening to what Blake had to say.
Sean, umarım Blake'in dediklerini dinledin.
I'm sitting there listening to this girl share, and she's obviously, you know, she's talking about drugs, but... our stories are the same.
Orada oturmuş bir kızın paylaştıklarını dinliyordum, ve kız açıkça, bilirsin, uyuşturucu haplardan bahsediyordu, fakat hikayelerimiz aynıydı.
You're not listening to what I'm saying.
- Söylediğimi dinlemiyorsun.
All right, I'm listening.
Pekâlâ, dinliyorum.
I'm so not listening to this.
Tanrım. Bunu hayatta dinlemeyeceğim.
I'm listening.
Dinliyorum.
No, I'm not listening.
Hayır, seni dinlemiyorum.
While I'm am in a nunnery of one, Listening to your mother crow over me.
Manastırda annenin bağrışlarını dinliyorum...
But now I'm not talking anymore,'cause who knows who's listening?
Ama artık konuşmuyorum, çünkü kim bilir kim dinliyordur?
I'm listening.
- Dinliyorum.
Ok I'm listening.
Tamam, dinliyorum.
Mm, I'll think about it while I'm on my listening tour of the cafeteria.
Kafeteryada dinleme molamda bunu düşüneceğim.
Okay, I'm not listening.
Dinlemiyorum.
- Okay, I'm listening.
- Tamam, dinliyorum.
I'm not listening!
Söyleme dinlemiyorum!
La la la la la, I'm not listening!
Dinlemiyorum!
I'm sorry, I was really getting into this song and I stopped listening to you.
Pardon ya, kendimi şarkıya kaptırmışım, seni dinlemeyi bıraktım.
After listening, you didn't want to do 1,000 flowers special, but after you heard that I was going to it, you said you will.
Cheon Song Yi Özel Yayını'nı geri çevirdiğini duymuştum ama benim yapacağımı öğrenince yapacağını söylemişsin.
If you jeopardise the safety of any of my men, or any of those hostages because you've not been listening to me, I will take off this police uniform and I will make you pay for it.
Dinlemediğin için eğer adamlarımı ya da rehineleri tehlikeye atarsan bu polis uniformasını çıkarır, bunu sana ödetirim.
Yes, I'm listening.
Evet, devam et.
I don't even know why I'm listening to you.
Seni niye dinlediğimi bile bilmiyorum.
Brown, I'll tell you, you gotta start listening to what people don't say.
Hikayen nedir dostum? Brown, insanların söylemediği şeyleri dinlemeye başlarsan anlatacağım.
Brown, I'll tell you, you gotta start listening to what people don't say.
Brown, insanların ne söylediğine kulak asmadığında sana anlatacağım.
I'm listening.
Dinlerim.
I'm listening.
- Dinliyorum. - Vuruldum!
I'm not listening to Hebrews.
İbranileri dinlemiyorum.
Go ahead. I'm listening.
Devam et, dinliyorum.
You're listening to what I'm saying.
Dediklerimi dinliyorsunuz.
That's literally what I'm listening to now. Here.
Şu an onu dinliyorum.Bak.
I was listening.
Gözümü falan dikip bakmadım. Dinliyordum.
I just spent the last week listening to that drivel. So some witless, little ninny will sign a piece of paper to say I'm an okay kind of guy!
Akılsız ve küçük bir salak iki kâğıdı imzalasın da idare eder biri olduğum anlamına gelsin diye 1 haftamı bu saçmalığa harcadım!
I'm listening.
Şarkıyı dinliyorum.
Are you listening to anything that I'm saying?
Beni dinliyor musun?
You haven't been listening to anything I'm saying, have you?
Söylediklerimin hiçbirini dinlemiyorsun değil mi?
Yes, of course I'm listening.
Dinliyor musun? Evet, elbette dinliyorum.
I'm listening.
- Seni dinliyorum.
I'm listening. Is... is this a joke?
Bu... bu bir şaka mı?
No, I probably said it felt like I'd been listening to your voice forever.
Hayır, sesini hayatım boyunca dinlemişim gibi geldiğini söylemiştim.
I'm telling you, you're not listening to me.
Size söylüyorum, beni dinlemiyorsunuz.
You're not listening to me, I'm not gonna... No.
- Lafımı dinlemiyorsun ki.
I am listening to you. Okay?
Seni dinliyorum, tamam mı?
Sonny, I hope you're listening. You better be.
Sonny, umarım dinliyorsundur.
I stopped listening to his old shite a long time ago.
Uzun süre önce eski saçmalıklarını dinlemeyi bırakmıştım.
i'm listening to you 26
listening 122
listening to you 24
i'm larry 20
i'm late 792
i'm leaving soon 26
i'm lying 82
i'm losing it 52
i'm looking for a job 19
i'm late for school 19
listening 122
listening to you 24
i'm larry 20
i'm late 792
i'm leaving soon 26
i'm lying 82
i'm losing it 52
i'm looking for a job 19
i'm late for school 19
i'm leaving 1647
i'm leaving tonight 38
i'm leaving right now 35
i'm late for class 22
i'm lost 234
i'm looking forward to it 134
i'm leaving today 16
i'm leaving town 29
i'm late for a meeting 42
i'm losing her 27
i'm leaving tonight 38
i'm leaving right now 35
i'm late for class 22
i'm lost 234
i'm looking forward to it 134
i'm leaving today 16
i'm leaving town 29
i'm late for a meeting 42
i'm losing her 27