Listening to you translate Turkish
5,592 parallel translation
Listen, I know you are set on not listening to your mother right now, but you do not know Keith the way I do.
Dinle, şu anda anneni dinlemek istemediğini biliyorum ama Keith'i benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.
Someone's been listening to you.
Birisi sizi dinliyormuş.
I can't believe I'm saying this, but I'm still listening to you, Ginger.
Bunu söyledigime inanamiyorum, ama hala seni dinliyorum, Ginger.
I sit here night after night in a room with no windows listening to you vampires whine about what a bum hand you've been dealt.
Bu penceresiz odada her gece oturup siz vampirlerin ne kadar perişan olduğunu dinleyip duruyorum.
What's painful is listening to you mangle Lord Byron.
Asıl acıyı seni dinlemek veriyor, çakma Lord Byron.
Who cares about you getting worked up when nobody ain't happy listening to you?
Sizi dinlerken hiç kimse mutlu olmuyorsa galeyana gelmenizi kim umursar?
Are you listening to yourself?
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?
I have been listening to you.
Seni dinledim.
Do you know how many nights I couldn't sleep listening to you?
Kaç gece seni dinlerken uyuyamadığımı biliyor musun?
Are you listening to yourself?
Ne dediğini duyuyor musun?
Now I am done listening to you people.
Şimdi ise sizleri yeterlince dinledim.
- Because I think he's listening to you.
Çünkü, sanırım o seni dinliyor.
- I'm not listening to you.
- Seni dinlemiyorum.
Calvin, are you even listening to yourself?
Calvin, söylediğini kulağın duyuyor mu?
- I'm not listening to you.
- ya bırak yaa.
Shivani ji, you aren't listening to me.
Shivani ji, ama sen beni dinlemiyorsun bile.
Why are you even listening to her?
- Niye onu dinliyorsunuz?
Just wanted to make sure you were listening.
Dinlediğinden emin olmak istedim.
John. Are you listening to me?
John, beni dinliyor musun?
If you're listening, Grandpa Niall I need you to materialize right here right now.
Eğer dinliyorsan, Büyükbaba Niall buraya gelmene ihtiyacım var. Hemen, şimdi.
It's got a nice pop feel to it without being totally saccharine... and you're not listening to a word I'm saying.
İçinde pop tınıları var... Ama tamamen cıvık da değil. Ve sen söylediklerimi dinlemiyorsun.
You're not listening to me.
Beni dinlemiyorsun.
Look, you're not listening to me. Aah!
- Bak, beni dinlemiyorsun.
What are you listening to?
Ne dinliyorsunuz?
I mean, so what- - - I've been listening to fights for 30 years through this vent, and I'm gonna tell you, this is a bad one.
Ne olmuş yani... 30 yıldır bu havalandırma deliğinden kavgalarını dinlerim sana söyleyeyim, bu kötü olanlarından.
You caught me listening to my own music.
Beni kendi müziğimi dinlerken yakaladın.
And you picked today to start listening to me?
Ve sen de beni dinlemek için bugünü mü seçtin?
All the energy that you use to act like you're listening, try using it to actually listen.
Dinliyormuş gibi yapmak için harcağın onca çabayı gerçekten de dinlemek için harcasan diyorum.
Are you listening to me?
Beni dinliyor musun?
Well, that's odd because you spent the entire weekend listening to Don Todd's biography on tape, after the previous weekend in which you read it to yourself.
Bu çok garip çünkü bütün hafta sonunu Don Todd'un biyografisini dinleyerek geçirdin. Geçen hafta da kitaptan kendin okumuştun.
Are you listening to me right now?
- Beni dinliyor musun?
You are really, really talented at not listening to people.
Dik kafalılıkta gerçekten çok iyisin.
We knew you were listening to us.
Bizi dinlediğinizi farkettik.
- Who are you listening to, Tolya?
- Kimi dinliyorsun sen, Tolya?
Look, you're not listening to me, okay?
Bak, beni beni dinlemiyosun, tamam mı?
Are you listening to me?
Sen beni dinliyor musun?
Are you listening to me, child?
- Beni dinliyor musun, çocuğum?
- Jerry talk about? - Are you listening to anything that I'm saying?
Söylediğim herhangi bir şeyi dinliyor musun sen?
Are you even listening to me?
- Beni dinliyor musun sen?
- I feel like you're not listening to me.
- Beni duymadın gibime geliyor.
Course, if you wanted to tell me, you know, listening is a big part of my job.
Tabii ki eğer bana söylemek istersen. Biliyorsun, dinlemek işimin büyük kısmını oluşturuyor.
they may not admit it to my face, they might not say it if they think anybody's listening, but they'll tell you they don't like me.
Burada bazı adamlar var, yüzüme söylemeyebilirler, biri dinlerken söylemeyebilirler ama beni sevmediklerini söylerler.
What are you listening to?
- Ne dinliyorsun?
I'm listening to my Swedish tapes. - Oh, you are?
- İsveççe kasetlerimi dinliyorum.
- Are you listening to what you're saying?
- Ne dediğini duyuyor musun?
Are you even listening to me?
Beni duymadınız mı?
You're listening to "Call me". We continue with our program.
Ara beni adlı programı izliyorsunuz, devam ediyoruz.
Hey! You're not listening to what I'm saying.
Benim söylediklerimi dinlemiyorsun.
You're not listening to me.
Beni hiç dinlemiyorsun ki.
They know you are listening to them.
Onları dinlediğinizi biliyorlar.
Just because you stopped listening to her doesn't mean she isn't looking out for you.
Sen onu dinlemeyi bıraktın diye o seni korumayı bırakacak değil.
to you too 24
to you 1078
to your 24
to your knowledge 54
to your positions 16
to your health 109
to your left 71
to your place 20
to your family 22
to your mother 18
to you 1078
to your 24
to your knowledge 54
to your positions 16
to your health 109
to your left 71
to your place 20
to your family 22
to your mother 18
to your right 61
to your father 32
to yourself 36
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
to your father 32
to yourself 36
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63