English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm mark

I'm mark translate Turkish

2,142 parallel translation
Sir, like I said, Mark Huggins will be there on Friday.
Bayım, söylediğim gibi, Mark Huggins cuma günü orada olacak.
I'm Mark Sullivan.
Ben Mark Sullivan. - Ben Paul Stanton.
Hi, I'm Mark.
Selam, ben Mark.
He came in there with Maker's Mark whiskey and I started drinking with him.
Maker's Mark viskiyle stüdyoya geldi. Ben de onunla içmeye başladım.
- Mark, I'm not speaking in code.
Mark, şifreli konuşmuyorum.
- Mark... - That I said that stuff to her?
Ona bunları mı demişim?
I'm looking for Mark Zuckerberg.
Mark Zuckerberg'i arıyorum.
I just need to find you, Mark Zuckerberg.
Birini bulmalıyım. Seni, Mark Zuckerberg.
I was having dinner in the Kirkland dining hall with Mark, and I had the chicken with me, because I had to have the chicken with me at all times.
Kirkland yemekhanesinde Mark'la yemek yiyordum. Tavuk yanımdaydı. Sürekli yanımda taşımak zorundaydım.
Mark, Jesus, I quit the internship.
Mark, yapma. Stajı bıraktım.
In late November, I got the e-mail from Mark telling me to come out for the millionth-member party.
Kasım'da bir e-posta aldım. Mark, bir milyonuncu üye partisine davet ediyordu.
- I'm here to mark a turtle nest.
- Kaplumbağa yuvası işaretliyorum.
I'm Mark, just the new guy in the Mailroom.
İsmim Mark, posta odasında çalışmaya başlayan yeni elemanım.
Darling, I've got to stay with Mark tonight at Auntie Sarah's, but I'll come and see you tomorrow morning.
Canım, bu gece Sarah Teyze'nin evinde Mark'la kalmalıyım,.. ... ama yarın sabah gelip, seni göreceğim.
Mark's coming in from Florida and I really want him to meet everyone... so I kind of gotta plan ahead.
Mark Florida'dan gelecek ve ben herkesin onunla tanışmasını istiyorum bu yüzden biraz erken planladım.
If you even say "Marky Mark"... I'm gonna fucking come right now. Shit.
"Marky Mark" desen bile şu an kendimden geçebilirim.
I understand that the St. Mark's team of 1978 was the only championship team that the coach ever had and that's very impressive, I gotta say judging from the talent we had to offer.
1978 St. Mark takımı koçun şampiyon yaptığı tek takımdı ve bizdeki yeteneğe bakacak olursak çok etkileyici bir iş çıkarmıştı.
Black mark, I would remember that.
Siyah leke görsem hatırlardım.
And I'm gonna mark The Mensch.
Ben de Mensch'i işaretleyeceğim.
I read or write at the computer while Mark studies.
Bir film seyrederiz, ya da ben yazı yazarım o da çalışır.
I started crashing at Mark's - he was my manager - to avoid the commute, and I guess that became a permanent arrangement.
Mark'ın evinde kalmaya başladım - kendisi menajerim olur - evden uzak kalmaya çalıştım bu da kalıcı anlaşma gibi birşey oldu.
Uh, I just felt like I needed a break after Mark died.
Mark öldükten sonra araya ihtiyacım vardı.
I haven't contacted you since Mark...
Seni şeyden beri arayamadım...
Mark it down on your calendar, St. Cloud, 'Cause that's when I'm gonna smoke you.
Takvimine bir işaret koy, St. Cloud çünkü o gün geldiğinde canına okuyacağım.
Sir, I'm off, but mark my words no other channel will do this story.
Efendim, gidiyorum, ama dediklerimi dikkate alın bu hikayeyi yayınlayacak başka bir kanal yok.
I saved a brother who shares the mark.
Damgayı paylaştığım kardeşimi kurtardım.
But, when I'm ready I'm gojing to go make my mark somewhere else.
Ama hazır olduğumda gidip başka bir yerde kendimi göstereceğim.
I'm going to tell you what I'm gonna do, mark.
Sana yapacaklarımı söyleyeyim, Mark.
I'm going home, mark.
Ben eve dönüyorum, Mark.
I just can't believe that for the cost of renting a Viper for a week... we bought three of these 5D Mark II's and a set of Nikon primes.
Onları kiralamak için onların yerine bu pahalı şeyleri aldığımıza inanamıyorum....
I'm pregnant, mark.
Hamileyim, Mark.
I haven't seen mark cooper Since he took off in the middle of the night, Abandoning me and my daughter.
Mark Cooper'ı gecenin köründe beni ve kızımı terk edip gittiğinden beri görmedim.
I'm checking out the contents of Mark Hoffer's hard drive.
Mark Hoffer'ın donanımındaki parçaları kontrol ediyorum.
- I have assessed the risk factors.
- Mark, riskleri göz önüne aldım.
Hey, I'm Mark. Sorry!
Üzgünüm.
You know, I was only with Mark for one night, and then I was hung up on him for six years.
Mark ile sadece bir gece beraber oldum ve sonraki 6 yıl boyunca ona takılıp kaldım.
Mark, I've never gone out with him.
Allahtan yanındaydım. Mark, onunla hiç çıkmadım.
I'm dating Mark! Are you, though?
Bekle, ben Mark'la çıkıyorum ki.
Just one. Yeah, I saw Mark carrying, like, three boxes.
Adamım, Mark'ın 3 kutu birden taşıdığını gördüm.
Mark, I'm talking to you!
Mark, sana diyorum.
Mark! I'm talking to you!
Mark, sana diyorum.
Oh, I'm actually here to see mark.
Aslında buraya Mark'ı görmek için geldim.
Hey, mark, I'm kind of freaking out About this historical mansion thing.
Mark, şu tarihi malikane hakkında kafayı yemek üzereyim gibi.
I think I need to break up with Mark.
Sanırım Mark'tan ayrılmam gerek.
It's gonna get out, and then I've got a big check mark next to my name, and I'm just like damaged goods.
Peki elime ne geçecek? Bana defol deyip ismimin yanına bir işi bitti işareti koyacaklar ve ben de hasarlı kulaklarımla ortada kalacağım.
I'm very good at accepting apologies, Mark.
Özür kabul etmekte çok iyiyimdir, Mark.
Mark, I said put something on top of it, not put you on top of me.
Derdimizi unutalım. Mark, derdimizi unutalım dedim, tepeme çık demedim.
I wasn't the one talking about moving my whole life down here.
- O sarhoş konuşması değildi, Addison. - Hadi, Mark. Bunu konuşmayalım.
- You think? - I hope. I'm sorry.
Özür dilerim, AVM çok hassas, Mark.
We can just calm... - Naomi, don't talk to me like I'm a child. I'm not a 12 year...
Mark, lütfen, Naomi'yle git.
Yeah. Back in new York, you know, Mark and I were together, and, um...
New York'tayken Mark'la birlikteydik ve ben hamile kalmıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]