English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm off the hook

I'm off the hook translate Turkish

253 parallel translation
Nugent, the reason I'm here is that I want to let you off the hook.
Nugent, burada bulunmamın sebebi seni kancalarından kurtarmak için.
Want to hear about the time I cut off Hook's hand?
Huk'un elini kestiğim günü anlatayım mı?
I left it off the hook.
Açık bırakmışım.
I'm not going to let you off the hook, ever.
Benden asla kurtulamazsın.
This is my last day, but I'm not going to let them off the hook.
Bu son günüm, ama elimden kurtulmalarına izin vermeyeceğim.
Don't let her get the idea that'cause we're getting married... I'm gonna let her off the hook.
Sırf kızıyla evleniyorum diye yakayı sıyırdığını düşünürse çok yanılır.
I'm lettin'him off the hook.
Onu zahmetten kurtarıyorum.
Now I know why you took me off the hook with the police.
Şimdi beni polisin elinden niye kurtardığını anladım.
I'll get your insurance company off the hook cheaply this time but you'd better make that building of yours safe or somebody may get killed.
Sigortacını bu sefer ucuza kurtardım. Ancak binaya bir göz attım. Güvenlik önlemi alsanız iyi olur.
I never let him off the hook.
Adamı hiç rahat bırakmadım.
I'll call the Commissioner's office in the morning and apologize and get those other detectives off the hook as well.
Sabahleyin Başkomiserin ofisini arayıp, özür dileyeceğim ve şu öteki detektifleri de dertten kurtaracağım.
I tried to get in touch with you so many times but your phone was off the hook.
Sizinle pek çok defa bağlantıya geçmeye çalıştım ama telefonunuz meşguldü.
Just because you said you're having a little bit of trouble doesn't mean I'm gonna let you off the hook.
Başın biraz belada dedin diye benden kolay kurtulamazsın.
At least I'm off the hook.
Kancadan kurtuldum ya.
I have plans tomorrow and Wednesday, so you're off the hook.
Yarın ve çarşamba için planlarım var, benden kurtuluyorsun.
I'm off the hook.
Beni suçlamazlar.
What if I can get this guy off the hook?
Bu adamı kurtarsam mı acaba?
I see. You think by agreeing with me, I'll let you off the hook.
anlıyorum. benimle aynı fikirde olunca, yakanı bırakacağımı düşünüyorsun.
I'm off the hook now? I'm officially debt-free?
Borcum yok mu artık?
I'm here to help our friendly prosecutor off the hook.
Savcı dostumu beladan kurtarmak için geldim.
You know, Xena, I was thinking. A warrior of my quality should let you off the hook.
Biliyor musun, Zeyna, düşünüyordum da... benim kalitemde bir savaşçı senin paçayı kurtarmana yardım edebilir.
I let him off the hook.
Ben de oltayı ağzından çıkardım.
Look, Alice is the good daughter, Eleanor is the bad one and I'm the one that sort of gets off the hook.
Bak, Alice en iyi kız, Eleanor ise en kötüsü ve ben bir nevi sorumluluktan kurtulmuş oluyorum. Bu sadece onu işletmenin bir yolu.
I guess I'm kind of hoping you'll come back over the rail... and get me off the hook here.
Umarım küpeşteden bu tarafa geçip... beni büyük bir dertten kurtarırsın.
So, I'm off the hook then?
Yani ben oltadan kurtuldum, öyle mi?
I'm not going to let you off the hook like this.
Bu şekilde kaytarmana izin vermem.
I'm gonna let you off the hook, Phil.
Seni kancadan azat edicem Phil.
- I'm off the hook, huh?
- Sıkıntıdan kurtuldum mu?
"I'll get you the blue thing, the man in the boat, just let me off the hook this one time."
"Sana o mavi şeylerden alırım, şu balıkçı tekneli olanlardan, sadece bu seferlik bırak gideyim."
- I'm glad I'm off the hook.
Çünkü birine ayrılmak istediğini söylemenin ne kadar zor olduğunu bilirsin...
And since, technically, the contract is with Quake, he is off the hook, and I'm on the line.
Ve teknik olarak Quake'le kontratları var, O çekti gitti, Ve ben hala menzildeyim.
- Dawson, I'm not going to let you off the hook for what you did.
- Dawson, seni yaptığın için affetmiyorum.
- I think you're off the hook. - Whoo-hoo!
Sanırım kıçını kurtardın.
But I was off the hook.
Ama çığrımdan çıkmıştım.
I come in last night. Phone's off the hook.
Dün akşam bir baktım telefon açık.
I'm not gonna let you off the hook.
Seni yarı yolda bırakmayacağım, korkma.
So, what? I'm just supposed to let her off the hook?
Oltadan kurtarayım mı?
Anyway, I got you off the hook.
Neyse, artık peşinde dolaşmayacağım.
If that means I'm off the hook with The Powers That Be, all the better.
Ama bu Yüce Güçler'in oltasından uzak olduğum anlamına gelirse, herşey daha iyi olur.
- Guess I'm off the hook, huh?
- Yırttım galiba, değil mi?
Yes, and I certainly hope this one works... because I'm banking on this lame dog story to get me off the hook. Crap.
- Ve umarım bu seferki işe yarar çünkü kurtulmak için bu köpek hikâyesine ihtiyacım var.
Next time I'm not going to let her off the hook.
Bir dahaki sefere onun ipini serbest bırakmak için gidiyorum.
But I'm not here trying to wiggle off the meat hook.
Derinlerdekileri tekrar su yüzüne çıkarmaya çalışmıyorum.
I'm not letting you off the hook for that just yet.
Henüz paçanı sıyıramadın.
I just wanted to stop by to let you know that I made plans to go to Santa Fe with Carol Stillman for the holidays, so you're off the hook.
Bayram için Carol Stillman'la Santa Fe'ye gitme planları yaptığımı söylemek için uğramıştım bu yüzden sen paçayı kurtardın.
- It means I'm off the hook.
- Bu yırttığım anlamına geliyor.
I'm sorry, I didn't even know it was off the hook.
Üzgünüm, Ahizenin takılı olmadığını bilmiyordum.
He wouldn't let me off the hook. But I haven't applied to Yale.
- Ama ben Yale'e başvurmadım.
I'm off the hook.
Ceza almıyorum.
I begged him to let me off the hook, to no avail.
Bana hiç faydası olmayan bu cendereden beni azat etmesi için yalvardım.
Want to hear about the time I cut off Hook's hand and threw it to the crocodile?
Huk'un elini kestiğim günü anlatayım mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]