English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm pretty busy

I'm pretty busy translate Turkish

127 parallel translation
I've been pretty busy all my life, and I expect to be much busier soon.
Bütün hayatım boyunca oldukça meşguldüm ve yakında daha da meşgul olmayı bekliyorum. Hiç ellerinle çalıştın mı?
I'm pretty busy just now.
Şu an oldukça yoğunum.
I was pretty busy and I reckon they was, too.
Çok meşguldüm, sanırım onlar da öyle.
I'm pretty busy.
Hayli meşgulüm.
I'm gonna be pretty busy from now on, so I probably won't see you again.
Bugün bayağı koşturmacayla geçecek, herhalde seni bir daha göremem.
If you want me in a show, I'm pretty busy.
- Gösteriye istiyorsanız, gelemem, işim çok. - O değil.
I'm pretty busy these days.
Johnny, sorun ne?
I'm pretty busy -
Çok meşguldüm.
You see, I'm pretty busy. I don't know.
Çok işim var. Bilmiyorum.
I'm pretty busy down at the feed store.
- Şey, yem dükkanında çok meşgulüm.
I'm gonna be pretty busy with the campaign.
Kampanya beni çok meşgul edecek.
No, I'm usually pretty busy... at the monastery, praying with the other monks.
Hayır, genelde manastırda, diğer rahiplerle birlikte dua ederim.
I'm pretty busy.
Çok meşgulüm.
I think so, they're all pretty busy and a bit unhappy about the bed being tied up.
Sanırım efendim. Çok meşguller. Bu kadar yoğunken bu umutsuz vaka için yatağı vermekten de mutsuzlar.
- I'm pretty busy.
- Çok meşgulüm.
I'm pretty busy...
Gerçekten çok meşgulüm... — Seni seyredeceğim...
"Well your wife is keeping me pretty busy, I'll tell you that." And that seems to hold them for about a half an hour.
Bu onları bir yarım saat oyalıyor.
I'm pretty busy right at the moment,
Şu anda çok meşgulüm.
Well, I'm pretty sure they're both not busy, Miss Sindell, since they're both me.
Her ikisinin de meşgul olmadığından eminim çünkü her ikisi de benim.
I imagine they'll keep me pretty busy studying.
Ders çalıştırmaktan başımı kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Actually, I'm pretty busy'til the end of the week.
Aslında hafta sonuna kadar doluyum.
- I'm pretty busy at the motor pool up to my elbows in grease.
- Ben kadememde oldukça meşgulum dirseklerime kadar gres içindeyim.
No, I'm gonna be pretty busy.
Hayır, bayağı bir yoğun olacağım.
I'm pretty busy now. What is it?
Çok meşgulüm, noldu?
I'm pretty busy here. People come and go.
Ahbap, buralara hep birileri gelip gider.
- I think I'll be pretty busy here too.
- Sanırım benin burada biraz daha işim olacak.
I'll be pretty busy by then.
O zamana kadar epey meşgul birisi olacağım.
I'm pretty busy right now.
Bu sırada çok zamanım yok.
- I got a pretty busy week this week, but I'll- - I'll call you... soon.
Bu hafta biraz yoğun olacağım. Ama seni ararım... Yakında.
- Pretty sure I'm busy.
Meşgulüm.
I'm gonna be pretty busy.
Epey meşgul olacağım.
- Well, I'm pretty busy, but I can- -
İlk olarak, grubun insanlarla tanışmanın harika bir yol olduğunu düşündüm.
Okay. I'm pretty busy right now.
Pekala, şimdi çok meşgulüm.
I'm pretty busy.
Şimdi buna vakit yok.
I'm pretty busy now, Floyd.
Şu anda çok meşgulüm, Floyd.
I'm pretty busy, you know?
Benim çok işim var.
I'm pretty busy this week.
Bu hafta oldukça yoğunum.
I'm good... school and everything is keeping me pretty busy.
İyiyim... İşte okul filan koşturuyorum.
I'm pretty busy myself here, after all.
Şimdi hayli meşgulüm biliyorsun.
Probably not, I'm pretty busy.
Büyük ihtimalle çıkaramam. Meşgulüm.
I'm gonna be pretty busy here, and I'd like to get some of this worked out.
Meşgul olacağım. Halledilmesi gereken işler var.
Well, I'm pretty busy at the moment.
Şey, şu an epey meşgulüm.
"I've been so busy studying feminist theory... " I've never stopped to ask the most important question ofall'Am I pretty enough for a man? "'
" Feministlikle o kadar uğraştım ki kendime en önemli soruyu sormadım hiç.
Oh, well, you know, I'm a pretty busy guy.
Yani, aslında oldukça meşgul birisiyim.
I'm pretty busy.
Oldukça meşgulüm.
I guess you're pretty busy, which isn't a bad thing, is it?
Sanırım meşgulsün.
You know, I tried, but, you know, the security conference kept us pretty busy.
Gitmeyi denedim ama güvenlik konferansından fırsat bulamadım.
I mean, Saturday's gonna be pretty busy for me'cause we have to put out a parents'weekend edition of the paper, but I could definitely do lunch.
Yani Cumartesi çok yoğun bir gün çünkü gazetenin Ebeveyn Hafta Sonu sayısını çıkartacağız. Ama kesinlikle öğle yemeğini ayarlarım.
The truth is, Milo, I'm pretty busy these days and I...
İşin gerçeği Milo bugünlerde çok meşgulüm ve...
I called a couple times but I guess you've been pretty busy
Birkaç kez aradım ama sanırım çok meşguldün.
Yeah... I'm pretty busy.
Evet, ben çok yoğunum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]