English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm ready to talk

I'm ready to talk translate Turkish

215 parallel translation
I was ready to talk to somebody.
Birileriyle konuşmaya hazırdım.
Well, there's really no use talking about something that I'm not ready to talk about yet, until I know it's ready to be talked about.
Şu anda konuşmanın faydası yok bunun için konuşmaya hazır değilim, en azından ben hazır olana kadar.
Sure, I'm ready to talk to New York. Put'em on.
Elbette, New York ile konuşmaya hazırım.
- I'm always ready to talk to you.
- Seninle konuşmaya her zaman hazırım.
Whenever you're ready to talk business, Kelly, I'll be at my hotel.
İş konuşmaya hazır olduğunda otelde olacağım, Kelly.
If the governor Wants to talk to me, I'm ready to talk.
Eğer vali benimle konuşmak istiyorsa, konuşmaya hazırım.
Am I ready to talk to Baltimore? No, I'm not ready to talk to Baltimore.
Baltimore'la görüşmeye hazır mıyım?
I'm ready to talk, make concessions.
Konuşmaya, tavizler vermeye hazırım.
I'm ready to talk.
Konuşmaya hazırım.
I'll be ready to run interference for you. I'll talk to the governor.
Seni engellemeye hazır olacağım.
I'm ready to talk.
Karşımdasınız ve ben size pazarlık edelim diyorum.
- I'm ready to talk.
Konuşmaya hazırım.
Well, it was so nice I don't know if I'm ready to talk about it yet.
O kadar güzeldi ki anlatmaya hazır mıyım bilmiyorum.
I'm ready to talk about the phone calls, now.
Şimdi, telefon görüşmelerinden konuşmaya hazırım
I'm ready to talk if you're ready to listen.
Siz dinlemeye hazırsanız, ben konuşabilirim.
I'm not ready to talk to her yet.
- Onunla konuşmaya hazır değilim.
You know, after about ten hours straight on my feet, making small talk, breathing in that cheap cigar smoke, that is exactly the kind of line I'm ready to fall for.
10 saat dikildikten, havadan sudan konuştuktan, ucuz puro dumanını soluduktan sonra bu kesinlikle kanabileceğim doğru cümleydi.
Then I'm sure you're ready to talk.
O halde, konuşmaya hazır olduğunuza eminim.
I'll be ready. We need to talk, and right now.
- Ted hemen konuşmamız lazım.
Now, I'm taking this white flag and I'm going over to the enemy camp and I'm going to tell them you're ready to talk about terms for a cease-fire.
Şimdi, bu beyaz bayrağı alıp, düşman kampına gideceğim, ve ateşkes şartlarını görüşmeye hazır olduğunu ileteceğim.
Then send a messenger to the thessalians... And tell them that I'm ready to talk.
Sonra Teselyalılar'a bir haberci yollayın ve onlara benim konuşmaya hazır olduğumu söyleyin.
I want everybody to back off and I'm going to talk when I'm good and ready.
Herkes uzaklaşsın, hazır olunca isteklerimi söyleyeceğim.
I'm not sure I was ready to have my own talk-show set.
Kendi talk-show setimin olması konusunda pek hazır değilim.
I know this isn't really a good time to talk, but... you know, when you're ready, we should... we should figure out what we're going to do this year, you know.
Konuşmak için doğru bir zaman değil, biliyorum ama sen hazır olduğunda, biz bu yıl neler yapacağımızı gözden geçirmeliyiz.
I'm ready to talk.
Konuşmaya hazırım, beyler.
I guess I should go back inside and see if my ex-husband's ready to let me talk to her.
İçeri girip... ... eski kocamdan kızımla konuşmak için izin almalıyım.
I'm ready to talk about the fact that I'm a kid.
Daha bir çocuk olduğum gerçeği ile ilgili konuşmak istiyorum.
- I thought he was ready to talk.
- Konuşmaya hazır sanmıştım.
But I am ready to talk you up.
Ama seni övmeye hazırım.
Look, I gotta get ready for the game, Artie, so I'll talk to you later.
Oyun için hazırlanmam lazım, Artie. Sonra konuşuruz.
I'm ready to talk about my dad.
Babam hakkında konuşmaya hazırım.
I'm not ready to talk now, okay?
Ben şu an konuşmaya hazır değilim, tamam mı?
I'm not ready to talk.
Sadece konuşmaya hazır değilim.
Just because you're ready to talk, it doesn't mean that I am.
Salt sen konuşmaya hazırsın diye, bu benim konuşacağım anlamına gelmez.
But when you're ready to talk, I'm here.
Konuşmaya hazır olduğunda, buradayım.
Well, I'll keep holding'em off, and when you're ready to talk to'em, you can.
Peki, ben onları uzak tutarım, konuşmaya hazır olduğunda, konuşursun.
He wants to know about it, so tell him that I'm ready to talk.
Bilmek istiyordu, konuşmaya hazır olduğumu söyle.
I'm saying we put the word out that you ready to talk a truce.
Yani, etrafa bir barış yapmak istediğimizi söyleyelim.
Well, I'm not ready to talk about it right now.
Bu konuda şu an konuşmak için hazır değilim.
Tell Annicon I'm ready to talk.
Annicon'a konuşmaya hazır olduğumu söyle.
I guess I wasn't ready to talk to him yet.
Sanırım onunla konuşmaya henüz hazır değildim.
I'm ready to talk about more, okay?
Yeni işler için konuşmaya hazırım, tamam mı?
Just go about your business, and when you're ready to talk, I will be here.
- Tanrım. - Sen işini hallet. Konuşmaya hazır olduğunda burada olacağım.
Oh, hi, Michael. Hope you're ready to talk boo-boos, burps and binkies. Yeah, uh, Brooke, this is Mrs. Forman, the lady that told me I shouldn't take you horseback riding.
Oh, selam, Michael. umarım inga-inga, gaz çıkartma ve kakaları konuşmaya hazırsındır evet, uh, Brooke, bu bayan Forman, bu hanımefendi bana seni biniciliğe götüremeyeceğimi söyledi.
I'm not ready to talk about that yet, mother.
Henüz o konuyu açmaya hazır değilim anne.
I'm not ready to talk about...
- Tamam.
I'm just getting ready to talk to him right now.
- Ben de şimdi onunla konuşmak için hazırlanıyordum. - Harika. Şahane.
I think I'm ready to talk to Captain Picard.
Sanırım Kaptan Picard'la konuşmaya hazırım.
Look, I'm not ready to talk about it yet, okay?
Bak, bu konuda konuşmak için henüz hazır değilim tamam mı?
I'm not ready to talk to him yet.
Henüz onunla konuşmaya hazır değilim.
And I told you Andrew will talk about it when he is ready to.
ve Andrew'e buna hazır oluncaya kadar konuşmayacağımızı söyledim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]