English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm too weak

I'm too weak translate Turkish

170 parallel translation
I'm too weak.
Çok güçsüzüm!
I tried, but it was too weak.
Denedim ama çok zayıftım.
- No, I'm too weak.
- Konyak bu. - Konyak.
- It's brandy. - I'm too weak. Maybe we'd better get Shirlene ready for tomorrow night.
Belki yarın akşam için Shirlene'i hazır etmeliyiz.
I'm glad you said it, because I've been too weak to say it myself.
Söylediğine memnunum çünkü bunu kendime söyleyemeyecek kadar zayıf biriyim.
I'm too weak.
Çok zayıfım artık.
I'm too weak and accommodating.
Çok iradesiz ve uyumluyumdur.
I can't, I'm too weak.
Yapamam, çok bitkinim.
I was too weak.
Çok zayıfım.
I am too weak and too sensitive, you are right. "
"Haklısın, ben çok kırılganım, çok hassasım."
But, now I'm too weak to take you home.
Ama şu an seni eve götürecek durumda değilim.
I'm too weak to help you!
Ama seni tedavi etmek için çok güçsüzüm!
All of a sudden, I'm too weak to speak.
Birden bire, konuşacak gücüm kalmadı.
And I'm weak, too.
Çok halsizim de.
I'm too weak.
Hayır, hiç gücüm yok.
I am too weak to oppose you, and neither have you wronged me
Ben size baş kaldırmak için çok zayıfım. Ve siz bana haksızlık yapmadınız ki.
Do you think that I'm too little and that the life at the sultan's Court will make me weak and I'll forget what I owe to this country?
Çok küçük olduğumu, Sultan'ın sarayındaki hayatın beni güçsüzleştireceğini ve bu ülkeye neler borçlu olduğumu unutacağımı mı sanıyorsun?
I was too old for you, too weak.
Senin için çok yaşlıydım, çok zayıftım.
Many times I tried to back off but I was too weak.
Pek çok kereler bitirmek istedim. Ama çok zayıftım.
I was too weak.
Çok zayıftım.
Just be thankful I'm too weak to put my foot up your ass.
Kıçına tekme basamayacak kadar takatsiz olduğuma şükret.
Maybe i'm too weak.
Belki de çok zayıfımdır.
I'm too weak.
I'm too weak.
I'm getting weak! Me too! They're draining our energy!
Tüm gücümüzü bizden çalıyorlar.
I want to end this addiction to love, but I'm too weak.
Bu sevme bağımlılığından kurtulmak istiyorum, ama çok zayıfım.
I tried to help her. I pulled as hard as I could... but I was too weak.
Yardım etmeyi denedim, denedim ama... başaramadım.
Maybe if they think I'm too weak, they'll leave me behind.
Benim ne kadar güçsüz olduğumu düşünürlerse, belki de beni arkalarında bırakırlar.
i'm too weak to work, misty.
Çalışmak için çok zayıfım, Misty.
that's right, i am too weak to work, but a pokémon battle isn't work.
Çalışmak için çok zayıfım ama pokémon savaşı iş değil...
I can't go to the St. Vincent's for boots. I'm too weak to be standing in the queue.
Yardım merkezine gidip kuyrukta bekleyemeyecek kadar halsizim.
I brought him into this world. And I'm too weak.
Onu dünyaya ben getirdim ama çok zayıf.
And I'm too weak to keep either.
Ve ikisini de tutmaya gücüm yok.
No, I'm still too weak.
Hayır, hala çok güçsüzüm.
- I was just too weak, Joey!
- Çok zayıftım, Joey!
I must be too weak.
Çok zayıf olmalıyım.
I'm too weak.
Ben çok güçsüzüm.
If they overrun us... and I'm too weak, or... unable...
Eğer bizi geçerlerse... ve ben çok zayıf düşer, ya da.... aciz kalırsam...
I'm too weak.
Çok güçsüzüm.
But I'm too weak to carry this weight.
- Ama bu yükü taşımak için çok zayıfım.
I'll get you out of here. I have lost too much blood, and I'm weak.
Çok fazla kan kaybettim, güçsüzüm.
Why? Am I too weak?
Bunun için çok mu zayıfım?
It takes courage to face yourself, but I was too weak to admit... how weak I was.
İnsanın kendisiyle yüzleşmesi cesaret istiyor ama ben ne kadar zayıf olduğumu itiraf edemeyecek kadar zayıftım.
I'm too weak to fight, Chico.
Kavga edemeyecek kadar güçsüzüm Chico.
- Everything I do is too weak or too nice.
Çünkü yaptığım her şey ya çok zayıf, ya çok iyi.
I'm too weak.
Ben de çok zayıfım.
I'm too weak.
Hiç hâlim kalmadı.
Or am I too weak to have such respect given to me in return.
Yoksa bana karşılığında bir saygı gösterilmeyecek kadar zayıf biri miyim? - Adımı lekeliyorsun.
I'm too weak.
Çok güçsüzüm...
I'm too weak to break the chains.
Zincirleri kırmak için fazla güçsüzüm.
lebrun was too weak to eat so i made him a broth there was nothing more anyone could do
LeBrun yemek yiyemeyek kadar hasta olduğu için ona çorba yaptım. Kimsenin başka yapabileceği birşey yoktu.
Larry, I gotta tell ya, I'm too weak to really express it and articulate it, but this is the greatest thing that anyone's ever done for me.
Larry, şu anda kendimi iyi ifade edemeyecek kadar güçsüzüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]