English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm weak

I'm weak translate Turkish

1,307 parallel translation
If they overrun us... and I'm too weak, or... unable...
Eğer bizi geçerlerse... ve ben çok zayıf düşer, ya da.... aciz kalırsam...
Because I'm weak
Çünkü zayıfım
I'm weak. One look in her eyes and those sexy full lips...
Gözlerine ve seksi dudaklarına bakarsam...
I made the People's case against him with weak evidence.
Zayıf bir kanıtla ona karşı kamu davası açtım.
Okay, yeah, I was weak, and for more than one time. I probably still am a weakling.
Evet zayıftım, ve birden çok oldu.
? You think I'm weak, so you're looking for the kill?
Zayıf olduğumu düşündüğünden öldürmeyi planlıyorsun
I'm too weak.
Çok güçsüzüm.
I'm gonna sit down because you're so sexy? My knees are weak.
O kadar seksisin ki, dizlerimin bağı çözüldü, oturacağım.
He's over the other night, I had to help him off the toilet, he's so weak.
Geçen gece bendeydi. Tuvaletten çıkmasına yardım ettim. Çok zayıf.
I think you're afraid that embracing your humanity will make you weak, less than perfect.
Sanırım, insanlığı benimsemenin, senin mükemmelliğini zayıflatacağından korkuyorsun.
Like, I have a weak side a vulnerable side
Zayıf bir kısmım var. Güçsüz bir kısmım var.
- They think I'm weak!
- Güçsüz olduğumu düşünüyorlar!
I'm merely a person who gives guidance to the weak.
Ben sadece zayıflara yol gösteren sıradan biriyim.
Forgive me for being so weak, but that is who I am.
Zayıflığımı bağışla, fakat ben böyleyim.
You think I'm weak!
Zayıf olduğumu!
My legs are weak, but I feel better since yesterday.
Bacaklarım güçsüz, fakat dünden beri kendimi iyi hissediyorum.
# When I'm weak I draw strength from you #
- Çevrilmemiş altyazı -
# When I'm weak #
- Çevrilmemiş altyazı -
I'm just not buying this whole new emotional concern for the weak and defenseless.
Zayıf ve savunmasızlar için endişelenmesi olayına kesinlikle inanmıyorum.
I'm just being weak and selfish.
Sadece zayıflık ve bencillik ediyorum.
Because I am weak when it comes to men.
Çünkü konu erkekler olunca çok zayıfım.
I admire such confidence from the weak and helpless.
Zayıf ve biçarelerden böylesi cesarete hayran kaldım.
No life forms are registering on Elack's sensors, but... but I... I'm so weak I... I...
Elack'ın sensörleri hiçbir yaşam biçimi kaydetmedi, ancak... ancak... ben hala çok zayıfım... emin olamıyorum.
I try to resist, but I'm weak,
Karşı koymaya çalışıyorum ama zaafım var.
His vitals are so weak, I wouldn't be confident taking him to the OR.
Hayat belirtileri çok zayıf diye onu ameliyata göndermekten çok da emin olmazdım.
I am so weak.
Çok zayıfım.
I just hope the audience is kind because my material is weak, and I have that bladder thing.
Umarım seyirciler nazik tiplerdir. Çünkü elimde pek materyal yok. Bir de sidiğimi tutma sorunum var.
Shit, I'd wire that weak-ass thing back on itself... pull the truck up, bust through those French doors.
Basit, direk kabloları koparırdım ondan sonra da bu zayıf kapılardan içeri girerdim.
I'm merely a person who gives guidance to the weak.
Ben sadece zayıflara yol gösteren sıradan biriyim
They smell I'm weak.
Zayıf olduğumu seziyorlar.
I dragged my poor daughter 400 miles from Charleston to Cold Mountain because my doctors, they've been sayin'my chest is weak,
Zavallı kızımı Charleston'dan... Soğuk Dağ'a 600 kilometre sürükledim çünkü doktorum kalbimin zayıf olduğu kanaatinde.
I think you need to understand that Mr. Henson works very hard to grind off any traces of moulds. And it makes the glass weak. I thought you knew that.
Bay Henson'un bu bardakların kenarındaki kalıp izlerini silmek için çok çalıştığını anlaman lazım.
- I got weak and I crossed the line.
- Birkaç hafta önce sınırı aştım.
But I'm too weak to carry this weight.
- Ama bu yükü taşımak için çok zayıfım.
- You think because I'm weak you can start messing with me?
- Zayıf olduğum için, benimle oynayabileceğini mi sanıyorsun?
I'll get you out of here. I have lost too much blood, and I'm weak.
Çok fazla kan kaybettim, güçsüzüm.
Why? Am I too weak?
Bunun için çok mu zayıfım?
It was still snowing hard, and I heard a noise at the mouth of the cave like a bear... and it grabbed me and picked me up, and I fought, but I was so weak and cold... all I could do was knock the bear's hood off.
Hala kar yağıyordu ve ben mağaranın ağzında bir gürültü duydum... ayı sesi gibi. Beni kavrayıp kaldırdı, direndim, ama o kadar zayıftım ve üşüyordum ki... - Bütün yapabildiğim, ayının başlığına vurmak oldu.
I'm a bit weak
Bayağı hamlamışım.
I have a weak spot for special men.
Garip erkeklere bayılırım.
But I was weak and backsliding.
zayıftım ve buna gücüm yoktu.
I'm sorry. I'm so pathetic! And weak!
Acınacak haldeyim... ve zayıf... faydasız.
The perception is I'm weak.
Benim zayıf olduğumu düşünüyorlar.
It takes courage to face yourself, but I was too weak to admit... how weak I was.
İnsanın kendisiyle yüzleşmesi cesaret istiyor ama ben ne kadar zayıf olduğumu itiraf edemeyecek kadar zayıftım.
Okay, I'm reading a weak rotational couplet at 2106 UTC.
Veriler, 2106 UTC'de zayıf bir döner ikili gösteriyor.
I'm weak.
Ben zayıfım.
I gotta say, after last night, I'm a little weak in the knees.
Dün geceden sonra, dizlerimin biraz güçsüzleştiğini söylemeliyim.
- I'm very weak.
- Bir süredir yemek yemedi.
I'm glad to see growing up with Highfather hasn't made you soft and weak.
Yüce Peder'in yanında büyümenin seni yumuşak ve zayıf yapmadığını görmek beni mutlu etti.
I should have been strong, but I'm weak.
Güçlü kalmalıydım, ama zayıflık gösterdim.
I'm too weak to fight, Chico.
Kavga edemeyecek kadar güçsüzüm Chico.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]