English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I can't go anywhere

I can't go anywhere translate Turkish

173 parallel translation
I can't go anywhere.
Ama hiçbir yere gidemem.
- Well, I really can't go anywhere.
- Yani bir yere gidemem.
Well, I can't go anywhere until you put me down.
Beni yere indirene kadar hiçbir yere gitmiyorum.
I can't go anywhere now.
Şu anda bir yere gidemem.
I'm an outlaw, so I can't go anywhere I like
Ben bir kanun kaçağıyım, bu yüzden her canımın istediği yere gidemem.
I can't go anywhere without you.
Sensiz bir yere gitmem.
I can't go anywhere with my face like this.
Yüzüm bu şekilde hiçbir yere gidemem.
I can't go anywhere looking like that.
Bu şekilde hiç bir yere gidemem.
They say I can't go anywhere, not even to a public restroom.
Hiçbir yere gidemiyorum, umumi tuvalet dâhil.
I can't go anywhere like this.
Bu halde hiçbir yere gidemem. Sadece...
Listen, I can't go anywhere, but how'd you like to do me a favor?
Dinle, şu an buradan ayrılamam, ama bana bir iyilik yapar mısın?
- I feel like shit I can't go anywhere
- Kötüyüm, hiç bir yere gidemem.
I can't go anywhere.
Bir yere gidemem.
I can't go anywhere.
Hiçbir yere gidemem.
- I can't let you go anywhere...
- Seni hiçbir yere salama- -
But I can't drive anybody anywhere until I go down to get my new plates.
Ama taşıt bürosüna gidip yeni plakamı alana kadar hiç bir yere gidemem.
You gotta slow your car down and let me in because I'm a big fat guy and I can't go anywhere.
Arabanızı yavaşlatıp beni almalısınız,... çünkü ben kocaman şişko bir adamım ve hiçbir yere gidemiyorum.
I felt in such an agreeable frame of mind when I left the Scherbatskys', I didn't want to go anywhere else.
Scherbatsky'lerde o kadar hoş vakit geçirdim ki sonra canım başka yere gitmeyi istemedi.
I know, it's... it's crazy. You know, I can't go anywhere without being mobbed.
Kızlar saldırmadan hiçbir yere gidemiyorum.
I can't go anywhere.
Hiçbir yere gidemiyorum.
I can't really go anywhere right now.
Şu an hiçbir yere gidemem.
If I don't, you can go anywhere you want.
Sizlerle anlaşamazsam, dilediğiniz yere gidersiniz.
I can't go anywhere, Megan.
Hiç bir yere gidemem, Megan.
How am I supposed to know you can't go walking anywhere?
İstediğim her yerde yürüyemeyeceğimi nereden bilebilirdim ki?
I CAN'T GO ANYWHERE.
Hiçbir yere gidemem.
I'll be holdin'the door open so you can't go anywhere else.
Geçidi açık tutuyor olacağım. Böylece başka bir yere kaçamayacaksınız.
I can't go anywhere until I know that Ellen's forgiven me.
Ellen beni affedene kadar hiçbir yere gitmeyeceğim.
- I can't go anywhere.
- Hiçbir yere gidemem.
- I can't go anywhere without my keys!
- Anahtarsız bir yere gidemem.
See, you're too late, because I work 90 hours a week which means I can't go anywhere or do anything.
Bunun için geç kaldın, çünkü haftada 90 saat çalışıyorum bu da demek oluyor ki hiçbir yere gidemem ya da hiçbir şey yapamam.
- I can't. I can't go anywhere now.
Hayır ben bir yere gidemem.
I only came to tell you that this you and me, can't go anywhere beyond this evening.
Buraya gelmemin nedeni sadece senin ve benim bu geceden daha ileri gidemeyeceğimizi söylemekti.
Why'd you bring me here if I can't go anywhere on my own?
Bir yere kendim gidemeyeceksem beni neden buraya getirdin?
I'm sorry we didn't do this sooner. I can never get Neil to go anywhere.
- Neil'ı hiçbir yere götüremiyorum ki.
Wait, I can't go anywhere, I'm grounded.
Bir dakika. Hiçbir yere gidemem.
I can't go anywhere, fellas.
Tanrım! Hiçbir yere gelemem çocuklar.
I can't really go anywhere until Shorty gets my car fixed.
Shorty arabamı tamir edene kadar hiçbir yere gidemem ki.
I have to go. I can't stay anywhere anymore.
Ben bir yerde kalamam artık
I can't go anywhere.
Sonu yok.
I'll be holding the door open so you can't go anywhere else.
Kapıyı açık bırakacağım, başka bir yere gidemeyesiniz diye.
I can prove that you didn't go anywhere near a hospital last night.
Dün gece hastanenin yakınından bile geçmediğini sana ispatlayabilirim.
I can't go anywhere.
Ben hiç bir yere gidemem.
And the worst part is, I can't even quit. I don't have anywhere else to go.
En kötü tarafı da işi bırakamam.
I can't afford to go anywhere.
Bir yere gitmeye gücüm yetmez.
Yeah well, that's all "mute" anyway, Mark, because I can't go anywhere wednesday night.
Zaten gelemezler Mark çünkü çarşamba akşamı hiçbir yere gidemem.
I can't go anywhere until i find my mother.
Annemi bulmadan hiçbir yere gidemem.
I mean, we can't go outside, but we could go anywhere else.
Yani dışarıya çıkamayız ama gidebileceğimiz başka yerler olabilir
Why can't I go anywhere?
Neden hiç bir yere gidemiyorum?
Yeah, it's impossible. I can't go anywhere with my actual hair color.
Bu imkansız, bu ara gerçek saç rengimle bir yere gidemez oldum.
Why can't I go anywhere without being harassed?
Her yerde taciz ediliyorum.
So can't I go anywhere else besides my rehearsals?
Ama bugün hiç provam yok demiştin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]