I can't see you translate Turkish
5,347 parallel translation
I think... It's kind of funny, but I really don't see how you can make a story like that up.
Biraz tuhaf ama nasıl öyle bir hikaye uydurulur anlamıyorum.
I don't know if you can see me under here.
Bunu takınca beni görebiliyor musunuz?
Can't you see I'm all alone!
Boştayım görmüyor musun?
Will you grow up, Terrance, can't you see I'm not fake?
Büyüyecek misin Terrance, sahte olmadığımı görmüyor musun?
Tracy, can't you see I'm trying to storm out in dramatic fashion?
Tracy, burayı dramatik bit şekilde terketmeye çalıştığımı görmüyor musun?
- I can't let you see them. - Come on.
Onları görmene izin veremem.
I can see you don't wanna be here and you're scared.
Burada olmak istemiyorsun ve korkuyorsun.
I can see you don't want to hurt anybody.
Kimseye zarar vermek istemiyorsun.
I know you can't see past your narrowest concerns.
En büyük endişelerini bile artık göremediğini biliyorum.
Can you even see? - I don't see it. - Shit!
Sen görebiliyor musun?
Look, why don't you and I go downstairs, have a drink, see if we can come to an arrangement?
Neden aşağıya inip bir şeyler içmiyoruz? Bakalım bir anlaşmaya varabilecek miyiz?
Can't you see I'm preoccupied?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?
Just because you can't see through your Magoo goggles doesn't mean I'm not doing what I'm doing.
Kalın çerçeveli gözlüğünden bir şey göremiyorsun diye şu an yaptığım şeyi yapmıyor değilim.
You know I can't believe it when I hear that you won't see me
Beni görmek istemediğini söylediğinde Buna inanmıyorum
You know, cancer and tumors and cysts and clots and I see what I'm looking at but I can't tell you know, the people that are laying there, so, that's miserable all day,
Kanser, tümörler, kistler, pıhtılar... Baktığımda hepsini görüyorum ama söyleyemiyorum. İnsanlar öylece uzanıyor orada.
I can see you don't believe in the customary forty-eight-hour window between kills.
Görüyorum ki cinayetler arasında 48 saat olması kuralına pek inanmıyorsun.
I can't wait to see the way you're gonna be with him.
Kucağına alacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum.
Hey, once you all gain entry, I can't see shit.
İçeri girdiğiniz zaman buradan hiçbir sik göremiyorum.
I can't wait for you to see him play.
Maçını izlediğini görmek için sabırsızlanıyorum.
You don't think I see you, you don't think I'm a good husband, you don't think I can go to the North or South Pole, you don't have any fucking faith in me.
Ne sana değer verdiğime, ne iyi bir koca olduğuma ne Kuzey ya da Güney Kutbuna gidebileceğime ihtimal veriyorsun bana karşı hiç itimadın yok.
It's about to happen again, so if you don't mind... I'm going to go see if our toilet can take a punch.
Tekrar olmak üzere, eğer sakıncası yoksa gidip biraz klozeti ağlatacağım.
If you can't see that, I don't know what you're doing here.
Bunu göremiyorsanız, burada ne işiniz var bilemiyorum.
I can't see you anymore, Quinton.
Seni artık göremem, Quinton.
You know, I don't complain about the pain, but it's so bad, sometimes I can't even see straight.
Acı çektiğim için sızlanmıyorum ama bazen o kadar kötüleşiyorki gözümün önünü bile göremiyorum.
Can you stop shining that light in my eyes? I can't see what I'm digging.
Şunu gözüme tutmayı keser misin, ne yaptığımı bile göremiyorum.
Seriously, I mean, I can't see you.
Cidden, yani seni göremem.
Now, I don't want to alarm you, and I don't expect to see any significant change in the magistrate's ultimate decision vis-à-vis your own inheritance, but, especially given the circumstances of the death, as well as the disappearance of the key witness in the murder case, Serge X, I suggest that we immediately bring this matter to the attention of the municipal inspector so that there can be absolutely no question of impropriety at any future date.
Sizi telaşlandırmak istemem ki zaten sulh hâkiminin size kalan miras konusundaki nihai kararında kayda değer bir değişiklik yapmasını beklemiyorum ancak bilhassa ölümün gerçekleşme şeklini ve cinayet davasındaki en önemli tanık olan Serge X'in ortadan kaybolmasını göz önünde bulundurursak ileride hiçbir şekilde yakışıksız bir durum yaşanmaması için bu meseleyi acilen bölge müfettişinin dikkatine sunmanızı öneririm.
I got on $ 800 shoes, and you can't even see the motherfuckers.
ayağımda 800 dolarlık ayakkabı var ama onu göremezssiniz bile.
No, I can't let you see her.
Hayır, onu görmene izin veremem.
I can see why you couldn't get out fast enough.
Buradan neden apar topar gittiğini anlayabiliyorum.
Okay, I can see that you- - you got a problem with me, so why don't we... find an interpreter and we'll just- - we'll just take it outside?
Evet, Benimle bir sorununuz... olduğunu görebiliyorum, ve neden biz... bir tercüman bulup,... bunu dışarıda değerlendirmiyoruz?
I can't see you now. - Come now.
Bugün size vakit ayıramam.
I just don't want to see you get hurt, especially not by him.
Ben sadece canının yandığını görmek istemiyorum hele ki onun elinden.
- I can't really see all of you.
İyi mi? - Tam görünmüyorsun, biraz geri git...
You can't let anyone see you. - What do I do?
Kimsenin seni görmesine izin veremezsin.
I can't see you, but you smell beautiful.
Sizi göremiyorum ama güzelliğinizin kokusunu alabiliyorum.
I don't need to glorify me or make me seem cool or anything other than what I am, so, Buddy, you can see me for the man I was.
Beni olduğumdan daha havalı göstermene veya yüceltmene gerek yok. Yani beni olduğum gibi görüp tanıyacaksın Buddy.
Listen, I can't - - Well, again, I can't tell you how sorry I am, but we'll see things are fair and square you know, property wise.
Dinle, ne kadar... Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. Ama olaya tarafsız şekilde bakacağım.
I can see you.
Tıpkı sana benziyor.
I can run lines with you, but I don't really see the point, you can find anyone to do that.
Sana replikleri okuyorum ama bunu yapabilecek herhangi birini bulabilirim.
Can't you see I am a dancer?
Benim nasıl dans edebildiğimi göremiyor musunuz?
See, Pop, I can do something for ya, and you can do something for me, and it ain't buy me no Cadillac.
Pop, ben senin için bir şeyler yaparım, sen de benim için. Bana bir Cadillac falan da almayacaksın.
Now it's a little early, so I wanna keep an eye on you. But I don't see why we can't celebrate.
Şu an için biraz erken, bu yüzden sana göz kulak olmak istiyorum, ancak neden kutlayamadığımızı da anlamıyorum.
I mean, it wasn't like : "Can you see that? Can you see that?"
Yani "Gorebildin mi" tarzi sorular..
Ayisha, I know it's hard living in their world and being apart from it, a world you can see but can't touch.
Ayisha, biliyorum ki onların dünyasında yaşamak zordur. ve o dünyadan ayrı yaşamak da zordur. görüp te dokunamadığın bir dünya.
Can't stay long tonight. But I can't wait to see you again tomorrow.
Bu gece geç saate kadar kalamam..... ama yarın seni görmek için sabırsızlanıyorum.
"Why can't I see anyone beyond you?"
Neden dünyada senden başkasını göremiyorum ben?
I can see the red plug in the barrel... so you look like a kid with a plastic toy when you point it at me.
Namlunun ucundaki kırmızı tıpa görülüyor. Bana doğrulttuğun zaman, plastik oyuncaklı bir çocuğa benziyorsun.
- You see, I told you shouldn't go, and now look. - Honey, relax.
- Canım, sakin ol.
I can't see why you'd hesitate.
Tereddüt etmeni anlayamıyorum.
You know, Teresa, I know your uncle, and I can't ever see him buying a house like this.
Terasa, benim tanıdığım amcan bu tarz bir ev almaz.
i can't see you anymore 48
i can't 15664
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't 15664
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't see 575
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't help it 628
i can't explain it 227
i can't see 575
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't help it 628
i can't explain it 227