I can do anything translate Turkish
6,018 parallel translation
This is a free country, I can do anything I want.
Burası özgür bir ülke.
Here, I can do anything I want.
ye, iç, 10 saat uyu...
With this power, I can do anything.
Bu güçlerle her şeyi yapabilirim.
Is there anything I can do to help?
Yardım edebileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything I can do?
- Yapabileceğim bir şey var mı?
Go. Let me know if there's anything I can do.
Yapabileceğim bir şey varsa bana haber ver.
"Anything you can do, I can do too"?
"Senin yapabildiğin her şeyi, Bende yapabilirim"?
Anything I can do to help.
Yardım etmek için ne gerekiyorsa
I can't think, I can't work, I can't do anything.
Başladığı zaman düşünemiyorum, çalışamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum.
Is there anything I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Well, now that I'm working so closely with him, if there's anything I can do for you, anything that would make yours or his life easier...
Onunla bu kadar yakından çalıştığıma göre sizin için ya da Başkan için hayatınızı kolaylaştıracak yapabileceğim herhangi bir şey varsa...
- Well, you know, if there is anything I can do to help.
- Yardım edebileceğim bir şey varsa... - Yok.
Just let me know if there's anything else I can do to support you.
Başka destekleyebileceğim bir şey olursa bileyim yeter.
Let me know if there's anything I can do to help.
Peki. Yardımcı olmak için yapabileceğim bir şey olursa haber verirsin.
She's going blind and I can't do anything about it, so, no, nothing about any of this is right.
Kız kör kalacak ve benim elim kolum bağlı yani hayır, hiç iyi değilim.
Do you honestly think that they can trace anything I do online?
Gerçekten, online yaptığım her şeyi takip edebileceklerini mi düşünüyorsun?
But you do have people we can call, like your brother or your ex, who can in turn find Wes and threaten him or maim him or anything that doesn't involve your fangs on my neck.
Ama arayabileceğimiz kişiler var. Kardeşin ya da eski sevgilin gibi. Onlar Wes'i bulur onu tehdit eder ya da sakatlarlar.
I'm trying to figure out why you decided to tell a starving, bloodthirsty, vampire-feeding ripper that his Nemesis is still walking around alive and well while I am stuck in this cell and can't do anything about it.
Aç, kana susamış, vampir-yiyen bir deşiciye ben burada bağlı bir şekilde hiçbir şey yapamazken baş düşmanımın hâlâ gayet iyi bir şekilde ortalıkta dolandığını söylemeyi seçtin onu çözmeye çalışıyorum.
Well, likewise because I do remember you saving my life, so if there's anything that I can do to repay you, let me know.
Çünkü hayatımı kurtardığını hatırlıyorum. O yüzden bunun karşılığını vermek için yapabileceğim bir şey olursa söyle.
I can't do anything until you bring the Traveler knife, so hurry up.
Zaten sen Gezgin bıçağını getirmeden bir şey yapamam, o yüzden acele et.
Can't imagine anything I'd rather do.
Yapmayı tercih edeceğim bir şey olduğunu düşünemiyorum.
Can I do anything?
Yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can do?
Yapabileceğim bir şey var mı?
I can't do anything about it.
Onun için bir şey yapamam.
So if there is anything else I can do...
Yani eğer başka yapabileceğim herhangi bir şey varsa...
I'm still angry that you could try your best with these people to do the right thing, and they'd turn everything against you. And they will hurt you with anything they can.
Bu insanlarla doğru muhattap olmak için elinden geleni yaparsın, ama onlar herşeyi aleyhine çevirirler ve incitebilecekleri her şeyi kullanırlar.
Yeah, but I can't go to them'cause I don't think it has anything to do with my business.
Var ama onlara gidemem, bunun işle alakalı bir şey olduğunu sanmıyorum.
I can't do anything tonight.
Bu gece bir şey yapamam.
Well, that is disturbing. Is there anything I can do to help?
Yapabileceğim bir şey var mı?
I'll do anything I can to help.
Yardım etmek için her şeyi yapacağım.
I can't do anything without the mothership.
Ana gemi olmadan bunu yapamam.
Anything I can do.
Elimden ne geliyorsa yaparım.
According to you, I can never do anything properly.
Sana göre, hiçbirşeyi düzgün yapamıyorum ki zaten.
Well, I can't do anything about it.
Bu konuda elimden bir şey gelmez.
I do that at work when I can't think of anything to say.
İşteyken söyleyecek bir şey bulamadığımda söylüyorum onları ben.
- Anything I can do to help. - Um, who said this was a date, casey?
- Hm, bunun bir çıkma olduğunu kim söyledi, Casey?
Now, Rabbit, I'm not gonna force you to do anything, but if you care about Wonderland, what it once was and what it can be again, then I'm gonna need you to help me.
Bak, Tavşan, seni bir şey yapman için zorlamayacağım, fakat eğer Harikalar Diyarı'nı umursuyorsan, önceden nasıl olduğunu ve yeniden nasıl olabileceğini umursuyorsan, o zaman sana, yardım etmen için ihtiyacım var.
I'm just saying, from my experience, if there's anything you can do to keep your mom by your side, you should do it.
Deneyimlerime binaen anneni yanında tutabilmek adına yapabileceğin bir şey varsa yapmalısın diyorum.
If I can't do anything I want, what's the point?
İstediğim şeyi yapamayacaksam bunun anlamı ne?
If there's anything I can do to help.
Yardım edebileceğim bir şey varsa.
I'll see if there's anything I can do.
Yapabileceğim bir şey var mı diye bakayım.
And I know that this may sound naive, but I feel like with enough time we can do anything.
Dışarıdan safça görülebileceğini biliyorum ama yeteri kadar zamanımız olduğunda her şeyi yapabileceğimizi düşünüyorum.
Is there anything I can do?
Yapabileceğim hiçbir şey var mı?
Hey, if there's anything I can do to help, Cami, just let me know.
Cami, eğer yapabileceğim herhangi bir şey varsa... Haber ver bana.
I don't think you can do anything because it's
Bir şey yapabileceğini sanmıyorum zira...
If there is anything I can do for the two of you... please let me know.
İkiniz için yapabileceğim bir şey varsa, lütfen söyleyin.
Now, I can't really do anything about your old man, but I might be able to shave a few thousand hours of community service off.
Şimdi, gerçekten bir şey yapamam ihtiyar hakkında, Toplum hizmeti off ama ben bin birkaç saat tıraş mümkün olabilir.
Well, listen, if there's ever anything that I can do... hello?
Merhaba Peki, yapabileceğim bir şey varsa, dinler misin?
I can't do anything else.
Çünkü başka bir şey yapamıyorum.
Jenny, I really don't think there's anything we can do.
Jenny, yapabileceğimiz bir şey olduğunu sanmıyorum.
Let me know if there's anything I can do.
Eğer yapabileceğim birşey varsa söyle.
i can do anything i want 29
i can't 15664
i can 2958
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't 15664
i can 2958
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't breathe 689
i can't see 575
i can do it 822
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't do this anymore 331
i can't see shit 25
i can't remember 638
i can't wait 554
i can't breathe 689
i can't see 575
i can do it 822
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't do this anymore 331
i can't see shit 25
i can't remember 638