English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I liked that

I liked that translate Turkish

2,044 parallel translation
I liked that.
Hoşuma gitti.
I liked that line about the starfish anus
Antrem'e sinir oluyorum. Denizyıldızının göt deliğiyle ilgili kısma bayıldım.
Yeah, it's just that I hadn't found a script I liked that much in a long time.
Evet, uzun süreden beri iyi bir senaryo bulamadım.
I knew I liked that guy the minute he walked in.
İçeri girdiği anda o adamı seveceğimi anlamıştım.
I liked that.
Bunu sevmiştim.
I don't know if I can handle that all the time, but... I kind of liked it.
Her zaman bu kadarını kaldırabilir miyim bilmem ama hoşuma gitti sayılır.
I never liked camping that much. But Pat changed that for me.
Kamp yapmayı pek sevmiyorum.
I knew that woman never liked me.
- Ne için?
I liked that song Grapple Hound. Gossip Town?
- Dedikodu kasabası mı?
I liked this other girl that she was with and she and Sam were really close.
Aslında diğer kızdan hoşlanıyordum. Sam'le ikisi yakın arkadaştı.
I really, really like Nina and I thought that... well, I hoped that she liked me.
Ben nina'dan gerçekten hoşlandım ve onun da benden hoşlanmış olabileceğini sandım.
I was just saying that Molly was new to the city when he asked me how I liked Toronto.
Toronto'yu beğenip beğenmediğimi sorduğunda ben de Molly'nin şehirde yeni olduğunu yazıyordum.
And I soon figured out that she liked me...
Çok geçmeden, onun benden hoşlandığını anladım.
Plus, the other day, you even said you liked her, and I know that you're just kidding around, but you never said you liked me, even as a joke.
Hatta geçenlerde onu sevdiğini söylemiştin. Espri yaptığını biliyorum. Ama espri olarak bile olsa beni sevdiğini hiç söylememiştin.
- That I liked men?
- Erkeklerden hoşlandığımı mı?
You know, I never liked that guy.
- O adamı hiç sevmedim.
- I always liked that cheap trick song.Yeah. It's - good.
"Ucuz numara" şarkısını hep sevmişimdir. Evet.
I liked it that time.
Bu sefer hoşuma gitti.
I liked the one that sounded like... a ghost.
Müziği şey gibi olanını hayalet.
I never liked that bitch.
O kaltağı hiç sevmemiştim.
- Fine. You know, I never liked that Harlan.
Biliyor musun, Ben Harlan'dan hiç hoşlanmamıştım.
'Inventor of the transistor.'That's what I'd have liked it to say.
- Transistoru icat eden adam, demelerini isterdim.
- Families with lots of kids. And checkered curtains and cats and dogs and bait. Every girl that I ever liked.
Çok çocuklu ailelerden, ekoseli perdelerden, kedilerden, köpeklerden, olta yemlerinden, hoşlandığım her kızdan nefret eden annemle.
Big and getable. that's the way i liked'em.
Büyük ve ele gelen, öyle seviyordum.
So I guess that means she liked it.
Hoşuna gitti demek yani.
I never liked that house.
O evi hiç sevmezdim.
There was that Tracy Chapman song that I liked.
Tracy Chapman'ın şarkılarından birini seviyorum mesela.
That lady, I liked her.
O bayan, hoşuma gitti.
And if I liked short, fat men sucking on my dick, I'm sure that no one could do it better than you either.
Ve eğer, kısa şişman adamların yarağımı yalamasından hoşlansaydım eminin onu da senden iyi yapan biri çıkmazdı.
I liked you- - that wasn't a lie.
Senden hoşlandım.
I LIKED IT THAT WAY.
Bunu daha çok seviyordum.
I actually thought that she liked me, which is pathetic.
Bir zavallı gibi beni sevdiğini falan düşündüm hatta.
Maybe I am a slut, but that's what Nathan liked about me.
Belki ben bir fahişeyim, fakat bu Nathan'ın sevdiği yanım.
Honey, I know that you've liked other women of course, I mean, everyone likes other women
Tatlım, başka kadınları beğendiğini biliyorum, elbette, yani, herkes başka kadınları beğenir.
I'd liked that Spain wins.
İspanya'nın kazanmasını istiyorum.
I... I can't say that I liked it.
Bunun hoşuma gittiğini söyleyemem.
Maybe I am a slut, but that's what Nathan liked about me.
Belki fahişe olabilirim, Fakat Nathan bu özelliğimden hoşlanıyor.
You knew that I liked him.
Ona aşık olduğumu biliyorsun.
Which I liked, but... I don't know that meryl streep was the right choice.
Film güzeldi ama Meryl Streep doğru seçim miydi bilemiyorum.
Good, because I have to say, I really liked that.
Güzel. Çünkü söylemeliyim ki çok beğendim.
I don't know. I mean, she was just excited that the older girls liked her.
Yani, kendinden büyük kızlar ondan hoşlandı diye heyecan yapmıştı sadece.
I was excited that they liked me.
Aynı sebepten ben de heyecan yapmıştım.
And amazingly enough, I met someone who liked that person.
Ve şansa bak, öyle birinden hoşlanan biriyle tanıştım.
I would have liked to see that.
- Bunu görmeyi isterdim.
I never really liked that show.
Ben o diziyi hiç sevmem.
I knew that you liked me.
Beni beğendiğini biliyordum.
And I mentioned that you liked the meatloaf.
Ben de senin köftesini beğendiğinden bahsettim.
Oh, I never really liked that show.
Bu şovu hiç sevemedim.
But I was someone different before... someone that you wouldn't have liked.
Ama önceden başka biriydim senin hoşlanacağın birisi değildim.
A moment that I quite liked, that was written after...
Bir an ben çok sevdim, that was written after...
I am so pleased that you liked the pork.
Domuz etini beğendiğinize çok sevindim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]