If you're hungry translate Turkish
377 parallel translation
We haven't met but don't let that stop you if you're hungry.
Tanışmıyoruz ama karnın açsa bu sana mani olmasın.
Not if you're more hungry than scared.
Açlığın korkundan fazlaysa bastırmaz.
- She asked if you're hungry.
- Aç mısın diye soruyor.
If you're hungry, just say so.
Karnın açtı madem söylemen yeterdi.
We're hungry. If you'd let us know you were coming,
Hala açlığa hiç dayanamıyorsun.
If you're getting hungry, I could do with some help, son.
Acıktıysan, biraz yardıma ihtiyacım olacak oğlum.
If you look hungry and down-at-the-mouth, you're dead.
Aç ve moralsiz görünürsen bitersin.
Before you feed him, if you're not sure whether he's hungry yet, bring your finger over to the baby's mouth like this.
Onu doyurmadan önce, aç olduğundan emin değilsen, parmağınla bebeğin yanağına bu şekilde dokunursun.
She'll ask if you're hungry, if you're thirsty.
Sana ; aç mısın, susuz musun, diye soracak.
If you're hungry there's liverwurst in the icebox, by the baby's bottle.
Açsan buzdolabında sosis var. Bebeğin biberonunun yanında.
If you're hungry, eat something. But olv? Date of m?
Açlıktan ölüyorsan bir şeyler ye, ama beni unut olur mu?
If you're so hungry, eat the grass!
Çok açsan, ot ye!
If you're hungry, eat.
- Aç isen, başla.
I don't suppose you're very hungry after that dinner but if you'd like a cup of tea, it's no trouble for me to make.
O yemekten sonra aç değilsindir herhalde ama bir fincan çay istersen, hemen yapabilirim.
If you're hungry, I'll get them to bring a couple of sandwiches.
Acıktıysan iki sandviç getirtirim sana.
If you're still hungry, just let me know.
Senin için bana bir sürü para verdi,
They're all pretty good if you don't mind being hungry again an hour later.
Bir saat sonra tekrar acıkmanın sakıncası yoksa hepsi oldukça iyidir.
Got more fish here if you're hungry.
Açsan, daha balığım var.
If you're hungry you can eat it
Karnın açsa eğer, onu yiyebilirsin.
If you're hungry, I could open a can of ribs if you want.
Açsanız size bir pirzola konservesi açabilirim.
I could make you some sandiwches if you're hungry.
Eğer karnınız açsa size sandviç hazırlayabilirim.
I could take you up to the restaurant, if you're hungry enough.
Eğer çok açsanız, sizi lokantaya götürebilirim.
Why do you eat if you're not hungry?
Eğer aç değilseniz, neden yiyorsunuz?
If you're very hungry, what do you do?
Eğer çok acıktıysan, ne yapacaksın?
Well, if you're hungry, we have to feed you.
Şey, eğer açsanız, sizi beslememiz gerekiyor.
You can eat it even if you're not hungry.
Aç olmasan da yiyebilirsin.
If you're hungry, let's eat!
Karnın açsa yiyelim!
Have one if you're hungry.
Açsan bir tane ye.
What if someone came into your house and you're hungry... and took the little bit of food you had... in the fridgerator... and threw it down the toilet would you behave in a civilized way?
Şimdi eğer birisi senin evine böyle gelirse ne olur? Eğer açsan... ve buzlukta çok az bir yiyeceğin varsa... onları tuvalete attın. Onlara nasıl davranırdın?
If you're still hungry, you're welcome to finish mine.
Eğer hala açsan, gelip benimkini de bitirebilirsin.
Then why order it if you're not hungry?
Aç değilsen niye sipariş ettin?
Plenty more if you're still hungry.
Hala açsanız daha bir sürü var.
If you're that hungry, I'll buy you a hamburger.
O kadar açsan, sana hamburger alayım. Ne var?
No but, I mean, if you're hungry...
- Aç mısın? Hayır ama sen açsan...
Why did you order it if you're not hungry, you jerks?
Karnınız toksa ne diye sipariş verdiniz, sizi pislikler? !
Listen, if you're hungry, there's a store a few blocks away.
Eğer açsanız, Bir kaç blok ötede bir dükkan var.
If you're hungry, there's sandwiches on the table and little fish bits on the floor.
Eğer açsan, masada sandviç var yerde de balık parçacıkları.
If you're hungry, there's a great place up here for good steak.
Eğer açsan, ilerde, muhteşem biftek yapan bir yer var.
- If you're hungry...
- Eğer açsan - -
If you're hungry, I've prepared everything.
Eğer açsanız, bir şeyler hazırlamıştım.
So if you're really hungry, why don't you eat this price tag?
İmza baban, Tanrı yardımcım olsun, Al Bundy. "
If you're hungry, step right up, come in and try one of our restaurants.
Karnınız mı aç? Hemen içeri girip restoranlarımızdan birini deneyin.
If you're hungry, finish the hamburgers!
Acıktıysan hamburgerleri bitir.
Look, if you're hungry, we'll just stop.
Bak eğer acıktıysan, bir yerde durabiliriz.
Zwieback and vitamin C in the upper cabinet if you're hungry.
Açsan üst dolapta Zwieback ve C vitamini var.
If you're still hungry, you can have some left-overs.
Eğer bunlarla doymazsanız, biraz artık yemek var.
Daphne left dinner in the fridge, if you're hungry.
- Acıktıysan Daphne dolaba yemek bıraktı.
If you're hungry, the Replimat has some passable Bajoran food.
Acıktıysan, Replimatta lezzeti fena olmayan Bajor yemekleri var.
If you're hungry for a hunk of fat and juicy meat
# Canınız güzel taze et çekiyorsa eğer
If you're hungry, I'm the one you're looking for.
Eğer açsan, istediğin benim.
If you're hungry, I'll run you down the KFC and get you a two-piece.
Karnın açsa, seni KFC'ye götürüp, iki parçalı menü ısmarlarım.
if you're happy and you know it 31
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're lying to me 20
if you're interested 214
if you're gonna kill me 28
if you're not busy 22
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're lying to me 20
if you're interested 214
if you're gonna kill me 28
if you're not busy 22