Imaginary translate Turkish
1,480 parallel translation
I lived in my world art imaginary in Aberdeen and I did the same to Olympia.
Aberdeen'de kendi küçük sanat dünyası hayalimde yaşadım ve kendimi Olympia'da da gözlerden uzak tuttum.
That's the best part about imaginary boyfriends.
Kesinlikle. Bu da hayali sevgililerin en iyi tarafı.
While an emotionally benumbed population sought refuge in the imaginary world of the cinema,
duygusal yönden uyuşmuş toplum sinemanın hayal dünyasına sığınıyordu,
Okay, then you and I need to create a third imaginary assistant that's completely incompetent.
Öyleyse sen ve ben hayali 3.bir yardımcıya ihtiyacımız var tamamen beceriksiz.
- Just working my imaginary case.
- Hayali olayımın üzerinde çalışıyordum.
Yes, one who specializes in imaginary drips and phantom spurting faucets.
Evet, hayali damlalar ve garip şekilde su fışkırtan musluklardan anlayan biri.
It's not imaginary.
Bu hayal değil.
I mean, I'm not talking to you from the point of view of just wishful thinking or imaginary, craziness.
Size sadece istekli düşünce veya ha-yal kur-ma çıl-ğın-lı-ğın-dan bahsetmiyorum ;
There's no way an animal did this, real or imaginary.
Bunu gerçek veya hayali bir hayvan yapmış olamaz.
It's an imaginary line that connects the subjects on camera.
Temaları kamera üzerinde birleştirildiği düşünülen hayalî çizgidir.
I want you hurting, baby, and judging by the look on your face, when you saw 2 million imaginary dollars disappear,
Seni üzmek istedim bebeğim ve anladım ki, olmayan iki milyon doların yok oluşunu yüzünde görünce...
I could be imaginary.
Hayali olabilirdim.
Can I be your imaginary friend?
Senin hayali arkadaşın olabilir miyim?
I was having an imaginary fight with the meany moms, and I was winning, too.
Habis Anneler ile hayali bir tartışmadaydım. Ve de "ben" kazanıyordum. Okuldaki herkes benden yanaydı.
You must be Rory's imaginary boyfriend, Logan.
Sen Rory'nin hayali sevgilisi olmalısın. - Merhaba Lucy.
Boyfriend, this is Rory's imaginary boyfriend, Logan.
Sevgili, bu Rory'nin hayali sevgilisi Logan.
Wasn't Angela the name of your imaginary neighbor who was stealing your mail?
Angela senin mektuplarını çalan hayali komşun değil miydi?
See, if you were a liar, you might say you were enjoying your coffee, maybe even take a drink from an imaginary cup.
Gördün mü? Eğer yalancı olsaydın, kahvenin güzel olduğunu söylerdin. belki hayali bir fincandan bir yudum içer gibi yapardın.
A real someone or an imaginary someone?
- Getireceği kişi gerçek mi, hayalî mi?
Your kind, with your gloomy thoughts and your worries, you're all busy licking some imaginary wound.
Senin gibiler, kasvetli düşüncelere ve endişelere dalmış, Hayali bir yarayı yalayıp duruyorsunuz.
Not all imaginary.
Tamamen hayali değil.
So you were just ignoring the fact that I was in the rain, changing a tyre while you were at an imaginary hospital getting shots for a venereal disease.
Yani benim yağmurda lastik değiştirmeme aldırış etmeden hayali bir hastanede cinsel hastalık yüzünden iğne oluyordun ha?
I wouldn't let you take care of the imaginary kids
Hayali çocuklarla uğraşmazdım
But, no, you were too busy chasing after imaginary conspiracies.
Ama, hayır, siz hayali komploların peşinden koşmakla meşguldünüz.
His imaginary girlfriend broke up with him.
Hayali kız arkadaşı onu terk etti.
For a while, I was your only friend that wasn't imaginary or an action figure of some kind.
Bir süre, tek arkadaşın bendim ve hayali ya da bir oyuncak değildim.
They're going to think I inherited my dad's imaginary bathroom issues.
Babamin hayali tuvalet sorunlari bana miras kaldi sanacaklar.
So they create an imaginary one that they can control.
O yüzden onlar da kontrol edebilecekleri hayali bir ilişki yaratırlar.
When I was a kid, my parents took me to a psychologist. Because of my imaginary friends. Then I started hiding them.
Çocukken annemler beni, hayali arkadaşlarım yüzünden psikologa götürmüşlerdi, ben de onları gizlemeye başladım.
So, when you're down in the imaginary cave, you become trapped and you can't get to the surface? Yeah.
Bir mağarada olduğunu kafanda kurduğun zaman kapana kısılıyorsun ve dışarı çıkamıyorsun, öyle mi?
The Moon may play tricks with us... when it comes tojudging its size... but there is nothing imaginary... about its effects on our Earth.
Boyutları söz konusu olduğunda Ay bize bazı küçük oyunlar oynar. Ancak Dünya'mıza etkileri konusunda hayali bir durumu yoktur.
An imaginary bed made out of clouds.
Bulutlardan yapılmış hayali bir yatak.
You can't grow if you're still immersed in an imaginary social environment.
.. asla büyüyemezsin. Sana söylemiştim, bu hayali değil...
It's not imaginary. I told you.
- Onlarla başa çıkamıyorum, lanet olsun!
Nong Yam is too grown-up to have an imaginary friend.
Nong Yam, hayali bir arkadaşı olması için çok büyük.
Yeah of course, there is an imaginary specter of economic loss that informs that but the real battle or the real threat lays in a shift in the ways that we think of the possibilities of ourselves as creators and not merely as consumers.
Elbette, bunu kanıt olarak gösteren yapay bir ekonomik kayıp ve zarar heyulası da yok değil. Ancak, gerçek savaş ya da gerçek tehdit, salt tüketen bireyler olarak değil de, birer yaratıcı olarak sahip olduğumuz potansiyellere dair algımızın değişmiş olması.
To claim that imaginary entities were real seemed presumptuous, even blasphemous.
Bu sanal varliklarin, gerçek gibi görülen küstahlik hatta dine hakaret oldugunu iddia ettiler.
Good and evil are just imaginary friends.
İyi ve kötü sadece hayali arkadaşlardır.
Oh, yeah, and your long-distance girlfriend is imaginary.
Auh, evet, ve uzak mesafedeki kiz arkadasinda hayal ürünü..
He's not imaginary!
Hayali biri değil.
My son had imaginary friends.
Oğlumun hayali arkadaşları vardı.
First I was hijacked by birds, and now I'm talking to imaginary mice.
Önce kuşlar kaçırdı, şimdi de hayali farelerle konuşuyorum.
Maybe not so imaginary.
Pek de hayali sayılmaz.
Cad, stop talking to your imaginary friend and get in here!
Cad, hayali arkadaşınla konuşmayı kes ve buraya gel!
Are we going to have to construct an imaginary city to house our memories?
Hafızlarımızda kalacak hayali bir şehir mi inşa edeceğiz?
I'll look at your imaginary door tomorrow.
Hayali kapına yarın bakarım.
I mean, every single woman that I see I have an imaginary relationship with. Like this one.
Her gördüğüm kadınla hayali bir birliktelik yaşadım..
- That's Danny's imaginary friend
- Danny'nin mahalleden hayali arkadaşı,
He has an imaginary friend...
Hayali bir arkadaşı var.
His imaginary friend.
- Hayali arkadaşı.
So I is an imaginary number.
Yani I, bir sanal sayıdır.