Import translate Turkish
732 parallel translation
another question vital to the import of our country..
.. çok önemli bir diğer meseleyi konuşma şansını..
A small matter of great import has come to our attention, sir.
Büyük öneme haiz küçük bir olay dikkatimizi çekti efendim.
They import a trainer from the Army.
Ordudan bir terbiyeci getiriyorlar.
- Oh, that isn't import... MAN 4 :
Bu önemli değil.
Sometimes I wonder if it isn't a waste of money to import 11,000 ping-pong tables for the recreation of you young men.
Boş zamanlarınızı değerlendirmek için 11 bin tane pin-pon masası ithalinin israf olup olmadığını merak ediyorum kimi zaman.
What import's the nomination of this gentleman?
- Önemi ne bu beyin adını anmanın?
They're an English import and never been washed.
Bunlar ingiliz malı ve hiç yıkanmamış.
The import people are calling again about their loan.
İthalatçılar kredileri için arıyorlar yine.
My boss is into import and export. - What's that?
- Patronum ithalat-ihracat işleri yapıyor.
You don't know import-export? You're so naive
İthalat-ihracatın ne olduğunu bilmiyor musun?
Your son is about to become a big businessman, and you don't know... what import-export is?
Çok safsın. Oğlun büyük bir işadamı olmak üzere ve sen ithalat-ihracatın ne olduğunu bilmiyor musun?
I run a sort of import-export business, I guess you'd call it.
Bir çeşit ithalat-ihracat işi yapıyorum, diyebilirsiniz.
There's the airplane ticket over and import duties, hidden taxes, profit markup... A steal at $ 1100.
Uçak bileti, ithalat vergileri, gizli vergiler, kar payı... 1100 dolar, kelepir sayılır.
A little import from Hollywood, Miss Donna Dew.
Hollywood'dan gelen Bayan Donna Dew.
Client of mine, very big businessman export-import, gave it to his secretary.
Bir müşterimin. Büyük bir iş adamı. İthalat-ihracat.
Export-import.
İthalat-ihracat.
Export-import?
İthalat-ihracat mı?
What does he export and what does he import?
Ne ithal ediyor, ne ihraç ediyor?
Those other guys, export-import, and the duke, they don't mean a thing.
Sonra ithalat-ihracat yapan. Şu dükü de boş ver.
Export-import.
İthalat-ihracatçı.
After that there was an export-import guy.
Sonra da bir ithalat-ihracatçı var.
Well, it's something in the export-import line.
Şey, ithalat ihracat sektörü.
In the import business.
İthalat işinde çalışıyor.
And I don't think it's smart to import it.
Ve bunu daha zarif bir şekilde ifade edeceğimi sanmıyorum.
You have been gathered here at this court... to give your solemn advice in a matter of great import to the Crown.
Bu mahkemeye çağrılmış bulunulmaktasınız, Çünkü krallık için hayati önem arzeden bir mesele hakkında görüşlerinize ihtiyaç var.
This point seems of vital import to you, doesn't it?
Görünen o ki olayın bu kısmı, sizin için hayati bir önem arz ediyor, yanılıyor muyum?
That Italian import out there. Who does she belong to?
İtalyan malı, kime ait?
That Italian import out there belongs to the Basle zoo.
İtalyan malının sahibi Basle hayvanat bahçesi.
"And is the life of the soul of less import than that of the body?"
Ruhu orada yatan bedenden daha mı az önemliydi? "
Do you not comprehend the import of what has happened?
Keşfin öneminin farkında değil misin?
Alvarez Kelly is planning to import herds of Mexican beef into the Southern states by sea.
Alvarez Kelly Meksika'dan güney eyaletlerine gemiyle sığır ithali planlıyor.
Here we are, "Special Import Licences".
İşte, "Özel İthalat Ruhsatı".
We call all document requests "Special Import Licences".
Tüm doküman taleplerine "Özel İthalat Ruhsatı" deriz.
I will have to trouble you for your import declaration voucher
Parayı ülkeye sokmanız için gereken evrakları...
And you won't forget to phone me the number of your import voucher.
Bana ülkeye sokma makbuzunun numarası için telefon açmayı da unutmayın.
I found myself unable to cope with making important decisions so I came to Firecreek because I could live out each day here without my word having any import.
Önemli kararlar alma hususunda kendimi yetersiz hissettim bu yüzden Firecreek'e geldim çünkü burada hiç bir şeyi kafama takmadan yaşayıp gidebiliyorum.
Why should Mr. Morgan have to pay import duty on it?
Bay Morgan neden bunun için vergi ödesin ki?
The matter of trespass into Romulan space is one of galactic import, a violation of treaties.
Romulan alanına izinsiz girişiniz galaksiler arası bir önem taşıyor.
Then... then did we bust the harry tony mob Who did seek to import Scandinavian filth via germany.
Sonra Almanya üzerinden, İskandinav pisliği ithal etmeye çalışan Harry Tony çetesini yakaladık.
You are called to this Court to give counsel in a matter of great import to the Crown.
Bu mahkemeye çağrılmış bulunulmaktasınız, Çünkü krallık için hayati önem arzeden bir mesele hakkında görüşlerinize ihtiyaç var.
Welcome to a new half-hour chat show in which me, viz the man what's talking to you now, and Brooky - to wit my flat mate - and nothing else, I'd like to emphasize that, discuss current affairs issues of burning import.
Ben, yani şu anda konuşan adam ve yalnızca ev arkadaşım olan Brooky, bunu belirtmeliyim önemli konuları tartışacağız.
Now although we believe, theoretically, in ending guaranteed farm prices, we also believe in the need for a corresponding import levy to maintain consumer prices at a realistic level.
Teorik olarak garantili çiftçi fiyatlarına son vermeye inanıyor olsak da tüketici fiyatlarını gerçekçi bir düzeyde tutmak için ona mukabil ithalat vergisinin koyma gereğine de inanıyoruz.
A prices structure related to any import charges will be systematically adjusted to the particular requirements of our Commonwealth partners, so that together we will maintain a positive, and mutually beneficial alliance in world trade and for world peace.
İthalat vergileri ile ilgili fiyat yapısı sistematik olarak topluluk ortaklarımızın özel taleplerine göre ayarlanacak böylece birlikte dünya ticareti ve dünya barışı için olumlu ve karşılıklı fayda sağlayan bir ittifakı devam ettireceğiz.
That nowadays stores in this country import clothes from France?
Artık bu ülkenin mağazaları Fransa'dan giysi ithal ediyorlar.
For we have not seen fit to import foreign mercenaries into our ranks.
Çünkü biz saflarımıza yabancı asker almayı doğru bulmadık.
and maybe import a wife...
ve belki de bir eş edinin...
... as professor secular, I will not me import with nothing.
Artık hiç bir şey umrumda değil.
I hope you realise the full import of what you're saying.
Umarım söylediklerinizin anlamını düşünmüşünüzdür.
It is hoped to document these proceedings in the widest manner... as we know their import to be of vital concern to the people of the free world
Davanın en geniş çerçevede kayda alınmasını umuyoruz... çünkü biliyoruz ki bu kayıtların dağıtımı özgür dünya için büyük önem taşımaktadır.
" Anyway the import duty's too high back home
" Her neyse, burada ithalat vergileri çok yüksek.
Now we import electronic calculators.
Şimdi elektronik hesap makinesi ithal ediyoruz.