English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impressionable

Impressionable translate Turkish

236 parallel translation
I'm not very impressionable. I lost my awe of women at an early age.
Ben kolay etkilenmem. Kadınlara saygımı genç yaşta kaybettim.
Little girls are very impressionable.
Küçük kızlar kolayca etkilenebiliyor.
Yes. But Junior is more impressionable.
Öyle, ama kardeşi Junior cezp edilmeye daha bi'meyilliydi.
It was a very fashionable name in bad novels when my mother was young and impressionable.
Annemin gençliğinde okuduğu korku romanlarında yaygın olarak kullanılan bir admış.
It's something I told some impressionable young girls.
Bu söylediklerim kolayca etkilen genç kızlarla ilgili.
She seems well balanced to me, a little impressionable perhaps.
O bana dengeli göründü, belki biraz duyarlı!
And so you see, Monster, it's easy to understand why an impressionable girl like Liza would be momentarily smitten by a man like my husband. Maturity has its own fascination.
Ve gördüğün gibi, Canavar, Liza gibi hassas bir kızın neden kocam gibi, olgun bir adamın cazibesine kapıldığını anlamak çok zor değil.
They are young, sensitive and impressionable. - They've been through a trying experience and they will need a normal, orderly routine established - So am I.
Gençtirler, hassastırlar ve çabuk etki altında kalırlar.
I was a stupid, impressionable female who let an Air Force general use her like his personal airplane.
Aptalın tekiymişim... Hava Kuvvetleri komutanının... şahsi uçağını kullanmak istemesi gibi kullanabileceği, çabuk etkilenen dişinin tekiymişim!
The play is rather suggestive of murder, I suppose, to impressionable minds.
Oyun daha çok aşırı duyarlı zihinler için cinayeti telkin ediyor, sanırım.
You're too impressionable.
Aşırı duyarlısınız.
The girls are nice, but very emotive, impressionable.
Kızlarım muhteşem ama çok çabuk etki altında kalıyorlar.
I have an impressionable 10-year-old daughter and this isn't one of the impressions I want her picking up.
Her şeyden kolayca etkilenen 10 yaşında bir kızım var ve.. ... böyle bir şeyden etkilenmesini istemiyorum.
But he's young and very impressionable.
Ama çok genç ve çok kolay etkileniyor.
Red, I don't care how you live, but he is a very impressionable little boy.
Nasıl istersen öyle yaşa, umurumda değil. Ama o çabuk etkilenen bir çocuk.
I'm not saying they've had anything to do with the Dalton boy's outburst but I don't think I have to warn you boys his age are very impressionable.
Bunun, Dalton'un taşkınlıklarıyla ilgisi olmayabilir ama onun yaşındaki gençlerin kolay etkilenebilir olduğu konusunda ikaz etmek isterim seni.
You are too impressionable for this task in individual.
Sen, bu özel görev için fazla hassassın.
They think this is suitable for younger, impressionable viewers?
Bunların gençler için uygun olduğunu düşünüyorlar, hasas izleyiciler mi?
Should a person like this be allowed to teach impressionable children?
Böyle bir insana herşeyden kolay etkilenebilen çocukların öğretmenliği verilebilir mi?
Would you for example describe Ms. Presbury, as an impressionable, fanciful girl?
Mesela Bayan Presbury'i tarif edebilirmisiniz kolay etkilenen, hayalci bir kız mıdır?
Spock was always so impressionable.
Ama Spock her zaman kolay etkilenmiştir.
Impressionable!
Çabuk etkileniyor!
We're impressionable kids, right?
Biz çok etkileyici çocuklarız değil mi?
Heavy metal music blaring out its profane message to the waiting ears of our impressionable children.
Heavy Metal müziği hassas çocuklarımızın bekleyen kulaklarına... kafirce mesajını duyuruyor.
The truthful murderer, cunning, full of means, daring, and the pseudo-murderer, rude, hesitant, and above all, impressionable.
Gerçek katil, kurnaz, yaratıcı ve cüretli, ve "yalancı" katil, aptal, biat eden, ve hepsinden önemlisi, kolay etki altına alınan.
and extremely impressionable.
ve son derece kolay etki altına alınabilen biriydi.
It might warp your impressionable brain.
Taze beynini çarpıklaştırır.
Well, you're young and impressionable.
Genç ve safsın.
"I tended to be impressionable... " to be influenced by my surroundings... " and the people around me.
Gözümün önünde yaşanan olaylardan ve etrafımdaki kişilerden etkilenmeye başladım.
To think they unleash you on those impressionable young minds.
- Belki de birini kabul etmelisin. Seni o körpe zihinlerin arasına saldıklarını düşündükçe...
And it seems new to the trusting eyes of impressionable youth.
Ve o, kolay etkilenen gençliğin gözlerine yeni görünüyor.
The last place an impressionable kid can go for TV violence.
Duyarlı bir çocuğun TV şiddeti için başvuracağı son yer.
Stella's very young and very impressionable.
Stella çok genç ve kolayca etkilenebilir.
And should you think this is just a shaggy-dog story told by a senile man to his young, impressionable grandson I'd ask you to come to South Wales to the village where I was born.
Bunun uydurma bir hikaye olduğunu mu düşünüyorsun? ... Bunak biri tarafından torununa anlattığı uydurma hikâye,
Need some meat on you, but I like an impressionable mind.
Zayif ama güdülmeye yatkin.
- He preys on impressionable minds.
- Hassas insanlarla beslenir.
Essentially, he used Derek to recruit... a slew of insecure, frustrated, and impressionable kids.
Aslinda Derek'i bir avuc... ozguvensiz ve kizgin saf cocugu toplamasi icin kullandi.
An impressionable sheep could not but be convinced by "Terrible Monster".
Hassas bir koyun kolayca bu "Korkunç Canavar" dan etkilenir.
You are young and impressionable.
Çok gençsin ve etkileyicisin.
He was impressionable... believed what friends around him said.
Kolay etki altında kalırdı. Etrafındaki arkadaşların söylediklerine inanırdı.
Young, impressionable victim. Sheltered, sexually inexperienced, a powerful kidnapper, skilled in torture, manipulation.
"kaçırılan" genç, duyarlı kurban... korunmaya ihtiyacı olan, cinsel açıdan tecrübesiz, ve güçlü bir "kaçıran", işkencede ve insanları yönlendirmede uzman.
Now, the last thing I wish to do is model bad behaviour in front of impressionable youth.
Gençlere kötü örnek olmak, yapmak istediğim son şey.
She's upset and impressionable.
Kız altüst olmuş durumda.
And those four learned men sitting on the bench are as impressionable as any audience.
Ve o kürsüde oturan dört bilgili adam, herhangi bir dinleyici kadar çabuk etkilenebilir.
The board considers that abusing power we have over impressionable minds.
Yönetim bunu, etkiye açık zihinler üzerindeki gücün kötüye kullanılması olarak görüyor.
Don't you understand that Jane and girls like Jane are impressionable?
Jane mi anladiginizi saniyorsunuz? Jane yasindaki kizlar cabuk etkilenirler.
He's so impressionable.
O çok hassas.
- Lane is a young, impressionable girl.
- Lane genç ve kolay etkilenen bir kız.
Mr. Ratchett, sir, whilst I don't wish to be rude... I believe you watched too many Tarzan films as an impressionable child.
Bay Ratchett, efendim, kaba olmak istemem ama... çocukken çok fazla Tarzan filmi izlediniz sanirim.
They're just highly impressionable kids.
Onlar çok sorunlu çocuklar.
An impressionable age.
O yaşlarda etkilenirsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]