English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Improvisational

Improvisational translate Turkish

30 parallel translation
It's an improvisational group on Charles St.
Inventory adlı bir yerde. Charles Caddesi'nde bir doğaçlama grubu.
You see, it requires quick thinking, improvisational skills - and a knack for remembering details.
Çabuk düşünme, doğaçlama, detayları hatırlama gibi beceriler lazım.
However, I do not possess your improvisational capabilities.
Her nasılsa, sizin o doğaçlama yeteneklerinize sahip değilim.
It's just this improvisational- - I can't do it.
Ama bu "doğaçlama" işini yapamıyorum.
- Since the best jazz is improvisational, we'd be going off in all directions, banging into floats.
- Evet. En iyi caz, doğaçlama olandır. O yüzden herkes ayrı yöne gidecek ve geçit törenindeki araçlara çarpacağız.
Improvisational art.
Doğaçlama.
Well, with guided meditation, specifically. With stand-up comedy sermons, specifically. With your loose, improvisational style, specifically.
Pekâla, mesela meditasyon yapmana ayaküstü komik vaazlarına doğaçlama olarak yaptıklarına.
- It's very improvisational.
- Çok doğaçlama bir şey.
Jazz is very improvisational and so is Clint's filmmaking style.
Caz çok doğaçlamacı bir sanattır ve Clint'in film çekme tarzı da öyledir.
That'improvisational theatre.
Doğaçlama yapmıyor muyuz?
- It's more improvisational, but given our situation, I think it's our best bet. Thanks, all of you.
Daha doğaçlama bir yöntem ama mevcut durumumuzda sanırım en iyisi bu
Improvisational jazz - -
Doğaçlama caz.
You mean a hard worker with a solid base tan and a talent for improvisational song?
Sıkı çalışan, iyi bronzlaşmış doğaçlama şarkı söyleyebilen biri mi dedin?
OK, let's do some improvisational comedy.
Tamam, şimdi biraz doğaçlama komedi yapalım.
Let's do some improvisational comedy, now.
Doğaçlama komedi yapalım, hemen.
How dare you sneak up on me with that improvisational gibberish, Pierre!
O rastgele çalma saçmalığıyla beni nasıl gafil avlamaya cüret edersin, Pierre!
Why can't you appreciate a little improvisational jazz?
Neden biraz doğaçlama cazı takdir etmiyorsun?
Improvisational comedy class.
Doğaçlama komedi sınıfımda.
The Soviets play more of a finessed, improvisational game...
Sovyetler daha ustaca ve aynı bir doğaçlama gibi oynuyor.
My comedy is more, uh, edgy and improvisational. Ohh.
Benim komedim daha doğaçlama ve keskin.
Yeah, it's got an almost improvisational tone.
- Evet, neredeyse doğaçlama takılıyorlar gibi.
Melvin and I... Melvin and I loved improvisational jazz.
Melvin ve ben doğaçlama caz severdik.
Based on the desperate condition of your shuttle, it clearly required extraordinary improvisational expertise for you and your crew members simply to survive, let alone restore your antenna array.
- Mekiğinizin umutsuz durumu düşünülünce sizin ve mürettebatın hayatta kalması için anten donanımını tek başına onarmak şöyle dursun açık bir şekilde olağanüstü geçici önlem uzmanlığı gerektirir.
Brilliant improvisational.
Fevkalade doğaçlama.
In 1955, a group of actors in Chicago invented the idea that improvisational theater could be an art form unto itself.
1955'te Chicago'da bir grup aktör Doğaçlamalı tiyatronun Kendine bir sanat formu olabilir,
I've always excelled at improvisational work.
Doğaçlama işlerde her zaman çok iyiydim.
I gather your training was a bit more... Improvisational?
Eğitiminin biraz fazla doğaçlama olduğunu düşünüyorum.
That was a two-person improvisational acting exercise.
İki kişilik bir doğaçlama oyun performansı sunduk.
For example, I found it extremely helpful... when Marty's doing heavy improvisational films... like Raging Bull or Goodfellas... that my years of trying to carve a story... out of a mass of documentary footage... helped me wade through miles of improvisation... and begin to find a way to shape it.
Mesela şunu oldukça yararlı buldum... Marty doğaçlama filmler yaparken.. Raging Bull ya da Goodfellas gibi..
Huh. Improvisational comedy.
- Doğaçlama mizah.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]