English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Impulsively

Impulsively translate Turkish

85 parallel translation
"What lovely roses," and impulsively drew them near to your lips.
"Ne güzel güller" dediniz ve onları dudaklarınıza yaklaştırdınız.
Over two years ago, you impulsively, capriciously... against the better judgment of the American ambassador and myself... picked a young girl out of a French orphanage... and deposited her in Walston College.
İki yıl önce, kaprislerinle, Amerikan büyükelçisinin ve benim uyarılarıma rağmen, bir Fransız yetimhanesinden bir kız alıp Walston Üniversitesi'ne yolladın.
You saved my life at the risk of your own... generously, impulsively.
Kendi hayatınız riske atarak benimkini kurtardınız. Cömertçe, hiç düşünmeden...
A boy gets married impulsively, then feels caught, doesn't know how to get out of it.
Bir çocuk âni bir karar veriyor sonra da pişman oluyor, bundan nasıl kurtulacağını da bilemiyor.
I told you I signed impulsively to... to protect you.
Seni korumak için düşüncesizce imzaladığımı söyledim.
She didn't leave impulsively.
Düşüncesizce gitmedi.
I just don't want you to do anything impulsively that you'll regret.
Pişman olacağın düşüncesizce bir şey yapmanı istemiyorum.
Isabella, don't at impulsively.
Isabella, düşüncesizce hareket etmemelisin.
Impulsively or not, you came to us. We didn't come to you.
Bir şekilde bize gelen sendin.
Leni's cold distance... she, suddenly, impulsively... hurls her wine glass across the room and says...
Leni aniden şarap kadehini fırlatıyor ve...
She kills him perhaps by accident, impulsively.
Onu belki de kazara öldürür istemeden.
You came somewhat unexpectedly, one might even say impulsively while we were dead in the middle of the Charlgrove meet.
Tam da Charlgrove toplantısının ortasındayken beklenmedik hatta ani bir biçimde gelmiştiniz.
I feel my colleagues are acting impulsively.
- Bence arkadaşlarım düşüncesizce davranıyorlar.
If you left someone impulsively, wouldn't you like him to say he's sorry, that he needs you and is scared to lose you?
Birisini birdenbire terk etmişsen özür dilemesini, sana ihtiyacı olduğunu seni kaybetmekten korktuğunu söylemesini istemez misin?
However, a calm man like Griffith acts impulsively when something happens to you.
Ancak Griffith seni düşündüğünde ciddileşiyor.
If he had no reason to believe his new identity was being threatened... he wouldn't act impulsively.
Yeni kimliğinin tehdit altında olduğunu düşüneceği bir sebep yoksa, düşüncesizce hareket etmezdi.
This isn't something that we just impulsively decided to do in Vegas.
Bu bizim Vegas'ta birdenbire karar verdiğimiz bir şey değil.
And quick, because you do these things impulsively sometimes.
- Bazen düşünmeden böyle şeyler yapıyorsun.
Impulsively, I took them out of the package and stuffed them into my bag.
Düşünmeden alıp çantama koydum.
I impulsively unplan our entire future in one fell swoop. I couldn't face disappointing you again.
Seni bir kez daha hayal kırıklığına uğrattığım gerçeğiyle yüzleşemedim.
Suddenly... impulsively...
Aniden- - atilganlikla- -
Idaho acted impulsively, milady.
Idaho düşüncesizce davrandı, Leydim.
Do not act impulsively.
Düşüncesizce hareket etme.
I'm just not supposed to act impulsively, you know?
Sadece düşüncesizce hareket edebileceğimi sanmıyorum, biliyor musun?
Don't act impulsively, it's always a mistake.
Düşünmeden hareket etme, büyük hata olur.
Impulsively.
Düşünmeden yapmıştır.
Acting impulsively when your girlfriend is pregnant, I know about that.
Kız arkadaşın hamileyken düşünmeden hareket etmek, inan bana, nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
Was done impulsively, outofangen.
Öfke anında, doğaçlama gelişmiş.
I impulsively jumped into the river.
İçgüdüsel olarak ırmağa atladım.
And, yeah, I bought it kind of impulsively.
Ve evet evi almam biraz ani oldu.
I'm afraid that guards will impulsively shoot them dead.
Korkarım muhafızlar onlara aniden ok atarak öldürecekler.
I know I ran in there impulsively Without--without thinking--without my bag- -
Biliyorum oraya düşünmeden daldım çantam... teşekkürler...
I think to set off like that impulsively, recklessly even, to risk disobeying his aunt in order to do a duty to his father shows a fineness of spirit in Mr. Churchill, a keenness of feeling, a most romantic nature
Bence böyle içinden gelerek yola koyulması, hatta pervasızca bile diyebilirim, babasına olan görevini yerine getirmek için yengesini itaatsizlik etme riskini alması Bay Churchill'in ruhundaki güzelliği yansıtıyor, ayrıca ince bir hissiyat, romantik bir doğa ve altın bir kalbe sahip olduğunun da göstergesi.
I'm afraid I acted somewhat impulsively while I was gone.
Korkarım oradayken düşüncesizce davrandım.
I acted impulsively.
Aceleci davrandım.
I acted impulsively, And that has brought one of them - An agent -
Düşüncesizce hareket ettim ve bunun sonucunda buraya kapımızın önüne bir ajan geldi.
I acted impulsively, and it won't happen again.
Düşüncesiz davrandım. Bir daha asla olmayacak.
And Chuck and Sarah, I know, I know, they may have acted impulsively, recklessly, foolishly even, I don't know, but I do know this - these two were born to be spies - together.
Biliyorum, Chuck ve Sarah düşüncesizce ve sorumsuzca davrandı. Hatta aptalca, bilemiyorum. Ama şunu biliyorum ki, bu ikisi ajan olmak için yaratılmış.
"often impulsively abandons one task for another."
"Genellikle bir işten bir başkasına çabucak geçmesi."
Right. I forgot that I was speaking to a psychotic mind Who snaps and kills people impulsively.
Doğru, karşımda problemli, insanları öldüren biri olduğunu unutmuşum.
Look, my brother acted impulsively.
Bak, kardeşim düşünmeden hareket eder.
He's the guy I think about when I impulsively kiss guys I've just met.
O, yeni tanıştığım erkekleri öperken düşündüğüm biri.
Mom always made sure we didn't act impulsively.
Annem daima düşüncesizce hareket etmediğimizden emin olurdu.
Or you slept with a young student impulsively. But felt sorryfor her suddenly?
Yoksa genç öğrencinle hiç düşünmeden yattın da birden ona karşı kötü mü hissettin?
I impulsively get things
Ben düşünmeden bir şeyler alırım bebek, elektronik eşya gibi.
Once again, you act impulsively.
Yine ani kararlar alıyorsun.
Hey, there's nothing wrong with a man taking his time and not acting impulsively.
Hey, bir erkeğin hayatını yaşayıp düşünmeden hareket etmesinde yanlış bir şey yok.
I hadn't seen jake since he'd impulsively shoved his tongue down my throat.
Düşüncesizce dilini ağzıma soktuğundan beri Jake'i hiç görmemiştim.
Well, it takes two to fight, Charlie, and when you respond impulsively, that's where the trouble starts.
İkiniz arasında geçen bir kavga varmış, Charlie. Sen de asabiyet göstermişsin ve olaylar iyice büyümüş.
- You must not act impulsively!
- Kafana göre davranamazsın!
- You're acting a tad impulsively.
- Düşünmeden hareket ediyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]