In berlin translate Turkish
1,841 parallel translation
We'll fight until the last man in Berlin.
Führer'im, Berlin'de tek bir asker kalıncaya kadar savaşacağız.
I decided not to die in Berlin.
Berlin'de ölmemeye karar verdim.
Only here in Berlin can everything still be saved.
* Sadece Berlin'de hâlâ herşey kurtarılabilir.
Mein Führer, based on your decision to remain in Berlin, do you agree that I thereby take command with complete freedom of action?
* Führer'im, kararınıza dayanarak... Sınırsız bir yetki ve hareket serbestliği ile görevi üstlenmemi kabul ediyor musunuz?
I think he liked it that you advised him to stay in Berlin.
Sanırım ona Berlin'de kalmasını önermiş olman hoşuna gitti.
He still lives in Berlin.
Halen Berlin'de yaşıyor.
I had a deal going down in Berlin last week and during the buy, our officer and the seller were killed.
Geçen hafta Berlin'de bir iş yapıyorduk, teslimat sırasında adamımız ve satıcı öldürüldü.
The case had gone cold until we found a source, a Russian in Berlin, who claimed to have access to the Neski files.
Biz bir kaynak bulana kadar olay kapandı. Bu kaynaksa, Neski dosyalarına girişi olduğunu iddia eden bir başka Rus'tu.
'Last week in Berlin he assassinated two men.
Geçen hafta Berlin'de iki kişiyi öldürdü.
'Last week in Berlin he assassinated two men...'
Geçen hafta Berlin'de iki kişiyi öldürdü.
- Pamela Landy in Berlin.
- Pamela Landy, Berlin'de.
- What's going on in Berlin?
- Berlin'de neler oluyor?
Have you forgotten what happened in Berlin?
Berlin'de öldürdüğün iki kişiyi unuttun mu?
- Is he in Berlin?
- Berlin'de mi?
- When was I here in Berlin?
- Ben ne zaman Berlin'deydim?
- No. You never worked in Berlin.
- Sen hiç Berlin'de çalışmadın.
We know he was in Berlin.
Berlin'de olduğunu biliyorduk.
He was seen in berlin.
Berlin'de görülmüş.
When fyodor's seen entering a ministry in berlin... what ministry?
Fyodor'un Berlin'de bir bakanlığa girdiği görülünce... Ne bakanlığı?
True, he lives in berlin.
Doğru, o Berlin'de yaşıyor.
We're on our way to the Olympics in Berlin... and I couldn't be this close to the Old Course....
Berlin Olimpiyatları'na katılıyoruz... ve Eski Pist'e bu kadar yakın olamazdım....
I will say a few words about you in Berlin sport school.
Berlin spor okuluna senin hakkında bir kaç şey söyleyeceğim.
I wouldn't have been granted with it in Berlin.
Berlin'de bu bana verilmemişti.
If everything goes in Berlin as planned they'll join for sure.
Berlin'de her şey planlandığı gibi giderse, kesinlikle katılırlar.
People in Berlin say, that Hitler's main quarter is going to be blown up this week.
Berlin'deki insanlar... Hitler'in ana karargahının bu hafta... havaya uçacağını söylüyorlar.
I need you here, in Berlin.
Berlin'de size ihtiyacım var.
What's going on in Berlin?
Berlin'de neler oluyor?
You can't mobilize soldiers, even in Berlin.
Berlin'de bile askerleri seferber edemezsiniz.
I realized that they were previously studied in Berlin.
Onların daha önce Berlin'de eğitim aldıklarını öğrendim.
She wanted a jewish funeral in Berlin-Weißensee.
Yahudi kuralarına göre burada Berlin-Beyaz gölünde gömülmek istiyor.
In the attic of the Metropol-Theater, here in Berlin.
Burada Berlin'de merkez Tiyatronun bodrum katında.
And just this weekend there is the biggest contest here in Berlin.
Ve ne büyük rastlantı ki bu hafta Berlin'de bir Turnuva düzenleniyor.
I remember years ago, I was working at SD-6. I was on my way to a meeting in Berlin.
Hatırlıyorum da yıllar önce SD-6'da çalışırken Berlin'deki bir toplantıya gidiyordum.
This computer virus originated from a server in Berlin, infecting servers throughout Europe and Asia.
Berlin'deki bir sunucu kaynaklı bu bilgisayar virüsü Avrupa ve Asya'daki tüm sunucuları etkiliyor.
Tomorrow night, he'll be at a club in Berlin.
Yarın akşam Berlin'deki bir kulüpte olacak.
She's in Berlin.
Berlin'de.
If the Führer must die, it will be in the ruins of Berlin.
* Eğer Führer ölmeliyse, bu şehrin harabeleri içinde olmalı.
He puts you in command of the defense of Berlin.
Sizi Berlin savunmasının komutanlığına getirdi.
On the right there.
25 Nisan 1945, Berlin, Führer'in Sığınağı
You, soldiers of Germany, were loyal to the Führer and were prepared to continue the battle for Berlin,... despite that ammunition was in short supply and further resistance was pointless.
Siz, Alman askerleri, Führer'e sadıktınız ve biz cephanemiz çok az da olsa ve daha fazla direnmek artık anlamsız da olsa Berlin için savaşmayı sürdürmeye hazırdık.
I'm getting on a plane to Berlin in 45 minutes so call me back in 30.
45 dakika içinde Berlin'de olmak üzere uçağa biniyorum, yarım saat içinde ara.
I'm in a hurry for the plane to Berlin...
Berlin uçağına yetişmek için acele ediyorum...
He gave me permission to control whole Berlin.
Bana, bütün Berlin'in kontrolünü verdi.
We might find a sudden lunge across the low countries, a dagger aimed at the heart of Berlin could end the war by Christmas.
Kuzeyden saldırıp Berlin'in kalbine hançer saplarsak savaş Noel'de biter.
Perhaps I can give you some help.
Berlin'in bu sıkıntısını çözmek için ben belki size yardımcı olabilirim.
In a London suburb is the man Berlin believes to be their top secret agent,
Londra'nın varoşlarında Berlin'in kendisinin çok gizli ajanı olduğuna inandığı bir adam.
berlin will be delighted with their new recruits in Swansea.
Berlin, Swansea'deki yeni gönüllü askerlerimize çok sevinecek.
I herby declare the 5th European Pool Classics in Berlin open! Great!
Ve Berlin'de düzenlenen 5. Geleneksel Avrupa Pool turnuvasını başlatıyorum! ( Müzik )
In the South and the team from Berlin
Güneyde Berlin'den gelen takım
Johannes Gathird, the Executive Director of the Dryden Bank, was murdered in the garage of his Berlin office.
... Johannes Gathrid, Berlin bürosunun garajında öldürülmüş.
Imagine Berlin... obliterated by plasma-cannons.
Berlin'in... plazma toplarıyla yok edildiğini düşünsenize.