In chicago translate Turkish
3,107 parallel translation
Eldridge appeared in Chicago.
Eldridge Chicago'da ortaya çikti.
I want to know how the ship from Springview ended up in Chicago.
Bilmek istiyorum nasil Springview gelen gemi Chicago'da sona erdi.
Arm yourself. Here we go people in Chicago, the nation and around the world i èekuju what will happen...
Kendini kolla. iste basliyoruz IASA ¨ ekuju Chicago, ulus ve dünya çapinda insanlara ne olacak...
Uh, we'll show up late to the first time Andre "The Hawk" Dawson has signed autographs in Chicago in ten years.
Geç kalıveririz!
How's your family in Chicago?
Chicago'daki ailen nasıl?
HH Holmes was a pharmacist who lived in Chicago in the 1890s.
HH Holmes 1890'larda Chicago'da yaşayan bir eczacıymış.
Somewhere in Chicago, a priest is being mugged.
Chicago'da bir yerde bir rahip saldırıya uğruyordur şimdi.
The sex murders in Chicago.
Chicago'da seks cinayeti.
You know, with everything that's happening in Chicago.
Chicago'da olanları biliyorsun.
My boyfriend's in Chicago. He's covering the riots.
Erkek arkadaşım Chicago'da, o da isyanlarla ilgileniyor.
Just two weeks after those nurses in Chicago- -
Chicago'daki o hemşirelerden sadece iki hafta sonra...
- We got a good life here in Chicago.
- Chicago'da bir düzenimiz var.
In Chicago?
Chicago'da?
It was snowing all summer in Chicago. - Ha-ha-ha!
Chicago'ya tüm yaz "kar yağdı" be!
There's no record of a Wesley Sumter anywhere in Chicago or having ever attended CLMU.
Chicago'da yaşayan ya da CLMU'da eğitim gören bir Wesley Sumter'a dair hiçbir kayıt yok.
First, I grew up in Chicago and, therefore, just north of the Calumet Harbor and spent summers up in the sand dunes of Michigan, around on the other side of Lake Michigan.
İlk olarak, Chicago'da ve dolayısıyla Calumet Limanı'nın hemen kuzeyinde büyüdüm ve yazları Michigan Gölü'nün diğer tarafındaki Michigan'ın kum tepelerinde geçirdim.
The 1920 founding of the league of women voters in Chicago, Illinois.
1920'de Chicago Illinois kadın seçmenler birliğinin kuruluşunu.
He said that he flies in from Chicago to make sales calls for his family business?
Aile işi için Chicago'dan buraya birkaç satış işi için uçakla geldiğini söyledi.
Lives in Chicago, works for the family business.
Chicago'da yaşayan, aile işiyle uğraşan bir adam.
- In Chicago offering me a position.
Chicago'da bana bir arastirma pozisyonu öneriyorlar.
19 people died in Chicago yesterday.
- Dün Chicago'da 19 kişi ölmüş.
He was also the chief suspect in similar incidents in Chicago and New York, which is where he was rearrested and extradited back to Hawaii.
Ayrıca Chicago'da da aynı suçlardan dolayı baş şüpheli durumunda. Bu yüzden Hawaii'ye iade edildi.
Foreman's Dean of the hospital, Cameron's head of emergency medicine in Chicago.
Foreman, hastane başhekimi oldu Cameron, Şikago'da acil bölüm başkanı oldu.
Uh... Lena, you should know, back in Chicago... I probably should have said something sooner, but I-I've got a...
Lena bilmeni istiyorum ki Chicago'dayken muhtemelen bunu daha önce söylemeliydim.
All of her family's in Chicago, and she's gonna need all our support.
Tüm ailesi Şikago'da, desteğimize ihtiyacı olacak.
Now, Dewey, if you're late, if you don't have the cash, if you bring the cops, then I'm gonna sell your kidneys to a businessman I already have lined up in Chicago.
Geç kalırsan parayı bulamazsan polisleri beraberinde getirirsen böbreklerini çoktan Chicago'da ayarladığım bir işadamına satmak zorunda kalacağım.
One night in Chicago.
Bir gece Chicago'da olmuştu.
He's at some board game convention in Chicago.
Chicago'daki masa oyunu toplantısındaymış.
I thought you were in Chicago.
Chicago'da olduğunu sanıyordum.
The surgeon in-in Boston compared it to dismantling a bomb with your eyes closed, and the one in Chicago said it was patching a dam with gum.
Boston'daki cerrah, ameliyatı bir bombayı gözünüz kapalı parçalarına ayırmaya benzetmişti. Şikago'daki başka bir tanesi ise bir barajı çikletle yamamakla mukayese etmişti.
But I had a situation in chicago,
Chicago'da bazı durumlar vardı.
Listen, I hope you don't mind, but I ran your book idea past a Buddy of mine at a publishing house in Chicago and he seems pretty interested.
- Umarım kitap fikrini Chicago'da yayınevi sahibi eski bir dostuma bahsetmemin senin için bir sakıncası yoktur. Adam oldukça ilgilenmiş göründü.
Now, the files indicate that they were famous for pulling high risk, high reward bank jobs, including coming close to robbing the Federal Reserve Bank in Chicago.
Dosyalarına göre, büyük risk alıp çok para kaldırabilecekleri bankaları soymakla ünlüler. Chicago'daki Federal Banka'yı soymaya kalkmak da dahil.
You said in an interview in Chicago magazine, quote, "What I love about Will Gardner is he is as sneaky as I am," end quote.
Bir Chicago magazininde demişsiniz ki ; "Will Gardner'da sevdiğim şey, o da benim kadar sinsidir."
Today's events are just the latest twist in the government's ongoing case against the Chicago outfit.
Günün son gelişmesi olarak hükümetin Chicago mafyalarına karşı olduğunu söyleyebiliriz.
To visit the five most romantic places in Chicago in one night.
Bir gecede Chicago'daki en romantik beş mekânı gezeceğim.
But Sunday before last, a body turns up in Avondale, same M.O. as'86, same Chloroform burns around the mouth, but CPD didn't make the connection until another body showed up just this past Sunday in Lincolnwood.
2 hafta önce Pazar günü, Avondale'de aynı şekilde ağzının kenarlarında kloroform yanıkları olan bir ceset bulundu. Ama Chicago Polisi, geçen Pazar Lincolnwood'da başka bir ceset bulana kadar aralarındaki bağlantıyı kuramadı.
You think my guards in Newport or Chicago would ever lay a finger on me?
Sence Newport veya Chicago'daki korumalarım bana zarar verirler mi?
♪'Cause the people love the- - of Chicago ♪ ♪ Represent him,'cause the players ♪ ♪ Don't play and the players in the city ♪
# Chicago demek o demek çünkü oyuncular oynamazlar ve şehirdekiler... #
It's like if the Cubs won the World Series and the world ended all in one day.
"Chicago Cubs final maçlarını kazanırsa dünyanın sonu gelir mi?" gibi.
You're new to Chicago, so you may not know this, but he's one of the top guys in the O'Bannion organization.
Chicago'da yenisiniz o yüzden kendisini tanımıyor olabilirsiniz ama kendisi O'Bannion organizasyonundaki kilit isimlerden biridir.
CPD found a witness in K-town who said they saw a guy roughing up Jared Baker a few days ago.
Chicago Polisi K-Town'da Jared Baker'ı hırpalayan birini gördüğünü söyleyen bir görgü tanığı bulmuş.
At this time, no one is being allowed in or out of the city. This blast may be related to the rash of skyscraper bombings that began with the synchronized attack in America on January 16th causing Chicago's Willis Tower and Seattle's Columbia Center collapse.
hiç kimsenin ne şehir içine girmesine nede çıkmasına izin veriliyor.
I've never been to Chicago, but I'm a big fan of the musical and found Queen Latifah to be an unexpected surprise in the movie version.
Chicago'ya hiç gitmedim ama müzikalin büyük bir hayranıyım ve Queen Latifah'ı, film versiyonunda hiç mi hiç beklemiyordum.
It's the same one we saw in that Marshall Field catalog from Chicago.
Marshall Field'ın Chicago kataloğunda gördüğümüzle aynı.
Right, and, uh, are the families mostly in the Chicago area or the whole state?
Peki aileler daha çok Chicago bölgesinden mi yoksa tüm eyaletten mi?
And that was after he lost a son, and he lost his entire business in the Chicago fire.
Ve bir süre sonra oğlunu kaybetti, ve Chicago'daki yangında işyerini kaybetti.
Fighting in the red corner, for the Chicago fire department, chief Bo-Bo-Bo-Boden.
Ve sol köşede Chicago İtfaiye İstasyonu'ndan Amir Bo-Bo-Bo-Boden.
Boden looks like a heat-seeking missile as he climbs in the ring to take on captain Olmstead from the cpd.
Boden, hedefine doğru giden bir füze gibi ringe çıkıyor ve Chicago Polis Departmanı'ndan Yüzbaşı Olmstead'in karşısına çıkıyor.
Chief Boden first won back in 1992, when he was part of the esteemed truck 81, the greatest truck in all of Chicago.
Amir Boden, ilk galibiyetini 1992'de Chicago'nun en iyi müdahale aracı olan 81 nolu müdahale aracında çalışırken almıştı.
He was in this field not far from where I grew up... Bridgeport, South side of Chicago.
Büyüdüğüm yer Bridgeport Chicago'nun güneyine yakın bir yerdeydi.
chicago 381
chicago police 49
chicago pd 97
chicago p 30
in china 70
in charge 25
in chinese 60
in church 24
chicago police 49
chicago pd 97
chicago p 30
in china 70
in charge 25
in chinese 60
in church 24