English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Incorrectly

Incorrectly translate Turkish

175 parallel translation
Sorry to say, the position of the bridge was fixed hastily and, I have to add, incorrectly.
Üzgünüm ama, köprünün konumu hem aceleyle hem de yanlış tayin edilmiş.
Incorrectly?
Yanlış mı?
- Maybe he remembered incorrectly.
- Belki de yanlış hatırladı.
Then either the theory was wrong or it was incorrectly applied.
O zaman, ya teori yanlıştır ya da uygulama doğru yapılmamıştır.
I feel incorrectly at the place.
Kendimi huzursuz hissediyorum.
You even like it. - Am I behaving incorrectly?
- Yanlış mı davranıyorum?
If incorrectly, Mr. Lyndon will have the first fire.
Kaybederse, Bay Lyndon ilk atışı yapacak.
You're singing incorrectly.
Yanlış söylüyorsun.
Please correct me if I speak incorrectly.
Yanlış söylüyorsam düzeltin.
Everyone will assume incorrectly that it was a US bomb triggered accidentally.
Herkes yanlışlıkla patlayan bir Amerikan bombası sanacak.
Have I drawn something incorrectly?
Yanlış bir şey mi çizdim?
And I use the word incorrectly.
Ve lafı yanlış söyledim.
David, morale's very high in spite of the fact that most men think the war's being run incorrectly.
"David, morallarin çok yüksek olmasına.." "rağmen insanların çoğu savaşın yanlış olduğunu düşünüyor."
Uh, but it does seem the father of... the deposed beauty queen, Homer Simpson... filled out the pageant application incorrectly.
Uh, tacın geri alınmasının sebebi, yarışmaya katılım forumunu dolduran baba Homer Simpson`un formu yanlış doldurması.
Emma Brody... she had a corneal transplant... and, it turns out... her apartment number is listed incorrectly... on her medical records.
Brody. Ve, şu işe bakın, daire numarası hastane kayıtlarında yanlış olarak yapılmış.
Having taken a few of the chocolates from one box, poisoned them, and then put them back into another box, the murderer replaced the lid incorrectly.
Katil bir kutudaki çikolataları alıp, zehirleyerek bir başka kutuya yerleştirdi. Fakat kapaklarını yanlış taktı.
It's a perceptual dysfunction in which aural and visual stimuli are incorrectly processed by the brain.
Görsel ve işitsel uyarımların beyin tarafından yanlış işlendiği bir algısal bozukluk.
Oh. I-I must have copied it incorrectly from my notes.
Notlarıma geçirirken yanlışIık yapmış olmalıyım.
I thought incorrectly, as it turns out, that I might... accidentally have become pregnant.
Sadece kazayla hamile kalabileceğim fikrine kapıldım yanlışlıkla.
If treated incorrectly it leaves the residue of a lethal poison.
Yanlış kullanılıdığı taktirde çok tehlikeli bir çökelti bırakır.
Oh. Well, I am sorry, but bio-mimetic gel can be hazardous if handled incorrectly.
Üzgünüm ama biyomimetik jel yanlış işlenirse tehlikeli olabilir.
You thought both correctly and incorrectly.
Hem doğru hem de yanlış bir düşünceye sahipsiniz.
Perhaps I have entered the data incorrectly.
Belki de veriyi yanlış girmişimdir.
Not only is an incorrectly filed document gone for good, but I ´ ve put it where nobody would even look by mistake.
Yanlış dosyaya konmuş bir rapor sonsuza dek kaybolmuş demektir.
Dr. Carter believes you diagnosed his patient incorrectly.
Dr. Carter hastaya yanlış teşhisi koyduğunuza inanıyor.
She remembers incorrectly.
Yanlış hatırlıyor.
They incorrectly titled the magazine Der Zenit, instead of the actual title, Zenit.
Hata sonucu derginin adı olan Zenit Der Zenit olarak basılmıştı.
If you're performing the ritual incorrectly, it will only make the glove more powerful.
Eğer töreni yanlış yaparsan eldiven sadece daha fazla güç kazanır.
It's an OTC trade that was incorrectly booked.
- Bir kabus Geçen aydan bir anlaşma yanlış kaydedilmiş.
You phrased that incorrectly.
Bu cümleyi doğru duymak istiyorum.
And if you do it incorrectly, everything will change.
Ve eğer yanlış bir şey yaparsak, her şey değişir.
So thank you all for not being freaks or morons... or using words incorrectly.
Manyak ve moron insanlar olmadığınız için ve sözcükleri doğru kullandığınız için teşekkür ederim.
I say this in case he was gonna incorrectly detour into the actual wishes of Mrs. Stoller.
Mr. Paul, Mrs. Stoller'in istekleriyle ilgili yanlış şeyler söyleyebilir diye bunu söylüyorum.
But, I incorrectly assumed that given the choice, you would take the rational option.
Ama, hata yaparak seçeneğiniz olduğunda en rasyonel seçeneği değerlendirebileceğinizi düşündüm.
She won't be spilling any fluids or lifting things incorrectly.
Sıvıları kazara dökmeyecek ve bir şeyleri yanlış bir şekilde kaldıramayacak.
I must have remembered incorrectly.
Yanlış hatırlıyor olmalıyım.
Miranda was back at the office. She was politically incorrectly happy to be there.
Bu arada Miranda işe dönmüştü ve bundan son derece memnundu.
We see incorrectly, or we see only half of the story at times.
Bazen, hikayeyi yanlış, ya da yarısını görüyoruz.
Incorrectly.
Yanlış.
He claimed that it was because I injected incorrectly, but I'm sure I didn't.
İlacı hazırlarken hata yaptığımı sanıyor ama yapmadığıma eminim.
Without it, the word would be said incorrectly as...
İspanyolcayı kusursuz konuşan biri...
The bomb was addressed incorrectly.
Bomba yanlış yere gönderilmiş.
You attached these fingers incorrectly.
Parmakları ters takmışsın.
When used incorrectly, the failure rate rises to 12 ° %.
Yanlış kullanılırsa, bu oran % 12'ye çıkıyor.
I have always found a criminal's inclination to incorrectly use the interrogative pronoun in place of the relative delightfully absurd.
Suçluların soru sözcüklerini ilgi zamirlerinin yerine kullanmaları hep saçma bir şekilde ilgimi çekmiştir.
We just have to rework our argument, emphasize that the previous judge incorrectly applied the law, and that's why we're seeking a proper legal determination.
Savunmamızı yeniden hazırlamalıyız,... önceki davanın yargıcının hatalı bir karar verdiğini vurgulamalıyız. Uygun olan yasal karar için çabalamamızın amacı bu.
And all because he writes down the things I say incorrectly.
Hepsi benimle ilgili bir yığın saçmalık yazan adamın yüzünden.
Perhaps we've been incorrectly labeled.
Belki de etiketler yanlıştır.
It " s what you today would incorrectly call a sabretooth tiger.
Bugün buna hatalı olarak kılıç dişli kaplan deniyor.
Your Honor, we need to conduct an investigation... having incorrectly assumed that the police had done one.
Sayın Yargıç, bir soruşturma yapmamız gerekiyor. Polisin yaptığını sanmıştık ama yanılmışız.
Now I know that the people who've brought me up explained my coat of arms incorrectly.
Bildiğim tek şey, üvey ailemin armamın anlamını bana yanlış aktardığı

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]