Incorrigible translate Turkish
189 parallel translation
You Vikings are incorrigible. You emerge from the womb with only one thing on your mind...
Ölüm fikri, çok uzun zamandır aklımda ilk sırada yer alıyor.
Baron, you're incorrigible.
Baron, siz ıslah olmazsınız.
You're incorrigible.
İflah olmaz birisin.
If that has no effect, then, it means they're incorrigible.
Bunun da etkisi olmazsa bilin ki akıllanmayacaklar.
Maude, you're really incorrigible.
Maude, sen adam olmazsın!
Incorrigible.
Seni akıllanmaz!
- Oh, Tony, you're incorrigible.
Ah, Tony. Sen iflah olmazsın.
Harry, you're incorrigible.
Harry, asla değişmeyeceksin.
She's incorrigible
İmkansız biri!
Now, you really are quite incorrigible, Mr. Tupper.
Siz ıslah olmazsınız, Bay Tupper.
Myriame, you are incorrigible.
Myriame, bu yaptığın akıl almaz!
She's an incorrigible flirt.
Uslanmaz bir çapkındır.
I'm incorrigible.
Yola gelmez biriyim.
You are incorrigible
Ne uslanmaz birisin.
-... and the incorrigible!
-... ve adam olmayacaklar için!
You are incorrigible.
Sen uslanmayacaksın.
You are incorrigible.
Sen uslanmazsın.
You're an incorrigible optimist, Sasha.
Sen uslanmaz iyimser konumdasın, Sasha.
He sold the family heirlooms and he was an incorrigible sinner but such a fortunate man
Aileden kalan değerli eşyaları sattı ve o ıslah olmaz bir günahkardı ama çok şanslı bir adamdı.
I should have realised, That boy's incorrigible,
Tahmin etmeliydim. O çocuk ıslah olmaz.
- Yes, or it means he's incorrigible.
- Pek uslanacağını sanmıyorum.
In this way, we shall try to make up for our incorrigible hero.
Bu şekilde uslanmaz kahramanımızın imajını da bir nebze düzeltmeye çalışacağız.
The boy's absolutely incorrigible.
Bu çocuk kesinlikle adam olmaz.
You are incorrigible.
Sen ıslah olmazsın.
I'm incorrigible.
İflah olmaz biriyim.
- What's "incorrigible"?
- "İflah olmaz" ne demek?
You're incorrigible.
Sen adam olmazsın.
You see Helen, Alan knows that I'm incorrigible.
Anlarsın Helen, Alan benim iflah olmaz biri olduğumu bilir.
He was incorrigible and stubborn.
Yola gelmez ve inatçının tekiydi.
You're incorrigible, Bialy.
Sen iflah olmazsın, Bialy.
It would be an insult to our ruler to bring this incorrigible monster - as a bride. - Ambassador.
Bu canavarı gelin olarak getirmek yöneticimizi aşağılamak olur.
The Enterprise is orbiting Elba ll, a planet with a poisonous atmosphere, where the Federation maintains an asylum for the few remaining incorrigible criminally insane of the galaxy.
Enterprise zehirli atmosferi olan Elba ll gezegeni yörüngesine giriyor. Federasyonun, suça eğilimli iflah olmaz birkaç deli için bir akıl hastanesi kurduğu gezegen.
Incorrigible.
Islah olmaz.
Incorrigible.
O iflah olmaz.
I am an incorrigible thief!
İflah olmaz hırsızım ben!
- You're incorrigible.
Sen adam olmazsın!
You're incorrigible, aren't you?
Sen iflah olmazsın, öyle değil mi?
As for me, I'm an incorrigible Darwinist.
Ben mesela, iflah olmaz bir darvinciyim.
Incorrigible. That's right.
Düzeltilemez.
Incorrigible.
Evet, neyse işte.
What incorrigible nonsense.
Ne saçma sapan bir laf.
- Julian, you are incorrigible. No, come on.
- Julian, sen uslanmazsın!
Gustav Adolf is incorrigible.
Gustav Adolf iflah olmaz biridir.
You're an incorrigible old misanthrope and always have been.
Sen insanlardan kaçan iflah olmaz birisin ve hep öyle de oldun.
You're incorrigible!
Senden adam olmaz!
The children are slovenly, incorrigible and being reared by a father who clearly isn't concerned about their welfare, but is himself just a large child!
Çocuklarınız iflah olmaz cinsten ve aslında kendisi de büyük bir çocuk olan bir baba tarafından büyütülmüşler.
These people are incorrigible, and since none of them could graduate anyway, you are all expurgated.
Bunlar akıllanmaz adamlar. Zaten mezun olamayacağınız için, hepinize yol veriyorum.
If we can't protect this city from incorrigible street assassins... then my office isn't worth a damn.
Eğer bu şehri iflah olmaz sokak katillerinden koruyamazsak... makamımın hiçbir değeri kalmaz.
The child is incorrigible!
Bu çocuk ıslah olmaz.
- Mr. and Mrs. Simpson, we have transcended incorrigible.
- Bay ve Bayan Simpson. Verebileceğimiz tüm cezaları denedik.
That boy is incorrigible
Bu çocuk asla akıllanmayacak.