English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indifferently

Indifferently translate Turkish

18 parallel translation
I hope we have reformed that indifferently with us, sir.
Bu kusurumuzu az çok yendik sayıyorum, efendimiz.
If it be aught toward the general good, set honor in one eye and death in the other, and I will look on both indifferently.
Eğer halkın yararıyla ilgili bir şeyse bir yana şerefi koy, bir yana ölümü, ben aynı gözle bakarım ikisine de.
- I'd say it was a 30-year-old Fine, indifferently blended, sir.
- 30 yıllık bir Fine olduğunu söyleyebilirim, ilgisizce karıştırılmış, efendim.
She simply looked at me, indifferently, with little trace of hostility.
Az da olsa husumetle bir anlığına gözünü bana dikti...
They look indifferently on the happy man, alone outside.
Dışarıdaki yalnız adamı kayıtsızca seyrediyorlar.
He speaks French and German indifferently.
Fransızca ve Almanca biliyor, ama pek iyi değil.
You walk indifferently ahead.
Sen değişmeden yolunda yürüyorsun.
I hope we have reformed that indifferently with us.
Öylesine beceriksizce, insanları taklit ediyorlardı.
My worthy Lord, if ever Tamora were gracious in those princely eyes of thine, then hear me speak indifferently for all.
Saygıdeğer Lordum, Müsaadeniz olursa Tamora'nın sevgili efendisine söyleyecekleri var. Hepiniz lütfen dikkatle beni dinleyin.
, indifferently,
Kayıtsızca.
Touch me slowly... almost indifferently
Yavaşça dokun bana. ... hissetirmeden.
I thank you for this bland, indifferently prepared meal, and beseech you to ignite some spark of compassion in my coldhearted daughter-in-law.
Bir birinden farksız yemekler için teşekkür ederim. Ve sana yalvarıyorum, bir nebze de olsa soğukkanlı gelinimin kabini yumuşat.
I hope we have reformed that indifferently with us, sir.
Bu kusurumuzu az çok yendik sanıyorum efendimiz.
So slowly and carefully raise your weapon, make your finger work independently of your fist and arm, and gently and indifferently squeeze.
Şimdi, yavaşça ve dikkatlice silahını kaldır parmağını avucundan ve kolundan bağımsız olarak çalıştır ve nazik ve kayıtsız bir biçimde tetiği çek.
Indifferently?
Tarafsız şekilde mi?
Just observing indifferently... without getting involved, without helping anyone.
Olan biteni rahatlıkla kaydediyorlar... karışmıyorlar, kimseye yardım etmiyorlar.
Britishers and Americans watched indifferently from the windows of the King George hotel.
Kral George Oteli'nin penceresinden, kayıtsızca seyrediyorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]