English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indignant

Indignant translate Turkish

75 parallel translation
The more acid, the quicker the liquid rubber resents the insult, and stiffens up into an indignant mass.
Daha fazla asit, sıvı kauçuğun kızışıp öfkeli bir kütleye dönüşmesini çabuklaştırır.
If Mr. Silverstone gets suspicious and asks to see your man's badge your man is to get indignant and call Mr. Silverstone an anarchist.
Bay Silverstone şüphelenir de kimlik sormaya kalkarsa adamınız şok olmuş görünsün ve Bay Silverstone'u anarşistlikle suçlasın.
He got quite indignant with us in the end.
Nihayetinde bize hep agresif davranıyor.
Angry men, indignant men, beaten men and dazed men.
Kızgın adamlar, öfkeli adamlar, dayak yemiş adamlar ve şaşkın adamlar.
It's not that your attitude makes me indignant, Miss Holm.
Beni asıl kızdıran sizin bu tutumunuz değil Bayan Holm.
Why are you so indignant?
Niye bu kadar kızgınsınız?
This made them indignant. They headed toward Animal Farm from all directions instinctively uniting once again in common cause.
İçgüdüsel olarak, yine bir ortak amaç uğruna birleşip her yönden akın akın Hayvan Çiftliği'ne gelmeye başladılar
And when I do mention it in court, they will become indignant, outraged.
Bundan mahkemede söz ettiğimde, öfkelenip, çileden çıkacaklar.
An hour ago, we were all very indignant about that.
Bir saat önce hepimiz çok kızgındık.
A stern, indignant perfectionist.
Sert, kızgın ve mükemmelci.
How indignant everybody felt when the British attacked the Boers.
İngilizler Boerlere saldırdığında herkes ne kadar kızmıştı, hatırlıyor musunuz?
- A little indignant around here.
Burada da biraz öfke var.
I was so indignant, I didn't know what to do.
Öyle öfkeliydim ki ne yapacağımı bilemedim.
I was so indignant, I didn't know what to do.
O kadar öfkelenmiştim ki ne yapacağımı bilemiyordum. Kimdin sen?
extremely indignant... because of the death of 20 million men... but in 200 or 300 years... there'II be a Iot more of us, 30 billion or more.
.. öldürülüyor diye öfkeleniyoruz. 200 - 300 yıl sonra.. 30 milyardan fazla insan olacak.
Don't get indignant.
Hemen parlama.
I am indignant.
Çok kızıyorum!
Brother Cao and Gao Deng, Chen Xiang jointly run prostitution and gambling businesses, and they're even worse than when Mi Jiu Gao was in charge I was indignant and said strong words as a result I was driven out
Birader Cao, Kartal Salonuyla birlikte.... Fuhuş ve kumar işine girdiler... Durum eskisinden çok daha beter oldu!
I had to ask him whether he would give in and sign the document. Again and again, I had the same indignant reply.
Belgeleri imzalamaya karar verip vermediğini tekrar tekrar sordum.
The old gentleman, he was highly indignant. He couldn't stop him. He said :
Koca efendi de ona engel olamadığı için sinirlenmiş ve bağırmaya başlamış.
Act hurt! Get indignant!
Rezil Olma!
Get indignant!
Rezil Olma!
- [Indignant Gasp]
Ooch!
Spare me the indignant routine, all right?
Şiddet uygulamana gerek yok, tamam mı?
Don't corrupt the right to be indignant, kid
- Haksızlığa sen isyan etme, çocuk.
I'm indignant.
Kızgınım.
But thy strong hours indignant work'd their wills... and beat me down... and marr'd and wasted me... and though they could not end me... left me maim'd to dwell in presence of immortal youth.
Bu dünya üzerinde benimle başa çıkabilecek... beni yenebilecek kimse yok. Kimse bir şey yapamaz. Beni ortadan kaldırmalarına imkan yok.
That dean is gonna get an indignant e-mail.
Dekana çok kızgın bir email yazacağım.
I'm indignant as a consumer!
Ben kandırılmış bir müşteriyim!
If you agree, signify by getting indignant.
Eğer onaylıyorsan, kızgın gözüküp onayla.
She said she hadn't and, of course, she was very indignant. I realize now, of course, she lied.
Orrie'nin şantaj yapabilecek biri olup olmadığı konusunda görüşlerinizi almam lazım.
You're real indignant, considering you stood me up.
Sen gerçekten kızgınsın, dün gece beni ektiğini düşünürsek.
All right, look, you can cut the indignant outrage, because if you really cared, you would have already dialed 911.
Pekala, bak, şu öfke rezaletini kesebilirsin, çünkü gerçekten umurunda olsaydı, çoktan 911 acili aramıştın.
Somewhere sent into the desert, a shape with lion's body and the head of a man. A gaze blank and pitiless as the sun is moving its slow thighs while all about it reel shadows of the indignant desert birds.
Gerçek çöl kuşları gibi ikimizin de tek amacı kaçıp, buradan gitmek ve varlığımızı sürdürmekti
But today that's what i was looking for. I wanted you angry and indignant.
Ama bugün bana hiddetli biri lazımdı.
See, this is the part where you get indignant start to deny everything, maybe you're going to start crying, try to convince us you didn't do it.
Bu senin kizdığın bölüm herşeyi inkar ettiğin, hatta belki ağlamaya başlayip bizi yapmadığına ikna etmeye çalıştığın. Timsah gözyaşları.
Somewhere in the sands of the desert a shape with lion body and the head of a man, a gaze blank and pitiless as the sun, is moving its slow thighs, while all about it reel shadows of the indignant desert birds.
Çölün kumları arasında bir yerde aslan gözdeli ve insan başlı bir karartı Bakışları güneşler gibi boş ve amansız Kalçaları ağır ağır deviniyor, kızgın çöl kuşları etrafında döneniyor.
Oh. He could just be indignant.
Kızmış olabilir.
Indignant, as in offended.
Kızmış yani alınmış.
You are almost the first to refuse it and your refusal will cause the King's highness to be both indignant and suspicious of you.
Neredeyse ilk reddeden siz olacaksınız ve bu davranışınız Kral'ın size hem kızgın olmasına hem de şüphe duymasına yol açacak.
"is moving its slow thighs, " while all about it reel shadows " of the indignant desert birds.
Kımıldatıyor yavaş kalçalarını, onun etrafındaki herşey Öfkeli çöl kuşlarının ölgelerini fırıl fırıl döndürürken..
Uh, a dishonest pulse feels different to an indignant pulse.
Dürüst olmayan nabız, öfkeli nabız'dan farklıdır.
They have the nerve to be indignant about how they're not allowed to be on their specialties.
Artık sevdikleri uzmanlıkta kalmanın yasak olması konusunda kızacak sinirlere sahipler.
Do not wax indignant.
Kızgınlığını arttırma.
You know I never shut up, and the only time I ever expose myself to an animal is when I was peeing in a bush that was housing a very indignant raccoon.
Ağzım hiç susmaz biliyorsun, kendimi bir hayvana sadece bir kere teşhir ettim, o zaman da delirmiş bir rakunun olduğu bir çalılığa işiyordum.
the same indignant attitude, but just in another way and towards another group of people.
Bizden aslında tam olarak aynı nefreti ve zalimliği göstermemizi istemektedir, fakat sadece farklı bir biçimde, ve farklı insanlara karşı.
I brought her close to the grave, and when I saw her run away, I was indignant that the victim hadn't let me extract her last whimper, without society hearing it.
Bir gözünü toprağa döndürdüm ve onu kaçarken gördüğümde kurban, insanlar duymadan son öcümü almama izin vermediği için kızdım.
Indignant fool.
Sinirli aptal.
You're pretty indignant for someone
Gerçekten harikaydı. Çocuğu olduğundan haberi dahi olmayan birine karşı çok sinirlisin.
Consumers are indignant about the price of gasoline, having a limited amount of fuel litres permited per person.
İnsanlar benzin fiyatlarına öfkeli, herkes kısıtlı miktarda yakıt alabiliyor.
I am a little indignant.
Aslında biraz şüpheliyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]