English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indulging

Indulging translate Turkish

224 parallel translation
Thank you for indulging an old man his hobby.
Yaşlı bir adamın oyun arkadaşı olduğun için teşekkür ederim.
Jekyll is always sensational, always indulging in spectacular theories.
Jekyll her zaman çarpıcı teoriler ortaya atar.
I understood you to say that you reported to our plant ill... and you're here in Berlin indulging in diversions... which are very much beyond your means?
Anladığım kadarıyla, fabrikamıza hasta olduğunuzu bildirip... Berlin'de, imkanlarınızın çok ötesinde... eğlencelere dalmışsınız, değil mi?
So our little coal miner has been indulging in his favorite sport again? ● Mr. Phillips, make a back.
Küçük madenci dostumuz yine en sevdiği sporu yapıyor öyle mi?
Mortals are indulging in the transient pleasures of this life with no one to surprise them into awakening.
Faniler uyanışı müjdeleyen kimse olmadan dünyanın geçici zevklerine teslim oluyorlar.
Now, my dear young woman, if you will set aside your book of social graces for just long enough to seize an opportunity that you want very much by merely indulging a small natural selfish instinct.
Sevgili genç bayan, sosyal inceliklerinizi kısa süreliğine kenara bırakıp çok arzuladığınız bir fırsatı yakalamak için küçük ve bencil ama doğal bir içgüdüye müsamaha gösterir misiniz?
You're just indulging him.
- Onu sen şımarttın.
Indulging in secret treachery.
Gizli ihanete bulaştım.
I'm indulging in a hobby.
Boş zamanımı değerlendiriyorum.
Tonight we are indulging in an old city tradition.
Bu gece eski bir kent geleneğini ele alıyoruz.
They tell me you were indulging in some athletics last night.
Duyduğuma göre dün gece atletizmle uğraşmışsın.
It's a confused and self-indulging play.
Karışık ve yapmacık bir oyun.
So I asked for a divorce. Thanks for indulging me!
Geri çevirmediğin için teşekkür ederim.
Perhaps merely indulging some barbaric custom.
Belki de yalnızca barbar bir geleneğe yüz vermek.
Tell me, Frank, have you been indulging in Mrs. Weaver's weakness for social informalities?
Söylesene Frank, Bayan Weaver'ın ahlaksızca zaaflarına boyun eğdin mi?
They killed and scalped both of them, after indulging in coarse Indian pleasures.
Kızılderililer sırf keyif için ikisini de öldürüp kafa derilerini yüzdü.
The fault is ours for indulging him too much.
Onu şımarttığımız için kabahat bizim.
Now, you're not an indulging man.
Yine buradasın.
You're indulging in this self-gratification in some sort of mental masturbation
Kendi zevklerinin esiri olup kendini tatmin etmek bu senin yaptığın
Men and women strip naked, they say. Indulging in pagan rites.
Çırılçıplak bırakılan kadın ve erkekler putperest ayinlere dalıyorlar.
That I'm indulging in spiritual masturbation?
Özel bir sızlanma. Küçük bir zihinsel mastürbasyon.
This is all the result of your indulging him.
Onu şımarttığın için böyle oldu.
The feeling expressed to me is that you've been indulging in a personal vendetta.
Bana aktarılan duyguya göre, sen kişisel bir öç alma peşinde imişsin.
The feeling expressed to me is that you've been indulging in a personal vendetta.
Bana aktarılan hissiyat sizin kişisel bir öç alma duygusuyla hareket etmeniz.
Indulging in erotic art, Gabby?
Erotik sanata düşkün müsün, Gabby?
Well, you don't mind indulging yourself.
Kendi düşkünlüğünü umursamıyorsun.
I thought you were indulging me.
Gönlümü yapmak için sandım.
"Indulging in equitation," he called it.
"Binicilik sanatına teslim ol" derdi.
I hear that he is presently in Kyoto, indulging himself with women and drink.
Şu sıralar Kyoto'da, kendini içki ve kadınlara vurduğunu duydum.
If you know the whereabouts of Oishi, would you mind indulging me?
Oishi'nin nerelerde olduğunu biliyorsan, bana söyleyecek misin?
I guess I've been indulging in a horrid bout of nostalgia these last few days.
Sanırım şu son birkaç günde kendimi yine nostaljiye kaptırdım.
The enemy is now indulging in a great orgy of hate... and a thirst for destruction.
Düşman şu anda nefret saçarak ve imha etme arzusuyla yanıp tutuşarak alem yapmaktadır.
Even when I was indulging in other pleasures.
Başka zevklere düşmüş durumdayken bile.
a bit of pleasant fun in which Nono is also indulging... because of his powerful shoulders.
Güçlü omuzları yüzünden... İçinde Nono'nun da günah çıkardığı keyifli bir eğlence.
What sort of a fantasy is MacGyver indulging?
MacGyver'ın üzerine düştüğü hayalde nedir?
I imagine he's indulging his addiction.
Bağımlılıklarından zevk aldığını hayal ediyorum.
The arts had become thoroughly antihumanistic, and instead of guidance, had become a tool of stupefaction, indulging the most base instincts of mankind.
Sanat, tamamen anti hümanist bir hâl alıyor, yol göstericilikten çok, aptalların oyuncağı oluyor ve insanların en temel iç güdülerini tatmin ediyordu.
- You're just indulging Nana.
- Sadece izin verildiğinde, Nana. - Ben öğretmen olmak istiyorum.
I'm talking about indulging your every fantasy, and then giving you those fantasies one by one.
Tüm fantezilerini kabullenmek ve bunları sana tek tek yaşatmaktan bahsediyorum.
You are incapable of indulging in anything but pleasure.
Keyif çatmak dışında herhangi bir konuda yeteneğin yok ki.
Some aimless infatuation which, for the moment, you feel like indulging.
Amaçsız bir çılgınlık, anlık, müptelai bir his.
I told you time and again to stop indulging so frequently in overly spiced food.
Sana söyledim baharatlı yemek düşkünlüğünden vazgeçmelisin.
I should have bought dresses, hats, instead of indulging my passion for dubious edifices.
Hevesimi, anlasilmaz yapitlar üretmek yerine elbiseler, sapkalar satin almaya saklasaydim keske. Hayir Camille.
And then in penance for their sins indulging in flagellation until their bodies wept tears of blood?
Sonra günahlarının cezası olarak da vücutları kan ağlayana dek kırbaçlanmalarının hoş görülmesi.
If youkeep indulging him, he is never going to change.
Eğer her isteğini yerine getirirsen, hiç değişmeyecek.
We want to show you the... the misguidedness of indulging in gang behaviour.
Sana göstermek istediğimiz, çete hayatındaki boyun eğmenin başıbozukluğu.
Being able to observe a partner in such an intimate way and know that they're indulging for your gratification can deliver an intense sexual charge.
Parterinizin samimiyetle sizi izleyebilmesi ve bunun size ne denli zevk verdiğini bilmesi sizde yoğun bir seksüel dürtü uyandırabilir.
( Man ) Even if a kink doesn't do it for you, by indulging your lover, you may well find yourself bringing a previously unknown spark into your relationship.
Bu değişik tarz size göre değilse bile, sevgilinizin hoşuna gitmesi sizin de keyif almanızı sağlayacak ve ilişkinizin gidişatında önceden tatmadığınız harereti size tattıracaktır.
I know anyone indulging in commerce on the side?
Gizlice ticaret yapan birini biliyor musun?
Tomorrow we take the girls shopping, indulging their female whims.
Yarın, heveslerini alsınlar diye, kızları alışverişe götürüyoruz.
Thank you again for indulging me.
Benimle ilgilendiğiniz için tekrar teşekkür ederim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]