Indulge me translate Turkish
278 parallel translation
Senator Prentice, if you would indulge me, sir.
Senatör Prentice, eğer izin verirseniz...
If you would indulge me for a moment, sir.
Senatör Prentice, eğer biraz daha müsaade ederseniz! ...
You'll have to indulge me just this one last time, deary
Son kez olsun benim isteğimi yerine getireceksin, tatlım.
- Indulge me.
- Beni mazur görün.
You indulge me.
Hep öyle yaparsın.
Indulge me.
Siz o isi bana birakin. '
Now, sir, I know that you've got a plane waiting for you, but if you could indulge me, I'd like to show you something.
Efendim, sizin için bekleyen bir uçağınız olduğunu biliyorum... Fakat, eğer bana izin verirseniz, Size bir şey göstermek istiyorum.
Indulge me, gentlemen.
Dikkatli izleyin, beyler.
Come On, Walden. Indulge Me.
Haydi be Walden, şımart beni.
Indulge me.
Gönlümü al.
Come on, indulge me with it, eh?
Haydi, beni biraz şımart.
Indulge me.
Düş artık yakamdan Bir Numara.
- Indulge me.
- Kabul et.
Indulge me.
Anlatın bana.
Please, indulge me. Take it.
Lütfen bunu kabul edin.
Indulge me. Jimmy...
Şımartın beni.
I gotta do something a little different tonight, so if you'll indulge me this I'll appreciate it very much.
Bu gece, biraz farklı bir şey yapmak istiyorum ve eğer beni desteklerseniz çok memnun olurum.
Newman, Kramer, if you'll indulge me.
Newman, Kramer, izin verirseniz.
Indulge me!
Şımart beni!
Indulge me?
Bana bu iyiliği yap.
I wonder, could indulge me for a moment?
Beni biraz şımartır mısın acaba?
Indulge me.
Beni bilgilendirin.
Please indulge me.
Lütfen, bana bu iyiliği yapın.
Indulge me, great priest.
İzin ver yüce rahip.
Newman, Kramer, if you'll indulge me.
Newman, Kramer, beni iyice dinleyin lütfen.
Look, just indulge me for a minute, okay?
Bir dakika beni dinesen olmaz mı?
Vanessa, please indulge me.
Vanessa, lütfen aydınlat beni.
- Just indulge me.
- Sadece ricamı yerine getir.
- I talked to the social worker.... - Indulge me.
- Sosyal görevliyle konuştum...
Finally, you'll most likely find this an impertinent question, but indulge me.
Son olarak, bu soru size küstahça gelebilir ama sormama izin veriniz.
Indulge me, Tu.
İsteklerimi yerine getir, Tu.
Indulge me, Robert.
İstediğimi yap Robert.
Dharma, ifyou will indulge me in a brief outing...
Dharma, Eğer beraber kısa bi gezinti için bana izin verirsen...
Indulge me.
Şımart beni.
Indulge me.
Hatırım için.
Indulge me here will you?
Dediğimi dikkate al olur mu?
Indulge me.
Biraz yüz versen.
Well indulge me, then.
Peki o halde beni aydınlat.
If this body will indulge me, I have before me... a perfect example of the need for this institution... to pass the Internet Libel Protection Act.
Bu beden beni teslim alacaksa, benden önce,.... bu kurumun İnternet iftiralarına aldığı bir korumayı... geçmesi gerekmektedir.
Please indulge me.
Lütfen bana teslim ol.
Why? Just indulge me, please?
- Dediğimi yap lütfen.
However, allow me to indulge my exhibitionist tendencies with this quick-change demonstration.
Ancak, benim teşhirci eğilimlerime şu çabuk kılık değiştirme gösterimle dalmama izin ver.
The kid told me he was hungry, why not indulge him?
Çocuk bana acıktığını söyledi, neden onu doyurmuyorsun?
Would you care to join me, or don't you indulge?
Bana katılmak ister misiniz yoksa içkiye düşkünlüğünüz yok mu?
However, it's between you and me, he's indulge in women very much.
- Laf aramazıda kadına kıza düşkündür.
My dear Colonel, do, please, indulge the child, and me, too.
Sevgili Albay, lütfen çocuğun isteğini yerine getirin ve benimkini de.
Now, tell me in your own words, did you, Satin, on certain nights last Garethstide, indulge, albeit I accept, in all innocence,
Şimdi, kendi kelimelerinle söyle bakalım Atlas, Geçen ay, muayyen gecelerde, gerçi kabul ediyorum, tüm saflığınla teslim olup,
It is a weakness that I indulge for the sake of those who rely upon me.
Bu bana bel bağlayanların hatrına hoş gördüğüm bir zayıflıktır.
Indulge me.
Şımartın beni!
And you don't see me using that as some excuse to just completely abandon all self-control and indulge myself- -
Ama ben bunları bahane olarak kullanıp... kendimi tamamen kaptırıp... bir zevk ve sefa...
Indulge me, Vlad.
Tabiki O Sultan'ın hapishanesinde ders gördü.