Industrial translate Turkish
1,887 parallel translation
I mean, are we in the industrial revolution?
Biz güya sanayi devrimi mi yaptık yani?
all agreed that we have to stabilize global temperatures within 2 degrees above pre-industrial level, and the reason for that is because, if you cross that threshold, the narrow tipping point in the earth system, which could drive the warming process essentially out of control.
Bunun sebebi, bu sınırda duran ufak dengeyi bozarsanız, havanın ısınmasındaki... hızı ve dünya yaşamının sürmesini sağlayan bütün koşulları... değiştirecek bir akışın, kontrolünü yitirmeniz anlamına gelecektir.
You need industrial filters to cook fish?
Balık pişirmek için endüstriyel filtre mi kullanıyorsun?
Natural disasters, industrial accidents, kidnapping.
Doğal felaketlerde, endüstriyel kazalarda, adam kaçırmada.
Since 1946, this country has been under the military-industrial -
1946'dan beridir, bu ülke, askeri-sanayinin elinde -
One of my best friends and my first assistant was a guy that became the head mold maker at Industrial Light and Magic, so I called up and said, " I've got this idea for a project.
İlk asistanım ve en iyi arkadaşlarımdan biri olan bu kişi "Industrial Light And Magic" firmasında sahne düzenleme müdürü olmuştu. Onu arayıp, böyle bir projem olduğundan bahsettim.
In an industrial park near downtown.
Şehir merkezi yakınındaki bir sanayi mahallesindeyim.
Industrial accident at a tool-and-dye factory.
Boya ve alet fabrikasında iş kazası geçirmiş. - İki parmağını kaybetmiş.
Industrial rubber, turpentine.
Sanayi plastiği. Terebentin.
It was the biggest industrial disaster in history, but Union Carbide settled with the Indian government for $ 470 million, meaning most of the victims got less than $ 1,000 each.
Tarihteki en büyük endüstriyel felaketti. Ama Union Carbide firması, Hint Hükümeti'yle 470 milyon dolarlık bir anlaşma yapıp sıyrıldı. Bu da, mağdurlara, kişi başı bin dolardan az düşmesi demek.
The world's worst industrial accident is being remembered in India today.
Dünyanın en kötü endüstriyel felaketi, bugün Hindistan'da anılıyor.
AND THIS PLACE WAS SET UP BY A BUNCH OF PEOPLE TO HELP TREAT THE GAS VICTIMS OF THE WORST INDUSTRIAL ACCIDENT IN HISTORY.
Burası, dünyanın en kötü endüstriyel felaketinin yol açtığı gaz mağdurlarına yardım etme amacında olan bir grup insan tarafından kurulmuş.
On this conjunction of an immense military establishment and a large arms industry is new in the American experience and we must guard against the acquisition of unwanted influences wether sought or unsought by the military industrial complex.
Muazzam bir askeri kuruluş..... ve büyük bir silah sanayisi, Amerika için yeni bir deneyimdir. Böylece, biz, istenmeyen etkilere karşı korunuyoruz.
He's in an industrial park in El Portal, right up the coast.
El Portal'da bir sanayi parkında, sahilin yukarısında.
Now, Officer Mann pulled her over on Industrial Road 24 minutes later.
Şimdi, Memur Mann 24 dakika sonra onu Industrial Road'da durdurdu.
Takes ten minutes to drive from the clinic to Industrial Road.
Klinikten Industrial Road'a gidiş 10 dakika sürer.
They just set up camp at Plaza Industrial Park.
Plaza Endüstri Parkında yeni bir yer kurdular.
I believe to do anything less would be to suggest that the savagery that ended this great industrial titan's life was somehow effective and that our founder's belief in the power of ideas to create worthwhile products and meaningful employment was somehow misplaced.
Daha azını yaparsak bu büyük endüstrinin yüce insanının hayatını katleden bu hareketin, kurucumuzun yaşamlarımızı kolaylaştıracak ürünler için güçlü fikirleri ve bunlar için yaptığı çalışmalar boşa gidecektir.
It's an outfit called Tesseract Industrial.
Satın alan kim? Tesseract Endüstrileri adında bir kuruluş.
I own Tesseract Industrial.
Tesseract Endüstrilerinin sahibiyim.
It's a large industrial door.
Büyük bir kapı.
And the industrial cooling unit is consistent with what it would take to maintain ideal temps for server storage.
Yukarıdaki sanayi tipi soğutma sistemi de hizmet sağlayıcıların bulunduğu yerleri ideal sıcaklıkta tutmaya yarayacak türden.
My point is, we had these big rolls of industrial-grade plastic to wrap their meat in before we would send them to the grocery stores.
Demek istediğim, şu büyük sanayi tipi eti marketlere yollamadan önce tuttuğumuz büyük yuvarlak plastik silindirler vardı.
We build industrial machines.
Endüstriyel makineler üretiriz.
San Pedro, Industrial road, 7-18.
San Pedro, Sanayi yolu 7-18.
San Pedro, Industrial road, 7-18.
Sanayi yolu 7-18.
It seems like industrial power.
- Sanki sanayi cereyanı gibiydi.
The driller was saying that there's industrial power here.
İşçi, sanayi cereyanı olduğunu söylüyordu.
Industrial power.
- Sanayi cereyanı.
Then how can there be industrial power?
Öyleyse nasıl sanayi cereyanı olabilir ki?
Industrial area is really happening in the underground club scene right now.
Endüstriyel tesislerin gece kulübü olması artık moda oldu.
Industrial espionage?
Sanayi casusluğu mu?
The industrial revolution was literally casting an ominous shadow over the environment.
Sanayi Devrimi tam anlamıyla, çevre üzerine uğursuz bir gölge kusuyordu.
William Morris was enraged by the appalling living and working conditions being forced on the industrial working classes.
William Morris, endüstriyel işçi sınıflarına dayatılan korkunç yaşam ve çalışma koşulları yüzünden çileden çıkıyordu.
He was about to apply Darwin's ideas to solve one of the great environmental mysteries of the Industrial Age.
W. Tutt, Endüstriyel çağın en büyük çevre gizemlerinden birisini çözmek için Darwin'in fikirlerini uygulamak üzeredir.
By 1896, when Tutt published his book British Moths, 98 % of peppered moths in the polluted industrial North were black.
Tutt'un "İngiliz Güveleri" kitabını yayınladığı 1896'ya kadar, kirlilik yayan sanayileşmiş kuzeyde biberli güvelerin % 98'i koyu olmuştu.
As the Great War slithered to industrial slaughter, new stories began to filter out of German barbarism and atrocities, the shooting of women and children, the gassing of soldiers.
Savaş endüstriyel katliama dönüştükçe, Alman barbarlık ve vahşetine dair yeni hikâyeler duyulmaya başladı, kadın ve çocukların vurulması, askerlere zehirli gazlar atılması.
They're stopping behind an industrial building.
Bir fabrika binasının arkasında durdular.
It is a daytime disco on the ground floor of an industrial office building.
Endüstriyel bir ofis binasının zemin katındaki bir gündüz diskosu. Bir Cafe Disko.
He also has access To large, expensive, Industrial-grade Equipment at work.
Ayrıca işyerinde pahalı ve endüstriyel aletlere erişimi var.
I "dwew" a "wainbow." You, I'll have a gin and tonic. Oh, and a small plastic bag and some industrial solvent.
Üst kattaki koridor dönmeye başlayıp kara deliğe dönüştü, hava sürekli değişiyordu, sonra yine çocuk oldum.
We shall not be forced to pick sides between the North's industrial economy or the South's tradition of slavery.
Kuzey'in endüstriye dayalı ekonomisi,... Güney'in kölecilik zihniyeti arasında seçim yapmaya zorlanmamalıyız.
Industrial security team!
Endüstriyel güvenlik birimi!
Industrial Security Team, NlS Did you sleep with him?
Endüstriyel güvenlik birimi, NIS Onunla yatıyor musun?
How's the industrial spy work?
Sanayi casusluğu nasıl gidiyor?
It was the coal dust from the industrial era.
Sanayi devrinin kömür isiydi o.
Before the Industrial Revolution fucked everything to hell.
Sanayi Devrimi o zamanlar her şeyi berbat etmemişti tabii.
The ancient technique of fishing with rod and line is now practised on an industrial scale.
Eski balıkçılık teknikleri çubuk ve halatla yapılıyordu, şimdiyse endüstriyel ölçekte yöntemler uygulanıyor.
industrial products, biomedical...
Ne için?
They found his body at an industrial area some time this morning next to...
Garret ölmüş. Bu sabah cesedi arabanın içinde bulunmuş
Industrial continuity is ensured, whatever happens.
Ne olursa olsun endüstriyel devamlılık garantidir.