Industry translate Turkish
3,738 parallel translation
Now, the purpose of this visit is to help promote British industry abroad.
Şimdi, bu ziyaretin amacı İngiliz sanayiinin yurt dışı tanıtımına yardımcı olmak.
That is a dying industry.
O can çekişen bir iş kolu.
Everyone else in the entertainment industry is more talented than actors.
Eğlence sektöründeki herkes.. .. oyunculardan daha yeteneklidir be!
Oh, well, to answer your question, in the restaurant industry, there's a lot of turnover and changes in management.
Sorunuza cevap olarak, restoran piyasasında, birçok değişim ve yönetimde değişiklikler olur.
You give me a rematch, I'll pick your brain about some emerging markets in the health care industry.
Sen bana rövanş fırsatı ver ben de sana sağlık hizmetinin gelişen pazarları hakkında bilgi vereyim. Perşembe günü kulüpte.
Actually, the mafia involvement in the dairy industry is minimal.
Aslında mafya, süt endüstrisine çok az dahildir. Haklısın.
Chatsworth is the epicenter of that industry.
Chatsworth o sektörün merkezi.
Our proprietary designs keep us at the forefront of the industry.
Tescilli ürünlerimiz bizi endüstrinin en önüne koyuyor.
So, was someone trying to get back at the industry?
O zaman birisi bu endüstriden intikamını mı alıyor?
There's no shortage of enemies to the logging industry, from climate change environmentalists to animal rights activists.
Tomruk endüstrisinin de yeterince düşmanı var iklim değişikliğine tepki gösteren çevreciler ve hayvan hakları aktivistleri gibi.
If the unsub wanted to send a message to the logging industry, why hide them?
Eğer zanlı tomruk endüstrisine mesaj göndermek istese cesetleri neden saklasın?
That's just something Dr. Phil made up, or the funeral parlor industry.
Bu sadece Dr. Phil'in veya cenaze salonu endüstrisinin uydurduğu bir şeydir.
It looks like he's in an old industry unit.
Eski endüstriyel evlerden birinde tutuyor gibi.
GCSEs can't help me in the industry that I'm going into.
Bu sertifika, benim ilgim olan iş alanında bana fayda sağlamayacak.
What industry is that?
Hangi iş alanından bahsediyorsun?
The football industry or the music industry or the pimping industry!
Futbol endüstrisi olur, müzik endüstrisi olur. Ya da pezevenk endüstrisi de olabilir!
Football industry!
Futbol endüstrisiymiş.
The oil industry is a lot cleaner than it was, but parts of the Gulf remain polluted because of the legacy of large spills in the past.
Petrol endüstrisi eskiden olduğundan daha temizdi, ama körfezin bazı bölümleri hala kirli geçmişteki efsanevi büyük sızıntılar yüzünden.
Think about it... a girl from England who doesn't know anyone in the film industry... and can't speak a word of Hindi... and'what, 5-6 years later... you've done 30 films and 26-27 are superhits.
Düşünsene İngiltere'den bir kız geliyor, film endüstrisinden kimseyi tanımıyor ve tek kelime Hintçe konuşamıyor. Ama 5-6 yıl içinde 30 film yapıyor ve bunların 26-27 tanesi süper hit oluyor.
I was fired and ostracized by the whole industry.
Kovuldum ve reklam sektöründen aforoz edildim.
For instance, just up ahead, the historic childhood home of Florian van Otterloop, the Dutch bucklesmith who revolutionized the belt industry.
Örneğin hemen ilerimizde, kemer endüstrisinde bir çığır açmış Hollandalı imalatçı Florian Van Otterloop'un çocukken yaşadığı tarihi ev var.
The both of us are strong women trying to forge our way ahead in a male-dominated industry, and that means we have to support each other and not bicker like sorority girls.
Biz erkeklerin hakim olduğu bir endüstride yolunu bulmaya çalışan iki güçlü kadınız. Yani birbirimizi desteklemeliyiz. Kız yurdu öğrencisi gibi didişmemeliyiz.
The pharmaceutical industry likes Kresteva over your boy.
İlaç endüstrisi çocuklarının üzerinden Kresteva'yı seviyor.
Nuclear industry is classified as a top-secret defense.
Nükleer sanayi çok gizli savunma olarak sınıfladırılıyor.
Automobile industry.
Otomotiv Endüstrisi.
Because the... Pig industry...
Çünkü domuz ticareti...
The beef industry is destroying our planet.
Besicilik endüstrisi gezegenimizi yok ediyor.
I'm in the sports entertainment industry.
Spor eğlencesi sektöründe çalışıyorum.
To name one, the cellphone industry would have us believe that it is safe to drive while talking on your cell as long as your hands are free.
Telefon sektörü bizi ellerimiz serbestken telefonla konuşmanın güvenli olduğuna inandırıyor.
It's an industry standard.
- Sektörün standartı bu.
Industry? Look, Tex...
- Sektör mü?
Imagine what the hubot industry will pay!
İnbot sektörünün ödeyeceği paraları düşün!
If we do not secure those reserves for England and the West then soon, very soon, with the turn of the spigot, they will have the power to shut down Western industry, and when we are defenseless their hordes will rise up and crush us.
İngiltere ve Batı için o kaynakları güvene almazsak, yakında, çok yakında bir musluğun çevrilmesiyle Batı endüstrisini kapatabilecekler ve savunmasız kalan bizleri sürüleriyle ezip geçecekler.
How can you still use a TV like this in Korea, the industry leader in technology?
Teknoloji öncüsü Kore'de hala nasıl böyle bir televizyon kullanabiliyorsun?
We all know the FDA is in bed with the Biotech industry.
FDA'nın biyoteknoloji endüstrisiyle aynı yatakta olduğu hepimiz biliyoruz.
[Stoney Landers] Creating safer riders is gonna be good for the industry, because it keeps riders in the industry longer.
Güvenli sürücüler yaratmak endüstri için de iyi bir şey, çünkü sürücüleri piyasada daha uzun süre tutuyor.
A feature is Hollywood industry jargon for a screenplay.
Hollywood sektörü için hazırlanan bir senaryo.
Pass the audition of muic industry And become a rock star... that is my assignment
Görevim, müzik seçmelerini geçip, rock yıldızı olmak.
A renowned figure in the financial industry
Finans sektörünün ağır taşlarından.
The other is a future where humans have taken power over the Hubot industry where we are not slaves to their greed, but all have jobs.
Diğerinde ise insanlar inbot endüstrisi üzerinde bir güce sahip oluyor inbotların hırslarının kölesi olmuyoruz, ama tüm işler onların oluyor.
He talked up the American auto industry, praised the president's convictions, and repeatedly criticized the Republican candidates by name, accusing them of being out to protect the privileged.
Amerikan otomobil endüstrisini ve Cumhurbaşkanının görüşlerini övdü durmadan Demokrat adayları eleştirip ayrıcalıklı olanları korumakla suçladı.
And even if you could, these are all the companies that Gianopolous owns in any way, and these are the biggest companies in the oil industry.
Çok büyük. Yapabilsen bile bütün bunlar zaten Gianopolous'un şirketleri ve bunlar petrol endüstrisindeki en büyük şirketler.
To the unclean industry that paid for your law school.
Hukuk mektebinin masraflarını karşılayan kirli endüstriye!
It's an industry award. It's true.
Bu bir endüstri ödülü.
Like, we know we're cool and our customers know we're cool, but the industry doesn't get it yet. All right, you know what?
Biz, iyi olduğumuzu biliyoruz ve müşterilerimiz de bunu biliyor ama ama endüstri henüz bilmiyor.
We should host an industry night.
Camiamıza özel bir gece düzenleyeceğiz.
Invite all the people who vote who's in the industry to come to our bar, and we'll show'em what we're made of.
Camiada oy veren herkesi bizim bara davet edip asıl yüzümüzü gösterelim.
Okay, guys, if we're gonna show these industry folks tonight that we're likeable, we need to have some funny banter like Greg and Maxwell have.
Pekala millet, camiadakilere sevecen olduğumuzu göstermek istiyorsak Greg ve Maxwell gibi neşeli bir çifte... -... ihtiyacımız olacak.
We got to go darker with Industry Night, edgier.
Camia Gecesi'nde ileri gitmeliyiz. Daha heyecanlı olmalı.
... law, government the entertainment industry. - Ray.
Ray.
That's an industry, Charlie.
Bu bir endüstri, Charlie.