Inspect translate Turkish
681 parallel translation
HIS MAJESTY THE CZAR WILL VISIT YOUR HEADQUARTERS THIS AFTERNOON TO INSPECT THE TROOPS
Çar hazretleri, bu öğleden sonra birlikleri teftiş etmek için karargahınızı ziyaret edecek.
The mistress will inspect it later.
Ev sahibesi kontrol edecek, sonra.
I'd like to inspect the meter.
Sayacı kontrol edeceğim.
I'm very sorry, madam, but we have to inspect all luggage for dutiable merchandise.
Çok üzgünüm madam, ama bütün bavulları vergiye tabi mallar için araştırıyoruz.
I'd been sent down to the coast to inspect some defences... and while there, it was my bad luck to run into her once more.
Denetleme amacıyla kıyıda görevlendirildim orada onunla bir kez daha karşılaşmam şanssızlıktı.
If the police come to inspect, I'll be fined.
Polis kontrole gelirse, cezayı ben yerim.
In the name of public safety, we want permission to inspect the trader's goods stored in your fort.
Buraya ayaktakımı ile gelerek ne demek istiyorsun? Kamu güvenliği açısından
I have a search warrant to inspect the goods.
Kamu düzeni açısından ender görülen bir şekilde arkanızda silahlı adamlarla geliyorsonuz.
You'll inspect no goods in my care. I've my orders.
Böyle kısa bir sürede insanları tatmin edecek birşey bulamayız.
I want to use my spare time to inspect public utilities... and to make a study of all outstanding technical achievements in the city.
Ben kalan vaktimi kamu hizmetlerini gözden geçirerek... ve kentteki göze çarpan teknik başarıları inceleyerek geçirmek istiyorum.
At home I actually have a letter from a popinjay official saying they were going to inspect my books!
Aslında, evimde kibirli memurun tekinden gelen ve kayıtlarımızı inceleyeceklerini söyleyen bir mektup var!
Well, the diver who went down to inspect the bottom of the ship... came across the hull of another boat- - a little sailboat.
Şey, geminin dibini incelemek için dalan dalgıç başka bir teknenin gövdesine rastlamış küçük bir yelkenli.
The directors of the Thatcher Memorial Library have asked me to remind you about the conditions under which you may inspect certain portions of Mr. Thatcher's unpublished memoirs.
Thatcher Kütüphanesi'nin yöneticileri... Bay Thatcher'ın yayınlanmamış hatıralarının bazı bölümlerini hangi koşullarda inceleyebileceğinizi hatırlatmamı istediler...
Inspect the walls and flooring for secret passageways.
Gizli geçitler için duvarları ve döşemeleri inceleyin.
And now, General, we will both go to Panama and inspect the new lock.
Şimdi de birlikte Panama'ya gidip kazıları denetleyeceğiz general.
General Goethals, inspect the canal.
General, git kazıyı denetle.
- You're welcome to inspect the place.
- Mekânı teftiş edebilirsiniz.
Because if that's the way you handle baggage, I'm going to have the insurance agent there to inspect them before I accept delivery.
Çünkü işini böyle yapıyorsan, sigorta görevlisi incelemeden teslimatı kabul etmeyeceğim.
In the afternoon, Ethelred invited me to inspect the castle.
Öğleden sonra, Ethelred kaleyi dolaşmamızı teklif etti.
I hope that it will inspect the prison.
Umarım kısa sürede hapishaneyi teftiş eder.
I want to inspect the rocket jet anyway to see how it stood up on the takeoff.
Ayrıca kalkışımız sonrası jet motorlarının durumunu incelemek de istiyorum.
You halt, you slowly turn your back on her face her again, inspect her from head to toe as if you didn't see her
Duraksa. Yavaşça etrafında dön. Tekrar o kişinin suratına bak.
His name's Pierre Duval from Limoges on his way to Rouen to inspect a cathedral.
bir katedrali onarmak için gidiyoruz. Rouen yolu üzerindeki Limoges'deniz. Adı da, Pierre Duval.
The Marquis de Maynes is absent from the assembly... having been ordered by Her Majesty the Queen to inspect the orphanage... for young ladies of noble birth at Saint-Germain-en-Laye.
Markiz de Maynes mecliste değil... çünkü majesteleri kraliçenin emriyle Saint-Germain-en-Laye'deki genç doğum yapan bayanlar için düzenlenen... bir doğumevini denetlemek için görevlendirildi.
Gentlemen, tomorrow morning the Geneva man will inspect the camp and find out if we are living up to the International Convention.
Beyler, yarın sabah Cenevre'den gelen adam kampa uluslararası konvansiyona uyup uymadığımızı görmeye gelecek.
The Geneva man is coming to inspect the...
Cenevreli adam kontrole...
- You would like to inspect the monastery?
- Manastırı gezmek ister misiniz?
Well, as a result of this friendly contact, I've been able to inspect the contents of the party's wastepaper basket.
Bu temasın bir sonucu olarak... söz konusu kişinin çöp sepetini inceleme şansım oldu.
The Generals'staff are gathered together to inspect the Governors Palace.
General'in kurmayları Vali'nin sarayını kontrol etmek için bir araya geliyorlar.
I'm just on my way to inspect the lot of them.
Kızları incelemeye gidiyorum.
I got to inspect the apartment.
Daireyi denetleyeceğim.
They gather, inspect and frisk them before they return to camp.
Kamplara dönmezden önce toplayıp, denetlediler ve üzerlerini aradılar.
Our Congresswomen come today to inspect conditions here.
Kadın milletvekillerimiz bugün buradaki şartları incelemeye gelecekler.
My father took me to inspect one of his mines and Mr. Kittredge was there to guide us.
Babam beni madenlerinden birini teftiş etmeye götürmüştü. Bay Kittredge de orada bize rehberlik yapmıştı.
Look, Fisby, suppose some congressman flew in to inspect our team.
Bak Fisby, diyelim ki bazı milletvekilleri bizi denetlemeye geldi.
There's five miles of country to inspect.
İncelenecek 5 millik bir arazi var.
Father and son come to inspect.
- Baba ve oğul teftişe gelmiş.
Would you care to inspect the gallows and look at the prisoners?
Darağacını ve tutukluları kontrol eder misiniz?
We'll inspect the suspicious ones who stray from the crowd.
Kalabalıktan ayrılan şüphelileri kontrol edeceğiz.
The guards may inspect it.
Yardımcıların bakabilir.
What would you like to inspect?
Neyi kontrol edeceksiniz?
Well, I better go inspect Bessie's progress.
Evet, ben en iyisi gidip Bessie'ye bir bakayım.
We're here to inspect the wiring and the switches.
Elektrik tesisatını ve elektrik düğmelerini kontrol etmeye geldik.
Government's gonna have a hard time trying to inspect'em.
Hükümet onları incelerken zorluk çekecek.
You wish to inspect the photographs and records...
Resim ve kayıtlara göz atmak istiyor...
He will inspect your work.
Çalışmalarınızı inceleyecek.
Come on, let's inspect the goods.
- Yapma, iyi olanlara bakalım.
I have to leave for Brittany, with Vauban, to inspect the forts.
- Britanya'ya hareket etmek zorundayım, Vauban ile, kaleleri teftiş etmeliyim.
Inspect her yourself.
- Komiser bey!
Inspect this.
Müfettiş.
I'll just inspect the picket at Europa Point...
Avrupa noktasındaki nöbetçiyi kontrol edeceğim...
inspector 2154
inspection 28
inspector japp 24
inspectors 21
inspector chan 16
inspector reid 36
inspector lewis 22
inspection 28
inspector japp 24
inspectors 21
inspector chan 16
inspector reid 36
inspector lewis 22