Inventor translate Turkish
593 parallel translation
I told you he was just another fool inventor.
Bunun da diğerleri gibi bir soytarı olduğunu söyledim.
- He was an inventor, too, you know.
Aynı zamanda mucitti de.
Let me show you a cheating method of which I'm the modest inventor.
Size kendi bulduğum bir hile yöntemini göstereyim.
The German inventor, Gutenberg, calls it a printing press, Your Majesty.
Alman mucit, Gutenberg, baskı makinesi diyor, Majesteleri.
Because 30 pages were devoted to Thomas Alva Edison, 17 to Alexander Graham Bell, but not one line to Daniel S. Totten, the inventor of the electric toaster.
Çünkü Thomas Alva Edison'dan 30 sayfa Alexander Graham Bell'den 17 sayfa bahsedilirken... Daniel S. Totten'dan, elektrikli tost makinesinin mucidinden tek satır bile bahsedilmiyordu.
The true inventor is the one who developed the theory in practice.
Teoriyi uygulama safhasına getiren benim.
- No, he's an inventor. Oh.
Hayır, mucittir.
But I still have Tobel and now I shall sell Germany the inventor instead of the invention.
Ama Tobel hâlâ bende ve şimdi Almanlara icadın yerine mucidi satacağım.
But in these cases we still have judgment here that we but teach bloody instructions, which, being taught, return to plague the inventor this even-handed justice commends the ingredients of our poison'd chalice to our own lips.
Ama bu işlerin daha burda görülüyor hesabı. Verdiğimiz kanlı dersi alan... gelip, bize veriyor aldığı dersi. Doğruluğun şaşmaz eli, bize sunuyor içine zehir döktüğümüz kupayı.
Its inventor, Dr. Serizawa, remains silent.
Mucidi, Doktor Serizawa sessiz kalıyor.
I'm not an inventor nor a scientist... but I know I have an idea here.
Mucit ya da bilimci değilim. Ama bu iyi bir fikir.
The only one missing is the inventor of the atomic bomb.
Eksik olan tek şey atom bombasının mucidi.
You're one of the leading exponents of the electronic brain in this country and the inventor of an electronic brain machine called EMMARAC, the Electromagnetic Memory and Research Arithmetical Calculator.
Bu ülkede elektronik beyinin öncülerinden birisiniz ve bir elektronik beyin makinesi icat etmişsiniz, adı da EMHAAH Elektromanyetik Hafıza ve Araştırma Aritmetik Hesaplayıcısı.
I, uh, I'm a bit of an inventor.
Ben biraz mucit sayılırım.
Compliments of the inventor, manufacturer and sole distributor.
Mucit, üretici ve tek dağıtıcısından size bir hediye.
You see, an ancestor of mine was the inventor of the buttonhole.
Biliyor musunuz? Atalarımdam biri iliği bulmuştu.
It's just that I feel like a would-be inventor... going through Edison's workshop.
Kendimi sadece Edison'un atölyesinde dolaşan... geleceğin mucidi gibi hissettim.
- Oh, the inventor chap?
- Mucit olan mı?
You're a truly great inventor, George.
Gerçekten büyük bir mucitsin, George.
I'll bet Tyler's the inventor!
İddia ederim, Vip'i Tyler icat etti.
This inventor had something.
Bu mucidin bir şeyleri var.
Will the final test on the U.S.O.S. Seaview turn it into "Nelson's Folly" or will it be another triumph of a great man a great inventor who, despite his oddball reputation may yet emerge as the predominant scientific genius of our time?
USOS Seaview'deki bu son test "Nelson'un çılgınlığı" na mı dönüşecek yoksa, garip ününe rağmen, çağımızın en önemli bilimsel dehası sayılan bu büyük insan, büyük mucidin yeni bir zaferi mi olacak?
The inventor has made the insecticide everlasting!
Mucit, etkisi hiç bitmeyen böcek ilacı yapmış.
They left to take the key back to its inventor, Arbitan...
Anahtarı yaratıcısı olan Arbitan'a geri götürdüler diyeceğim.
Leonard Von Braun, inventor of the death ray bring back alive, or liquidate
Leonard Von Braun, ölüm ışınının yaratıcısı. Dirisini getirin, temizleseniz de olur.
Because Duran Duran is the inventor of the Positronic Ray.
Çünkü Duran Duran, Pozitif Elektron Işını'nın bulucusudur.
Und he has sailed all ze way to England, because he has heard tell of a fantastic motor car built by zat brilliant inventor, Caractacus Potts.
Ve İngiltere'ye doğru yelken açmıştı, çünkü olağanüstü bir arabanın sözünün edildiğini duymuştu müthiş mucit, Caractacus Potts tarafından.
"Inventor."
"Mucit."
That must be the inventor.
Mucit bu olmalı.
Vulgaria welcomes ze brilliant Professor Potts, inventor extraordinary.
Vulgaria siz parlak bilim adamı Profesör Potts'a hoş geldiniz der.. .. sıra dışı mucide.
You are not Professor Potts, ze inventor?
Siz mucit Profesör Potts değil misiniz?
Send for the inventor.
Mucidi getirin.
You are the inventor.
Mucit sensin.
Victor is an inventor.
Victor bir mucit.
W.W. Prescott, co-inventor of the revolving periscope. Your Majesty.
WW Prescott, dönen periskopun yardımcı icatçısı.
But in these cases, we still have judgement here that we but teach bloody instructions which, being taught, return to plague the inventor.
Ama cezamızı bu dünyada da çekmek var kan dökme sanatını insanlara öğretince verdiğimiz ders onu icat edene karşı kullanılıyor.
Remember, if we call you the inventor, you'll get royalties on the gross.
Anımsa, sana mucit dersek, brüt üzerinden pay alırsın.
Why doesn't the inventor turn his time machine back?
Bu mucit neden makinesiyle bizi geri döndürmüyor?
I left my husband, that saintly man with all the accommodations, a genius, an inventor, for this scoundrel...
Kocamı, o şeker gibi adamı terk ettim, düzenimi bozdum. Onun gibi bir dehayı senin gibi bir hergeleye değiş!
Now, Professor Stewart was not only an inventor of genius but all who came in contact with him felt it a privilege to have known and loved him.
Profesör Stewart deha bir mucit olmasının yanında kendisiyle ikili ilişki kuran herkesin bundan faydalanmasını ve kendisini sevmesini de sağlardı.
And miles yellowbird up high in banana tree The golfer and inventor of catholicism.
Ve Miles Sarıkuş, muz ağacına çıkmış golfçü ve Katolikliğin mucidi.
"You were actually the inventor of the Central Oftice for Jewish Emigration."
"Tüm bu Yahudi göçmenlik bürosunun altında senin fikirlerin yatıyor."
I am Joseph Montgolfier, the inventor of the fire balloon.
Ben Joseph Montgolfier, ateşli balonun mucidi.
An American inventor called Maxim develops the machine gun and the United States receives Pearl Harbor as a Pacific naval base,
Maxim adında Amerikalı bir mucit makineli tüfeği geliştirir ve Birleşik Devletler Pearl Harbor'ı Pasifik bir donanma üssü olarak teslim alır.
More of an inventor than a businessman.
İş adamından çok, bir mucittir.
Our great inventor, thanks to your banking account
"Banka hesabıyla büyük mucizemizi yaratan"
No, I'm an inventor.
- Hayır, ben bir mucitim.
What sort of mad inventor was your father?
Sizi yapan çılgın mucit kim?
This amazing man is not only the owner of World Enterprises Corporation... but he's also the inventor of its most exceptional products.
Bu inanılmaz adam sadece World Enterprises'ın sahibi değil,... bazı olağanüstü icatların da mucidi.
Inventor of the inverted firkin?
Baş aşağı fıçının mucidi mi?
American Time news magazine turns its probing eye on Navin Johnson, the inventor ofthe Opti-Grab that little glasses handle that sold 10 million units in a few short months.
American Time "haber programı," "Optik Tutacağın mucidi"... "Navin Johnson'ın hayatını ele alıyor". Son birkaç ayda 10 milyon adet satan "küçük gözlük sapları bunlar".