English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Involuntarily

Involuntarily translate Turkish

82 parallel translation
Everyone watched her involuntarily because everyone had many children and little food.
Herkes isteksizce onu izledi, çünkü herkesin çocuğu çok yiyeceği azdı.
Her delicate skin rippled gently, shivering involuntarily. "
Gönülsüzce titreyen narin teni hafifçe dalgalanıyordu. "
Involuntarily, my fingers moved.
Parmaklarım istemsiz olarak hareket etti.
- Then I ask you, is it not possible that Captain Kirk became aware of Lieutenant Commander Finney's hatred toward him, and perhaps, even involuntarily, began to reciprocate?
Kirk'ün Finney'in kendisinden nefret ettiğini öğrenmesi de mümkün mü? Ve belki de elinde olmadan buna karşılık vermiş olabilir mi?
we are all in danger, myself included, because involuntarily, I'm your accomplice.
Ben de dahil herkes tehlikede,... çünkü gayri ihtiyari olarak, ben de suç ortağınızım.
All my limbs involuntarily froze.
Bütün uzuvlarım hareketsizleşti.
Involuntarily shouting profanity.
Bilinçsizce kutsal şeylere saygısız bağırmak...
They hold it in all the time and eventually it starts to come out involuntarily.
Tüm yol boyunca tutuyorlar ve en sonunda... -... kendi istekleri dışında işemeye başlıyorlar.
I bumped my elbow on a desk and injured something and now it sort of moves involuntarily.
Elimi masaya çarptım ve şimdi kafasına göre hareket ediyor.
So just tell him I banged it against a desk and it's been moving involuntarily ever since.
Ona masaya çarptığımı ve istemsizce hareket ettiğini söyle.
You did, involuntarily.
Vurdun, istemsiz olarak.
'Strange, short emissions,'which the patient shouts out, seemingly involuntarily.'
Hastalarda kısa süren tuhaf ataklar görülüyor. Bu ataklarda kontrolsüzce bağırıyorlar.
Some respond to the Ko involuntarily.
Ko, bazen istemeyerek tepki gösterir.
Involuntarily, my step sometimes hurried, other times crawled... totally not its usual self... with the clearest conscience of numerous delicate tremors... and chills that got to the toes... an abyss of happiness.
İstemsizce, adımlarım hızlanarak, kimi zaman sürünerek... her zamanki gibi hepten kendi kendine değil... çok sayıda hassas titremenin temiz vicdanıyla... ayak parmaklarına kadar titreyişler... bir mutluluk uçurumu.
It's entirely involuntarily, as are your...
Tıpkı seninkiler gibi, tamamen isteksiz oluyor.
Is it possible she involuntarily hit that accelerator?
Gaz pedalına istemsizce basmış olması mümkün müdür?
Miss Lockhart, do you feel your mother should be involuntarily committed?
- Kabul edildi. Bayan Lockhart, annenizin kendi isteği dışında hastaneye yatırılması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
When dry-drowning occurs, the larynx closes involuntarily, preventing air and water from entering the lungs, resulting in hypoxia... a reduced concentration of oxygen in the blood.
Kuru boğulmada gırtlak istem dışı kapanarak hava ve suyun ciğerlere girmesini önler. Bu da hipoksiye neden olur. Yani kandaki oksijen azalır.
I count letters involuntarily.
Bu rakamları istemeden sayıyorum.
You won't keep me here involuntarily if I volunteer?
Gönüllü olarak burada kalırsam beni burada tutmayacak mısın?
This chemical may also account for the series of terrifying questions that involuntarily pop into our minds after just one casual tryst.
Bu kimyasal ilk rastgele sevişmenin hemen ardından kafamızda istemsiz beliren sorulara yol açıyor.
Okay, as we involuntarily enter into this enforced period of silence... can I ask if there's any medication you forgot to take... or some I might recommend you should try?
Pekala, cebren dayatılmış bir sessizlik dönemine girdiğimize göre... almayı unuttuğun bir ilaç var mı, ya da denemen için... bir tane önereyim mi diye sorabilir miyim?
But you can't prove that she was involuntarily restrained.
Ancak rızası olmadan bağlandığını kanıtlayamazsın.
That's when the larynx involuntarily seals up to prevent water from entering.
Gırtlak istemsiz kapanarak su girişini önler.
When you rely solely upon instinct and reflex, you involuntarily make your limitations known.
Sadece, içgüdülerine ve reflekslerine güvenmekle sınırlı kalamazsın.
Yes, your mate gave him a concussion and he involuntarily turned over more than $ 14 million in diamonds to your team.
Evet, arkadaşın onu tehdit etmiş ve gönülsüz bir şekilde, değeri 14 milyondan fazla olan elmaslarla ekibinize gelmiş.
Oh, you accidentally, involuntarily let Dead Girl live?
Yani sen kazara, istemeden ölü kızın yaşamasına izin mi verdin?
He was accidentally, involuntarily manslaughtered.
O kazara, istemeden öldürüldü.
If I don't explain it accurately, you will involuntarily run wild with the wrong ideas.
Pekala. Kapatıyorum.
Pay attention to individuals who were involuntarily Committed in florida.
Florida'da istem dışı hastaneye yatırılanlara dikkat et.
Involuntarily!
Annem benim için çok fazla şey yaptı ve ben adını bile bilmiyorum. Oh, şey, bu kolay.
"Renee Slater involuntarily hospitalized six years..."
"Renee Slater, kendi iradesi dışında altı yıl süreyle hastanede..."
The length of time, of course, would depend upon whether or not there would be a deportation or if not deported involuntarily, he would agree with the director of immigration to consent in writing to leaving the country, in which case, any balance of his stay in state prison would be cut short, but it was to be no less than the full period of 90 days.
Tabii cezanın süreci sınırdışı edilip edilmediğine, yahut eğer sınırdışı edilmeye karşı gelmezse göçmen bürosuyla anlaşıp ülkeyi terketmeyi anlaşmasına da bağlı bu durumda devlet hapishanesinde geçireceği herhangi bir süre kısalacaktır ama toplanda 90 günden kısa olmayacaktır.
You're suggesting we keep the formula as is, and find a way of exposing them involuntarily.
Formülü olduğu gibi bırakıp onlara istekleri dışında vermeyi öneriyorsun.
When you sneeze every muscle in your body involuntarily convulses.
Hapşırdığın zaman, vücudundaki her kas istemsiz olarak sarsılır.
The most potent memories are those we recapture involuntarily.
En canlı anılarımız istemeden sahip olduklarımızdır.
I'm just involuntarily cursed with the truth, something people spend their entire lives looking for.
Gerçek tarafından istenmedik bir şekilde lanetlendim bazı insanların hayatı boyunca sahip olmak istediği bir şeyle.
So, I think I'm falling in love. involuntarily blessed with something people spend their entire lives searching for.
Sanırım âşık oluyorum insanların hayatları boyunca aradığı karşılık beklenmeden verilen şeyle.
All I know is my headache's gone, my friends seem to like me again, and, well, I'm happy, involuntarily endowed with something people spend their entire lives searching for.
Tek bildiğim baş ağrım gitti arkadaşlarım yeniden benden hoşlanmaya başladı ve ben de insanların hayatları boyunca aradığı karşılıksız verilen şey sayesinde kendimi mutlu hissediyorum.
Children abandoned involuntarily : Their mothers left to work abroad
Çocuk istemeden terk edilir :
Children abandoned involuntarily : Their mothers left to work abroad and their fathers can't take care of them, so they leave this job to other families.
Anne ülke dışına çalışmaya gider baba çocuğun bakımını üstlenmez, ve bu görev başka aileye bırakılır.
Will you elbow me if I start twitching involuntarily, Miss Martindale,
Yüzüm seğirmeye başlarsa bana dirsek atın Bayan Martindale.
I'm worried about twitching involuntarily, it used to be a habit of my mother's.
Öyle bir şey olur diye korkuyorum. Annemde de vardı o huy.
I come involuntarily to charge you.
Sizi istemsizce yargıladım.
- lt just comes involuntarily.
- İstemsiz şekilde oluyor.
In addition, I keep involuntarily saying "hoo."
Ayrıca istemsizce "hoo" sesi çıkarıp duruyorum.
I involuntarily in my head was thinking,
- Gayri ihtiyari içimden bir ses ;
Besides... was it a mistake to desire her involuntarily?
Sonra... İstenmemesine rağmen arzulamak suç muydu?
Unless they're psychotic or show clear signs of insanity we can't commit them involuntarily.
Açıkça delilik ve psikotik belirtiler göstermedikçe onları burada rızaları olmadan tutamayız.
I just involuntarily cocked my head to one side.
Bilinçsizce öylesine kafamı yana eğdim.
Involuntarily!
Onu ben istemedim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]