It'd be awesome translate Turkish
35 parallel translation
We could win, like, two weeks in a Miami timeshare! It'd be awesome!
Miami'de iki haftalık tatil kazanabiliriz.
I will not see you outside of this hospital, and there's no way I'd ever give you my cell phone number, no matter how awesome or perfect it may be. Are we clear on that?
Sizinle bu hastane dışında görüşmeyeceğim ve her ne kadar harika ve mükemmel olsa da size kesinlikle cep telefonu numaramı vermeyeceğim.
Didn't I say it'd be awesome up here.
Buranın harika olacağını söylememiş miydim? .
It'd be awesome research.
Dehşet bir araştırma olurdu.
It'd be awesome.
Muhteşem olur! - Harika olur.
If you can pick it up, it'd be awesome.
Alıp getirebilirsen, çok iyi olur.
It'd be more extreme and kind of awesome.
Bu çok daha olağanüstü ve mükemmel olacak.
It'd be awesome if you get him to go, I'd really like to be there for Jim.
Onu gelmeye iknâ etsen harikâ olurdu, çünkü Jim'i o gün yalnız bırakmam istemem.
I'd be awesome at it.
Çok da iyi yapardım.
Think about it. Come on, it'd be awesome.
- Ne muhteşem olurdu bir düşünsenize.
What it really is, that'd be, awesome.
Bu muhteşem olurdu.
But it'd be even more awesome if this happened.
Ama bu olsaydı daha da harika olurdu.
We'd all be awesome if we got into it more.
Kendimizi olaya daha fazla verseydik daha iyi olurduk.
Yeah, it'd be awesome.
Hayır, bence bu harika.
It'd be awesome.
Bence harika olur.
'Cause if there is, it'd be pretty awesome if I just misunderstood this whole thing.
- Çünkü eğer varsa, durumu yanlış anladığım için çok mutlu olacağım.
I got nothing going on, it'd be awesome.
İşim yok zaten. Benim için de iyi olur.
- It'd be awesome.
- Bu harika olurdu.
That is awesome. Anyway, I thought you'd be happy to know that I, uh, assigned it to Mike Ross.
Her neyse, Mike Ross'u bu işe verdiğimi bilmen seni mutlu edecektir diye düşündüm.
We take the bike out, camp, it'll be awesome.
Motoru dışarı çıkarırız, kamp yaparız. Muhteşem olacak.
Look, I'm just really into you, and I think it'd be awesome to get back together.
Bak, gerçekten içine ettim ve tekrar denememizin harika olacağını düşünüyorum.
Man, this spy stuff is awesome, and I bet I'd be totally awesome at it, so is ISIS hiring, or...?
Bu ajan işleri müthiş, ve eminim ben de de bu işte müthiş olurdum. Yani, ISIS işe alıyor mu, ya da...?
Yeah, it'd be awesome.
- Harika olurdu.
- Well, I'd be awesome at it.
- Benim için mükemmel olurdu.
And it'd be awesome if...
Ve harika olurdu, tabii eğer...
Awesome, I'd love to be a part of it.
- Süper, bayılırım.
Because mini-golf is awesome. It's cute, and it's fun, and it needs to be saved.
Tatlıdır, eğlencelidir, ve kurtarılması gerekir.
It'd be awesome, cheers.
Çok güzel olacaktır.
- it'd be awesome.
- Harika olur.
It'd be awesome to have someone dedicated to hardware.
Donanımdan sorumlu birisi de olursa harika olur.
It'd be awesome.
Bu mükemmel olacak.
[Laughter] It'd be awesome.
Süper olur.
It'd be awesome.
Harika olurdu.
That's awesome. - Yeah, no. Figured, I don't know, it'd be something that you'd be up for.
Evet, belki istediğin bir şeydir diye düşündüm.
I got you an awesome painting, but then he switched it to this one because he said you'd like it more, and he made me memorize stuff to say to you so you wouldn't be so sad.
Aslında sana muhteşem bir tablo almıştım. Ama Chidi bununla değiştirdi daha çok beğeneceğini söyledi. Sana söylemem için birkaç cümle ezberlettirdi mutlu ol diye.
it'd be my pleasure 19
it'd be 29
it'd be you 21
it'd be nice 27
it'd be great 37
it'd be fun 39
awesome 2708
awesome job 17
it'd be 29
it'd be you 21
it'd be nice 27
it'd be great 37
it'd be fun 39
awesome 2708
awesome job 17