English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's like a miracle

It's like a miracle translate Turkish

89 parallel translation
It's a little short of a miracle that I should run into you looking like this... when you were waiting for no one in particular.
Özel birini beklemiyorken bu şekilde sana rastlamam bir mucize.
It's like a miracle.
Harika olmuş.
It's like a miracle.
Mucize gibi birşey.
I just sold a dozen of my fully-guaranteed miracle lightning rods when all of a sudden it starts thundering and lightning like there was a heavenly inspector testing the guarantees.
Teminatları sınayan ilahî bir denetçiymişçesine birdenbire gürleyip çakmaya başladığı zaman tam teminatlı mucizevî şimşek çubuklarımdan yalnızca bir düzine satmıştım.
It's like a miracle.
Mucize gibi.
It's like a miracle of God.
Bu Tanrı'nın bir mucizesi.
- It's almost like a miracle!
- Neredeyse bir mucize gibi!
It seems like a miracle how quickly he's recovering.
Bu kadar hızlı iyileşmesi mucize gibi sanki.
It's like a miracle.
Bir mucize gibi.
- No, it's, it's, it's like a miracle.
- Hayır. Bir mucize gibiydi.
LIKE YOUR SHOES, IT'S A MIRACLE SHE LASTED AS LONG AS SHE DID.
Ayakkabıların gibi, buraya kadar dayanması bir mucizeydi.
It's a miracle I don't see more kids like you.
Senin gibi çocuklardan bir daha görmemem mucize olurdu.
It's like a miracle, Father!
- Sanki bu bir mucize baba! Okuyabilirim!
Don't you think it's like a miracle?
Sence de mucize gibi bir şey değil mi?
It's like a miracle the way we have fought.
Bir mucize gibi savaşıyorduk.
Yes, it's like a miracle.
Evet mucize gibi.
- It's like a miracle.
- Bu bir mucize sanki.
It's like witnessing a miracle.
Bu mucize gibi.
It's like some kind of a miracle.
Mucize gibi gözüküyor.
You see, Joe, it's like a... It's a miracle drug.
Görüyorsun Joe, bu mucizevi bir ilaç.
- It's like a miracle.
- Mucize gibi bir şey.
With a tumor like that, it's a miracle he remembers his name.
Böyle bir tümörle adını hatırlaması bile bir mucize.
But even with only this, I think it's like a miracle.
Ama bu bile bir mucizeydi bence.
Just like you said, doc it's a miracle.
Dediğiniz gibi bu bir mucize.
Now that we have abandoned our bodies, it's like a miracle, to think that, for the first time, we are being treated as people.
Vucutlarımız ve insan kalplerimiz bir kenara atıldıktan sonra, sen bize insanmışız gibi davranıyorsun.
And it's because the investment in Mr. Collins is so large I've compiled a list of questions we'd like the miracle girl to ask.
Ve Mr. Collins'e yatırım yapmak çok büyük olduğu için mucize kızımızın ona soracağı bir dizi soru hazırladım.
It's like a miracle, isn't it?
Bir mucize gibi, değil mi?
It ´ s like a miracle.
Sanki mucize gibi.
- Yes. Roberts had no business making a call like that, but by some kind of miracle we got it.
Roberts'ın öyle bir açılış yapmaması gerekirdi ama bir mucize oldu çıktık.
Add these very, very smart cicadas to a tornado... it's like a once-in-a-lifetime natural miracle!
Hartman, umarım fazla ıslanmamışsındır.
I mean, it's like a goddamn miracle.
Sanki bir mucize oldu.
- It's like a miracle.
- Bu bir mucize!
I mean, it's like a miracle or something, Dan-o.
Yani, bu bir mucize veya öyle bir şey gibi Danno.
It's like a miracle.
Bu bir mucize.
Truly, it's like a miracle.
Gerçekten, bu bir mucize.
You know when you put a piece ofJuicy Fruit in your mouth... and for the first five seconds it tastes so sweet and perfect... like someone sprayed a little miracle on your tongue?
Hani meyveli sakızı ağzına attığın o ilk beş saniyede tadı aşırı tatlı ve mükemmel gelir ya sanki birisi ağzına bir tutam mucize sıkmış gibi...
It's sort of like a miracle.
Mucize gibi sanki.
It's like a miracle.
Bu bir mucize gibi.
It's, it's like a miracle!
Mucize gibi.
I know it doesn't sound like much, but given the depth and duration of your coma, it's something of a minor miracle.
Biliyorum fazla gibi gelmiyor ama uzun ve derin bir komada olduğunuz göz önüne alındığında bu küçük bir mucize.
I thought I was prepared, but I didn't realize a fight against an Awakened Being would be like this. It's almost a miracle that we survived.
Hazır olduğumu sanıyordum, ama bir Uyanmış Varlıkla savaşmanın böyle olacağını tahmin etmiyordum.
It's a miracle something like this didn't happen sooner.
Bunun gibi mucizevi şeyler yakın zamanda olmadı.
For someone with such a high status and is lacking in nothing. It's more like a miracle to have something like F4.
Bu kadar yüksek standartları olan ve hiçbir şeyden yoksun olmayan biri için F4 gibi bir şeye sahip olmak mucize gibi bir şey.
My back looks like I burnt it on a barbeque, my boyfriend was on life support and the doctor thinks it's a miracle.
Sırtım, üzerinde mangal yapılmış gibi görünüyordu,... erkek arkadaşım yaşam desteğe bağlıydı ve doktorlar bunun bir mucize olduğunu düşünüyordu.
Advice like that, it's a miracle I lived as long as I did.
Böyle bir öğüt, kısa yaşamımda bir mucizeydi.
Barring a miracle, it looks like the favourite has won this race.
Bi mucize gibi galiba bu sefer yarışı kazanacak
My wife and I had been having trouble conceiving a child of our own at the time, and... And it was like God had reached down and given us a miracle.
Karım ve ben o zamanlar çocuk sahibi olmakta sıkıntı çekiyorduk ve sanki Tanrı isteğimizi duymuş ve bir mucize göndermişti.
It's like a miracle.
- Mucize gibi bir şey.
It's a miracle, just like Aidan said.
Bu bir mucize! Tıpkı Aidan'ın söylediği gibi.
Add these very, very smart cicadas to a tornado... it's like a once-in-a-lifetime natural miracle!
Çok nadir görülen ağustosböceğine fırtınayı da eklersen bu, insanın ömründe bir kere karşılaşacağı türden bir olay olur.
With a mother like you, it's a miracle she ain't tried this years ago.
Senin gibi bir annesi varken seneler önce denememesi mucize zaten. - Nereye götürüyorsun onu? - Hastaneye!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]