English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It's likely

It's likely translate Turkish

1,540 parallel translation
It's more than likely an aggravation from the vomiting, but it would be irresponsible of me to not investigate it further.
Kusmadan dolayı kötüleşmiş olabilir, ama ileride başına bir şey gelirse ben sorumlu olmam.
It's likely to hit the southeastern coast of England later this afternoon.
Görünen o ki, üstümüze doğru geliyor. - Bu öğleden sonra.
He's more likely to make it back to Mexico than here.
Büyük ihtimalle buradan Meksika'ya dönüş yapıyordur.
If we prove that we're the best at it, then it's less likely that anybody will give us their radiation card.
Bunda iyi olduğumuzu kanıtlarsak, birinin bize radyasyon kartı verme ihtimali azalır.
Not that it's likely to happen...
Olacak gibi durmuyor ama...
But it's likely.
Ama muhtemelen konuşmuşlardır.
Yep, and it's likely to end up on a press release
- Evet.
Now that ephedrine's so locked down, it's just as likely to be cookers.
Artık efedrin bulunmadığı için üreticiler de olabilir.
Do Not Read Me, because I will bore the shit out of you not just visually, but also in content because the content will likely say the same as it says to me visually.
"Beni okuma, çünkü sıkıntıdan patlarsın" dır. Yalnızca görsel olarak değil, içerik olarak da öyle. Çünkü içerik de genellikle görsel olarak bana söylediğinin aynısını söyleyecektir.
But now I think it's most likely.
fakat sanırım onun gibi
It's not likely to be anything more than a concussion.
Sadece küçük bir sarsıntı.
Well that, but it's more likely that he knew that if anyone was determined to find him, they could and he wanted to make sure that we'd be blamed in the event of an attack against him.
Evet, ama dahası, biliyor ki, birisi onu bulmak için yeterli kararlılığa sahipse, onu bulabilir ve bu durumda ona karşı bir saldırı gerçekleştirilirse bizim suçlanacağımızdan emin olmak istiyor.
have as many kids as you can,'cause that makes it more likely that one of those kids'll grow up and make it big in Hollywood.
Yırtık Prezervatif. - Lois, akşam yemeği için hazır mısın? - Evet, tabi, dur bir cüzdanımı alayım.
It means Wegener's is the most likely.
Büyük ihtimalle Wegener.
So it's likely their brain didn't need to be that large to adapt to survive.
Büyük olasılıkla hayatta kalmak için çok gelişmiş beyinlere ihtiyaçları yoktu.
It's likely it was an accident.
- Kuvvetle, kaza gibi görünüyor.
It's very likely.
Bu çok belli.
No, we could subpoena Friends Block for account info, but it's most likely bogus.
Sitedeki hesabı için celp çıkarabiliriz ama düzmecedir.
This message is certainly written by a female, And based on the lack of psychological sophistication, I'd say it's most likely an adolescent.
Bu mesaj kesinlikle bir kadın tarafından yazılmış ve psikolojik yetersizliğine bakarak muhtemelen bir ergen olduğunu söyleyebilirim.
It's much more likely that whatever it is was cleverly waited in hiding until you guys were done testing.
Tabii. Bu şey her neyse, siz testleri yapıncaya kadar biryerlerde zekice saklanması daha mantıklı.
It's likely that her body was washed.
Yıkanmış olma ihtimali çok yüksek.
- I understand. But it's more than likely that there is some mention of LuthorCorp.
Ama içinde, LuthorCorp'tan bahsetmekten de fazlası olabilir.
- so it's highly likely he was one of them. - Nadia, I wanna lead the assault team.
- Isı taramasına göre, Josh'un kaçırılmasından 20 dakika sonra platforma üç kişi yanaşmış muhtemelen o da onlardan biri.
Surely something like that's more likely to be found in her study, isn't it?
Bunun gibi şeylerin çalışma odasında bulunması çok muhtemel, değil mi?
It's very likely that she suffered serious brain injury.
Büyük ihtimalle ciddi beyin hasarı oluştu.
It's likely her... condition will get worse, a lot worse.
Durum şu ki... durumu kötüye gidecek, çok kötüye.
Anyway, look, it's probably less likely that they were trying to create another Wraith, than they were trying to create some sort of a hybrid creature.
Her neyse, bakın, Belki de küçük bir ihtimal, ki öyle başka bir Wraith türü yaratmaya çalışıyorlardı, herhangi bir melez yaratık yaratmaya çalışıyorlardı.
It's the time when people are most likely to.
Başta çoğu insanın yaptığı gibi.
Most likely, it's a problem with the refining process.
Muhtemelen arıtma işlemi ile ilgili bir sorun.
How likely is it that he's -? !
Oğlumdan gerçekte ne kadar kuşkulanıyorsun?
He probably never thought that far, so... it's likely that he's working with Kira and was told to say that.
Muhtemelen o kadarını düşünemedi. Demek ki Kira'yla çalışıyor ve ona böyle emredildi.
Ryuzaki... criminals have stopped dying since I've been confined. I think it's highly likely that Kira is someone who knows about my situation.
Ryuzaki, ben hapsolduğumdan beri suçlular ölmeyi bıraktığına göre Kira'nın benim şu anki durumumu bilen birisi olma olasılığı çok yüksek.
I think it's more likely that they jumped out of hyperspace too soon.
Bence hiperuzaydan çok erken çıkmış olmaları daha büyük bir ihtimal.
It's likely he'll try to contact you.
Sizinle bağlantıya geçme ihtimali yüksek.
Eric, I think it's likely that Ashley Whitford has an identical twin.
Eric, büyük ihtimalle Ashley Whitford'un tek yumurta ikizi var.
It's not very likely, is it, Chris?
Bu pek olası değil, değil mi, Chris?
It's not likely.
Gerekir.
It's more likely we're dealing with The aileen wuornos archetype,
Bizim karşımızda daha çok Aileen Wuornos ( * ) tipinde biri var.
It's also highly likely that we won't be able to determine who Kira is.
Ben yalnız olmadığını düşünüyordum.
"Most likely" means she wants to root around inside your little girl's brain without any guarantee that it'll work.
"En muhtemel" demek işe yarayacağının bir garantisi olmadan kızının beynini eşeleyecek demek.
It's likely your design. Malloy's the target.
Senin tasarın olabilir.
It's most likely beard hair.
Sakal kıIına benziyor.
We uncovered intel that terrorists have obtained a nuclear device and that they have most likely hidden it in Mrs. Clinton's...
Edindiğimiz bilgilere göre, teröristler nükleer bir aygıt ele geçirmişler ve büyük ihtimalle Bayan Clinton'ın şeyine saklamışlar...
It's most likely related to aspiration given his prior phrenic nerve paralysis.
Diyaframındaki sinir felci düşünüldüğünde, büyük ihtimalle solunum yüzünden diyebiliriz.
It's most likely related to aspiration, given his prior phrenic nerve paralysis.
Diyaframındaki sinir felci düşünüldüğünde, büyük ihtimalle solunum yüzünden diyebiliriz.
It's likely neurological.
Muhtemelen nörolojik bir şey.
It's very likely that some of you have been infected as well.
İçinizden birinin enfekte olma olasılığı da oldukça yüksek.
Most likely, she coughed it up. Which would mean it's from her lungs.
Kan öksürükle birlikte geldiğine göre kanama akciğer kaynaklı olmalı.
No, it's much more likely she has an invisible protein that allowed bacteria to arbitrarily invade her lungs then arbitrarily invade her pleura, then arbitrarily jump into her head.
Hayır, bakterilerin kafaları esince akciğerlere plevrasına saldırmaları ve kafaya sıçramalarına izin veren görünmez bir protein daha mantıklı.
Yeah, but it's most likely covered from the inside, D.
Ama genellikle içeriden güvenliklidir, De.
It is highly likely that the killer who came into the apartment that night is probably one of the many men that HJ invited herself, not some petty thief who had to steal to pay for his mother's medicine.
O gece daire gelen katil büyük ihtimalle HJ'in davet ettiği sayısız erkekten biriydi. Annesine ilaç almak için, çalmak zorunda kalan, önemsiz bir hırsız değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]