English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It really isn't

It really isn't translate Turkish

1,189 parallel translation
They're made of a sort of rubber... But of course it isn't really rubber...
Bir çeşit kauçuktan yapılmışlar ama gerçekte kauçuk değil.
It's really funny, isn't it?
Çok eğlenceli, değil mi?
Dad, it really isn't necessary to tell everyone we bump into that I'm the one Reggie credited with last night's victory.
Baba, çarpıştığımız herkese Reggie'nin geçen akşamki zaferi bana bağladığını söylemene gerek yok.
Isn't that really all it is?
Herşey bundan ibaret değil mi?
Hmm? Your replicator isn't really broken, is it?
Sentezleyicin aslında bozuk değildi, değil mi?
It's a shame they couldn't afford an architect, really, isn't it?
Bir mimar tutmaya paralarının yetmemiş olması çok kötü, değil mi?
- It's a lot of crap, really, isn't it?
- Bunlar zırvalıktan başka bir şey değil.
That's what really happened, isn't it?
Aslında böyle oldu değil mi?
This isn't really your first visit to New York, now, is it, Mrs. Lomax?
Bu New Yorka ilk gelişiniz değil, di mi bayan Lomax?
It's really weird, isn't it? To think this fuss is all because of you!
Bütün bu kargaşaya sebep olduğunu düşünmek ne garip, değil mi?
That's what you really want, isn't it, Cotton?
İstediğin bu, değil mi Cotton?
And that's what this is really about, isn't it?
Hepsi bu. Zaten konu da buydu değil mi? Para.
So that horny-dummy thing really isn't an act, is it?
Demek azgın kukla esprileri numara değilmiş.
I feel like it really isn't anybody's business, you know?
Kimseyi ilgilendirmez diye düşündüm, anlıyor musun?
I almost canceled, but it really isn't.
Az kalsın iptal ediyordum ama gerçekten değil.
Isn't sex better when it's with one person that you really care about?
Seks gerçekten önemsediğin biriyle daha iyi olmaz mı?
And when you strip away all the tinsel it's really just about hormones, isn't it?
Ve bütün maneviyatı sıyırıp çıkardığında, o gerçekten sadece hormonlarla ilgili, öyle değil mi?
- Isn't it beautiful? - Karen, it's really... craftsman work throughout.
Carol, ayrıca bu gelinliğin fiyatı da çok uygun.
It really isn't Mother's day.
Bugün kesinlikle Anneler günü değil.
- I mean, it's really kind of pathetic, isn't it?
- Demek istediğim, gerçekten acıklı değil mi?
That's all that really matters isn't it?
Önemli olan da bu zaten.
It really isn't.
Hiç değil.
It really isn't. No.
Kesinlikle değil.
But that really isn't my concern, is it?
ama bu gerçekten beni ilgilendirmiyor, degil mi?
Life's really crazy sometimes, isn't it?
Hayat bazen çok çılgın oluyor, değil mi?
Isn't it really kind of a bad time to leave?
Gitmek için kötü bir zamanlama değil mi?
It isn't the boy's welfare this is all about, really, is it, Mr Oakley?
Tüm mesele çocuğun iyiliği değil, değil mi Bay Oakley?
This is really insecure, isn't it?
Hiç güvenli değil, öyle değil mi?
Sometimes I think it's a joke, but John isn't really a prankster.
- Bazen bunun bir eşek şakası olduğunu düşünüyorum. Ama John Cage pek şakacı biri sayılmaz.
Yeah, but Dempsey's isn't really Halloween-y. No, it'll keep.
Evet ama Dempseys, Cadılar Bayramı için uygun bir yer değil.
This isn't really your thing, is it?
Bu pek senlik değilmiş ha?
Life really is a circle, isn't it?
Hayat gerçekten tekrardan ibaretmiş, değil mi?
- It's really home. Isn't it?
- Burası gerçek ev, değil mi?
Thanks Tom, yes indeed the planetarium has become very popular as word spreads, it really isn't as lame and stupid as one suspected.
Teşekkürler, Tom. Evet, gerçekten de sanıldığı kadar bayık ve gerzek olmadığı söylentisi yayıldıkça yıldız evinin beğenilirliği arttı.
Of course they're the hope of the world, but, really, isn't it just as noble... to be a college professor and earn four times the money?
Elbette dünyanın umutları onlar, ama üniversitede profesör olup dört kat daha fazla para kazanmak da iyi değil mi?
That really is a real no, isn't it?
Bu gerçek bir hayırdı, değil mi?
It isn't really happening.
Bunlar gerçek değil.
It's really horrible, isn't it?
Korkunç, değil mi?
It's really smooth, isn't it?
Çok yumuşak, değil mi?
That's really how you see it? Isn't it?
Bunu gerçekten göremiyor munun?
It's really the timing. Isn't it, Nazni?
Tam zamanı değil mi Nazni?
Because if it isn't there I never really lost it to begin with.
Çünkü eğer orada yoksa zaten hiç kaybetmedim demektir.
It's really easy to be a prude when you're not attracted to him, isn't it?
Etkilenmediğinde böyle namus bekçisiı kesilmek kolaydır dimi?
Finding ways for me to die is really your deal, isn't it, Evelyn?
Zaten bütün uğraşın beni öldürmeye çalışmak, değil mi Evelyn?
I don't... There really isn't many people that say that it's haunted, but there was this old woman, Mary Brown, who used to...
Aslında lanetli olduğunu söyleyen pek fazla kimse yok ama yaşlı bir kadın vardı, Mary Brown, o- -
It really isn't all that simple.
Keşke o kadar basit olsaydı.
"We don't talk about it much, but it's no secret that Sunnydale High isn't really like other high schools."
Bunu pek konuşmuyoruz ama... Sunnydale Lisesi'nin öbür okullar gibi olmadığı artık bir sır değil.
We're in scout locations, cast, affording roles, scrounging props and wardrobe, realizing that budget really isn't as big as I first thought it was.
Mekan arama, oyuncular, yardımcı roller, malzemeler ve giysilerle o bütçenin sandığım kadar büyük olmadığını farkettim.
It really isn't.
Cidden değil.
This is really great. Isn't it?
Çok güzel değil mi?
Liz, I think that what I'm afraid of... isn't that we try this and it works out really badly.
Liz, sanırım korktuğum şey.. Denememiz ve kötü bitmesi değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]