It really is you translate Turkish
3,018 parallel translation
It really is you, isn't it?
Gerçekten sensin, değil mi?
It really is you.
Gerçekten de sensin.
And it was a really hard night for me because I kept going back and forth... A lot. And I thought all three of you did such a wonderful job.
Çok fazla hem de ve üçünüzün de iyi iş çıkardığını düşünüyorum.
Well, we don't really have the time to build that kind of technology, and like I said before, you know, the only way to make sure we really hit that target on the nose is if someone's right on top of it.
Daha önce dediğim gibi böyle bir teknolojiyi üretecek zamanımız yok. Hedefi vurduğumuzdan emin olmak için birisinin onun üzerinde olması gerekir.
But you've learned how to accept the world as it really is, right?
Dünyayı olduğu gibi kabul etmeyi öğrendin ama, değil mi?
This is a car if you wanna say, "I really love British sports cars. And, damn it, I will go down with that ship if I have to."
"İngiliz spor arabalarını çok seviyorum ve atın ölümü arpadan olsun." diyorsanız, bu araba size göre.
Like, you know, really, really give it to you good.
Geçekten iyi iş çıkarmak istedim.
You know, it really is a fascinating societal phenomenon, and it's one that we have to try to understand in order to dispel it.
Bu, gerçekten de ilgi çekici bir toplumsal olgu ve bu olguyu ortadan kaldırmak için önce anlamaya çalışmamız gerek.
I really don't think that Jim's mind is capable of accepting that the world doesn't work the way that, you know, he was always told it works.
Jim'in aklının, dünyanın ona anlatıldığı gibi yürümediğini kabul edebileceğini hiç sanmıyorum.
If you really think it is me... .. check it yourself.
Gerçekten benim yaptığımı düşünüyorsan... kendin kontrol et.
I just wanted to say that you are my role models, and, uh, you are incredibly amazing women, and it is an honor to meet you, and I really respect your grace under pressure,
Tek söylemek istediğim, sizler benim örnek aldığım kişilersiniz ve inanılmaz derecede büyüleyici kadınlarsınız ve sizinle tanışmak şerefti ve baskı altındayken bile ağırbaşlı olmanıza büyük saygı duyuyorum.
I didn't think you'd understand, but... it really is for the best, Dr. Wallace.
Anlayabileceğini sanmıyorum ama en iyisi bu, Dr. Wallace.
No, I'll tell you what the problem... the prob... look, is it really about winning the game, or is it about just putting the kids in and letting them participate and, you know, feeling like they belong and just having a damn good time!
Hayır, sana problem ne söyleyeyim... prob... bak, bu gerçekten maçı kazanmakla ilgilidir ya da sadece çocukları koyup onların ortak olmasına izin vermekle ve bilirsin, kendilerini ait hissetmelerini ve lanet olsun iyi zaman geçirmelerini sağlamakla ilgili!
As Martin sat there listening to the terrible music, a regular schmuck again just like everyone else, he realised one man can't make a difference in a corrupt world and the only thing you can really do is turn your back on it and walk away.
Martin oturmuş korkunç müziği dinlerken yine herkes gibi sıradan bir geri zekalıydı. Yozlaşan dünyayı değiştirmenin ona kalmadığını ve aslında elinden tek gelenin arkasını dönüp gitmek olduğunu anladı.
But I knew I had to say something, so I said it was kind of an expression for a good cop who helps people which, in your case, is what you really do.
Ama bir şey söylemem lazımdı. O yüzden insanlara yardım eden iyi polis demek dedim. Ki senin yaptığın da bu zaten.
You really think this is what it's like to be free?
Özgür olmanın gerçekten böyle bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
You really think this is what it's like to be free?
Özgür olmanın gerçekten de böyle bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
I'm starting to think maybe there's a different plan for me, which is confusing and it doesn't help matters... you look really, really beautiful right now.
Bende düşünmeye başladım belki benim için başka bir kader var. Ve düşünmek de pek yardımcı olmuyor. Şu anda çok güzel görünüyorsun.
It really is so good to see you.
Seni görmek çok güzel.
You know, when you think about it, is the mosque really the right place to have your wedding?
Yani, Şöyle bir düşündüğünde, cami gerçekten evllik için doğru bir yermi?
So you really got this thing, whatever it is we're doing, you really got it figured out?
Bu yaptığın iş var ya hani her ne yapıyorsan işte her şeyi halledebilecek misin yani?
It's been made clear to him that this story will be told from the points of view of everyone who is alive who can talk about it, and my dad would really like it just to be about his story of meeting Diane and being with her and having you and meeting you again.
Bu hikâyenin, şu an hayatta olan bu konu hakkında konuşabilecek herkesin bakış açısından anlatılacağı ona açıkça belirtildi ama bu hikâye sadece babamın Diane'le tanışmasını, onunla birlikte olup sana sahip olmasını ve seninle tekrar buluşmasını anlatsa daha çok hoşuna giderdi.
Is it really so difficult for you to ask me for money?
Benden para istemek senin için bu kadar zor mu?
Well, I suppose really all of it is acting, you know.
Sanırım hepsi rol icabı.
My kind of structure is a kind of loose structure, but when you have no structure, it's really bad.
Ben zayıf bünyesi olan biriyim. Ama hiç olmamasından iyidir.
When you're working with another person, it's great to bounce things off, you know, and if you're really working well together, you feed off each other's ideas and build upon each other's ideas.
Eğer biriyle beraber bir iş yapıyorsanız fikir alışverişi yapmak harikadır. Ve eğer birlikte iyi iş çıkartıyorsanız birbirinizin fikirlerini besleyip, onları hayata geçirebilirsiniz.
You really think $ 500,000 is gonna cut it?
Sadece 500,000 doların bu işi çözebileceğini mi sanıyorsun?
Really, is that the only reason you did it?
Gerçekten, tek sebebi bu muydu? Evet.
You've got, you know, it just is dulled isn't it with you? So you don't really...
Senin duyguların körelmiş, o yüzden aslında hiçbir şey...
It's a lot to deal with, I know, but really, all you need to focus on now is the ultrasound this Friday.
Uğraşılacak çok şey var, biliyorum ama şu anda odaklanmanız gereken tek şey bu Cuma olacak ultrason. Bu büyük bir gün.
And then you look into it a little deeper, and you find out, hey, this guy really is loaded.
Ardından biraz daha derine indin ve adamın baya zengin olduğunu öğrendin.
You said starting fires was all about you being in control, but is it really?
Yangın çıkarmanın kendini kontrol etmekle ilgili olduğunu söyledin. Gerçekten de öyle mi?
Oh yeah, usually it is, but your mom apparently knows someone really important, so you're hired.
Evet, genellikle öyledir, ama anlaşılan annen çok önemli birini... tanıyor olmalı ki işe alındın.
What is it you really want, son?
Gerçekten istediğin şey nedir, evlat?
You're really working at it, and I really admire that effort to do something that is not, maybe, the most natural to you.
Çok uğraşıyorsunuz, sizin için uygun olmayan bir şeyleri yapmak için ortaya efor koyuyorsunuz.
You think the black over your head is dark skies... when it is really our shoe.
Kafanızın üstündeki siyahlık bizim ayakkabımızken siz onu karanlık gökyüzü sanıyorsunuz.
But, you know, it really doesn't show, which is great.
Ama cidden belli etmiyorsun, ki bu muhteşem.
If you can name it, but you can't change it, is it really better to know?
Eğer bir isim verebiliyorsan ama değiştiremiyorsan gerçeği bilmek gerçekten iyi midir?
I have no doubt that it is, but I also know the only reason that he allowed me to follow you around is because he really cares about you.
- Öyle olduğundan eminim ama aynı zamanda etrafında dolaşmama sana gerçekten değer verdiği için izin verdiğini biliyorum.
I think it's really sweet you're trying to protect your friend, but this is none of your business.
Arkadaşını korumaya çalışman çok tatlı bir şey ama seni hiç ilgilendirmez, tamam mı?
Tron, is it really you?
Tron, bu gerçekten sen misin?
Look, this is... this is really, really weird, Mm-hmm. But the four of us had a lot of history between us, so I just want to say... it's cool you came to see our show. Pretty proud of it.
Bakın, bu son derece garip ama aramızda çok şey geçti bu nedenle gösteriyi izlemeye gelmeniz çok hoş.
Really? Are you sure I'm not completely confident about my first day because it's gonna be a home run, and I am worried about you because you're taking on a little bit more of the Lily load?
İlk günümde çok iyi bir iş çıkaracağımdan ötürü kendime çok güvenmediğime ama Lily'nin sorumluluğunu biraz daha üsteleneceğinden dolayı senin için endişelenmediğime emin misin acaba?
This is really your last chance. You need to find a good product and have it pass the product committee's evaluation.
Bu son şansını iyi değerlendir ve ürün değerlendirmesinde Tae Moo'yu yenmeye çalış.
When you're running shipment with the family's money lf it goes bad, it goes really bad!
Ailenin parasıyla mal kaçırdığın zaman iş kötü giderse çok kötü gider.
Let me tell you, what you're really looking for is loyalty... a dragon who will be there for you no matter what, the last face you see at night and the first face you see in the morning, warming your bed when it's cold outside, a shoulder to cry on when the world has turned its back on you.
İzin verin size söyleyeyim, sizin asıl aradığınız bağlılık ne olursa olsun sizin için orada olabilecek bir ejderha....... geceleyin en son gördüğünüz yüz ve sabah ilk göreceğiniz yüz dışarısı soğuk olduğunda yatağınızı ısıtan dünya sırtını size döndüğünde ağlamak için bir omuz.
You really lack something, is it always like that?
Bunlar bizimkiler mi?
So how fast is the train really moving? Well, it all depends on where you see it from.
Ve Samanyolu da uzayda hareket ediyor.
You know, it really is.
Biliyor musun, gerçekten de öyle.
What is it you really want?
Glinda oldukça açikti.
This is different than the one you get from the market, it's really good chicken!
Bu sattıklarından farklı. Bu hakiki Kore tavuğu.
it really is 379
it really sucks 18
it really happened 26
it really isn't 44
it really hurts 109
it really does 97
it really works 24
it really suits you 16
it really was 68
it really doesn't 20
it really sucks 18
it really happened 26
it really isn't 44
it really hurts 109
it really does 97
it really works 24
it really suits you 16
it really was 68
it really doesn't 20