Katie's translate Turkish
1,414 parallel translation
Katie signed away access to her medical records?
Katie kendi sağlık kayıtlarına erişim kısıtlamasından vaz mı geçmiş?
We found a lady who says she saw a man parked outside of katie's house for a couple days in a row last week, including the day dr.
Geçen hafta art arda günlerde, Katie'nin evinin önünde duran bir adam gördüğünü söyleyen bir hanım bulduk.
You know, if you wanted to cooperate, you could show me those videotapes of katie's exorcism.
Benimle iş birliği yapmak isteseydiniz, bana Katie'nin ayin sırasında çekilen görüntülerini gösterirdiniz. - Videoya mı çektin?
Um, we also found a bank account in katie's name here in the city.
Şehirde Katie'nin adına açılmış bir banka hesabı bulduk.
The judge agreed to give us all of katie's exorcism tapes.
Yargıç, Katie'nin tüm ayin kasetlerini bize vermeyi onaylamış.
Katie's only here a couple hours a week.
Katie haftada birkaç saat buradaydı.
I have a niece who's bipolar, so I kind of know what it's like for katie.
Bipolar bozukluğu olan bir yeğenim var. Katie'nin nasıl hissettiğini anlayabiliyorum.
If george killed tracy for firing him, it's likely that he went looking for katie.
Eğer George Tracy'yi onu işten kovduğu için öldürdüyse, Katie'nin peşine düşmesi de muhtemel. Peşine düşmüş zaten.
Go ahead and isolate katie's voice and back it up.
Ve geri al. Bana bir saniye verin.
One of your neighbors said they saw him outside your house. Katie never mentioned someone following her?
Komşularınızdan biri onu evinizin dışında gördüğünü söyledi.
Well, a woman was killed at katie's work.
Neden? Katie'nin iş yerinde bir kadın öldürüldü.
Katie... hey, what's going on over there?
- Hey! Orada ne oluyor? Hey!
Katie's home.
- Eve geldi.
She just walked in the front door and she's fine.
Katie eve geldi. Kapıdan içeri giriverdi.
She's not in her room. - Katie!
Odasında değil.
How's katie's family?
Katie'nin ailesi nasıl?
It's how Tom wooed Katie, why not me?
Tom da Katie'yi böyle tavlamıştı. Ben nasıl "hayır" diyebilirdim ki?
You don't u en come out of your room half the day except to go into Katie's bedroom to look around.
Günün yarısında, Katie'nin odasına girip göz atmak dışında odandan bile çıkmıyorsun.
The new associate's been talking to Katie Connor.
Yeni avukat Katie Connor'la görüşüyor.
Katie, katie, it's me.
Katie, Katie, benim!
- It's katie.
- Katie arıyor
That's where you met katie connor?
Katie Connor'la tanıştığınız yemek.
So until Katie's restaurant opens... Dinner for two at the Olive Garden.
- Katie'nin lokantası açılana kadar Olive Garden'da bir akşam yemeği.
Katie's hiding details.
Katie ayrıntıları saklıyor.
Well, Fiske must think that... there's something in Katie's past that would destroy her credibility as a witness.
Fiske, Katie'nin geçmişindeki bir olayın.. ... onun şahitliğine gölge düşürebileceğini düşünmüş olmalı.
I think Katie's lying about the guy she met in Florida.
Bence Katie, Florida'da tanıştığı adamla ilgili yalan söylüyor.
Well, I hope I have it done in time, because Katie's invited everybody for Friday.
Umarım zamanında bitirebilirim Katie cuma için herkesi davet etti.
So it's possible that Katie's just lying to hide their affair.
Öyleyse, Katie yalnızca ilişkilerini gizlemek için yalan söylüyor olabilir.
We're going to prepare Katie's testimony.
Katie'nin ifadesini hazırlayacağız.
It's about Katie Connor and do we like her and is she credible.
Katie Connor hakkındaydı. İnanılırlığı var mıdır, sevilecek mi?
Katie's a very good liar, Ellen.
Katie iyi bir yalancıydı Ellen.
I understand how it must hurt right now... what happened with Katie... but... there's a very important lesson to be learned from all this.
Ellen, Katie ile olan şeyden dolayı ne kadar kötü hissettiğini anlayabiliyorum. Ama bütün bu olanlardan çıkarılacak çok önemli bir ders var.
Hey, it's Katie. I'm going to be out of town for a while.
Selam, ben Katie, bir süreliğine şehir dışında olacağım.
I'm sure you heard that Katie didn't pan out as a witness.
Eminim Katie'nin tanık konusunda başarısız olduğunu duymuşsundur.
It turns out what you said at the stables was right, though. Patty's kept me around even though she lost Katie as a witness.
Ahırda söylediklerin doğru çıkmasına karşın Patty Katie'nin tanıklığını kaybetmiş olsa da beni çevresinde tutuyor.
How's Katie?
Katie nasıl?
So, what, you're Katie's lawyer friend, right?
Eee, sen Katie'nin avukat arkadaşısın, değil mi?
I think he's scared, and I think he may feel guilty about what he did to Katie.
Bence korkmuş ve Katie'ye yaptığı şeyden dolayı suçluluk duyuyor.
I think he's still upset about Katie.
Sanırım Katie için hâlâ çok üzgün.
And then she's got to bring up Katie? !
Ve sonunda lafı Katie'ye getirdi!
Because Patty's concerned about her.
Çünkü Patty Katie'yi umursuyor.
We know what Frobisher did to Katie's dog.
Frobisher'ın Katie'nin köpeğine yaptığı şeyi biliyoruz.
They have ruined people's lives, including katie connor'S.
Katie Connor da dahil olmak üzere insanların hayatlarını mahvettiler.
You think katie's the only one?
Yalnızca Katie mi var sanıyorsun?
He never tried to call Katie again, did he?
Katie'yi bir daha tekrar aramamış değil mi?
Katie, katie, it's me.
Katie, Katie, benim.
Katie, it's ellen. I've been trying.
katie, ben Ellen, sana ulaşmaya...
Katie, gregory, it's frobisher's M.O.
Katie, Gregory... Bu Frobisher'ın suç işleme tarzı.
It was katie connor's area code.
Katie Connor'un alan koduydu.
- Talk to Carley, her real name's Katie.
- Carley ile konuştum, gerçek adı Katie.
He said he's coming back!
- Her şey düzelecek, Katie.