English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Kids

Kids translate Turkish

82,354 parallel translation
- Hey, I'm doing what I wanted, and I'm helping people, so if you wanna call me a babysitter, you go right ahead, but right now the house is on fire, the kids are in the bedroom, and I'm about to goddamn save them.
İstediğim şeyi yapıyorum ve insanlara yardım ediyorum bana bebek bakıcısı demek istiyorsan buyur de, çünkü şu an ev yanıyor çocuklar yatak odasında ben de onları kurtarmak üzereyim.
Maybe because two of her kids are dead, one's run away, and you and I are all she has left.
Belki iki evladı öldüğü, biri kaçtığı ve geriye sadece sen ve ben kaldığımız içindir.
Roy and Mom were having an affair when we were kids. I mean...
Biz çocukken annemin Roy'la ilişkisi vardı.
So I drew up plans for this foundation that would help kids all over the world, would advance human rights, revolutionize agriculture, and just improve every nation and every society in every possible way.
Dünyanın her yerinden çocuklara yardım edecek bir vakıf planı yapmaya başladım. İnsan haklarını gözetecek tarımı destekleyip geliştirecek ulusları ve toplumları her açıdan yükseltecek bir vakıf.
Now, look, kids love the puppets.
Bak, cocuklar kuklalara bayiliyor.
I know it's out of left field, but how about a show for kids?
Biraz ani olacak, biliyorum ama cocuk programi yapmaya ne dersin?
Well, you said you'd watch the kids while I go on the audition.
Secmeler sirasinda onlara bakacagini soylemistin.
Please don't hit on me in front of your kids. That's creepy.
cocuklarinin onunde bana asilma.
The definition of, like, a given is that kids wake up and they think, "Me so horny."
Malumun ilami sudur, gencler "cok azginim" diye uyanirlar.
No, kids love him.
cocuklar bayiliyor.
The kids will love this guy.
cocuklar bu adama bayilacak.
Trust you? It's humiliating. My kids are out there, man!
Kucuk dusecegim. cocuklarim burada!
I'm just so happy for you and your wife and your kids.
Senin icin, karin ve cocuklarin icin mutluyum.
Friend Boom Boom is gonna sing a song for us today, kids.
Boom Boom kardes bir sarki soyleyecek.
- Would you like to hear that, kids?
- Dinlemek ister misiniz cocuklar?
I can't believe it. These kids are eating your boy up!
cocuklar adamina bayildi!
We love Ted. The kids love Ted.
Ted'e bayildik. cocuklar Ted'e bayildi.
Look, you're good kids, and I like what you're doing.
Siz iyi cocuklarsiniz, yaptiginiz isi de seviyorum.
No kids. Dead at 76?
Çocuğu yok. 76 yaşında ölmüş.
Old Annie here probably scarred thousands of kids.
İhtiyar Annie, muhtemelen binlerce çocuğu yaralamıştır.
Well, for your information, Sophia, I wasn't trying to show a bunch of kids my yabos.
Bilgin olsun, Sophia, göğüslerimi, çocuklara göstermeye çalışmıyordum.
- Kids be dicks, yo.
- Çocuklar öyledir.
And you wanted to play tag with this group of neighborhood kids, but... they wouldn't let you.
Sen mahalledeki çocuklarla birlikte kovalamaca oynamak istedin ama... onlar sana izin vermedi.
At first, the kids thought you were crazy.
İlk başlarda, çocuklar senin deli olduğunu düşündü.
Before long, you had... every one of those kids begging you to try out that damn kite.
Çok geçmeden çocukların her biri o lanet uçurtmayı denemek için sana yalvarıyorlardı.
Hey, do all the other kids in your class dig that kick-ass lunchbox?
Sınıfındaki diğer çocuklar bu harika beslenme çantasına hasta mı?
And you're gonna have to tell your kids that.
Çocuklarına bunu söylemek zorunda kalacaksın.
Kids are perceptive.
Çocuklar zekidir.
You're bringing the kids in.
Çocukları da kattın.
They butchered us, killed kids, our friends, our families.
Bizi katlettiler, çocukları öldürdüler arkadaşlarımızı, ailelerimizi.
That's spoken like the council that sent a hundred kids to die on the ground.
Yüz çocuğu dünyaya ölmesi için göndermiş konsey gibi konuştun.
It was all about the heroin crisis and sex trafficking and how these kids are trading their bodies to support their habits.
Her şey eroin kriziyle ve seks ticaretiyle ilgiliydi, ve bu çocukların alışkanlıklarını sürdürmek için bedenlerini nasıl sattığını anlatıyordu.
Now, this pimp was running other kids.
Bu pezevenk başka çocuklarıda çalıştırıyordu.
He ran you, and he ran five other kids.
Seni kullandı, ve beş diğer çocuğu.
And then you teach yourself not to let their perspective get to you, and... Then you realize that the things you hear, the things these kids say...
sonra onların bakış açısının seni etkilemesine izin vermemeyi kendine öğretiyorsun ve o zaman duyduğun şeyler, bu çocukların söylediği şeyler...
-... but we felt... that it would be too much stress to have her with kids so much older.
... ama kendinden büyük çocuklarla olmak onda büyük stres yaratır diye düşündük.
- I mean, look at... look at these kids.
- Şu çocuklara baksana mesela.
Kids really like me.
Çocuklar beni çok seviyor.
After my divorce, my rule for dating was no kids.
Boşandıktan sonra çocuğu olan kadınlarla çıkmama kuralım vardı.
I'm your brother... the same one who followed you around when we were kids.
Ben senin kardeşinim. Çocukken peşinden ayrılmayan kişiyim.
You know, th-that hydra isn't a bunch of Nazis, and... and that you don't steal kids out of school?
Hydra, okuldan çocukları kaçıran bir grup Nazi'den ibaret değil mi yani?
You take that away, and hundreds of kids are killed in Boston.
Bu olmadığı için Boston'da yüzlerce çocuk öldü.
Look, you're smarter than most kids your age, and you pick up on things pretty quickly.
Bak, sen yaşıtlarından çok daha zekisin. Ve çok çabuk öğreniyorsun.
Do I have kids? Any siblings?
Kardeşlerim falan?
Never been married or had kids, but in the last five years, I've buried 17 of my closest friends and family.
Hiç evlenmedim, çocuğum olmadı ama geçtiğimiz beş yıl içinde yakın arkadaşlarım ve ailemden 17 kişiyi toprağa verdim.
You can live a peaceful life, have kids, grow old together with no memory of what's happened here or there, no regrets, just each other.
Huzurlu bir hayatınız olabilir. Çocuk sahibi olur ve beraber yaşlanırsınız. Burada ya da orada yaşananlarla ilgili hiçbir anı ve pişmanlık olmadan.
I sold their lies every day, watched kids get taken out of my classroom because they were different, because they asked questions.
Her gün onların yalanlarını anlattım. Farklı oldukları ve sorular sordukları için sınıfımdan çocukları götürmelerine seyirci kaldım.
It's where they take all the kids.
Bütün çocukları oraya götürüyorlar.
Kids?
- Çocuklar mı?
There are kids in here.
Çocuklar var burada.
" Remember, kids, if you laugh when you are blue, the sun will always shine on you.
BAY DugME KUKLACILIK DuNYASI " Unutmayin cocuklar, huzunluyken gulerseniz...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]