English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Kids laughing

Kids laughing translate Turkish

80 parallel translation
And kids laughing and teasing and setting up a racket. And how it feels to say the word "husband."
Çocukların gülmesi, birbirlerine takılması ve gürültüleri,''kocam''diyebilmenin ne hoş olacağı gibi.
Yeah. - Your appearance is comical to me. - [Kids Laughing]
Görünüşünü komik buluyorum.
Sometimes when I smell the smoke from the neighborhood barbecues and I hear all the kids laughing and I'm sitting in my room, I feel like a fool.
Bazen komşunun barbeküsünden gelen dumanı kokladığımda ve çocukların gülüşmelerini duyduğumda odamda öylece otururken, kendimi bir aptal gibi hissederim.
- All right, I'll eat - Eat your shorts? - [Kids Laughing]
Pekala, yiyeceğim - Şortunu mu yiyeyim?
( kids laughing )
Pippa, tatlım, sakin ol!
( kids laughing )
Ben maymun değilim!
You know, there's always kids laughing.
Çocuklar hep gülerdi.
[KIDS LAUGHING] you all need to take this seriously!
Bunu ciddiye almalısınız. Scott ve ben şu an öğretmenleriniziz,
What are you kids laughing at?
Neye gülüyorsunuz?
He couldn't stand the other kids laughing at him
Öteki çocukların ona gülmelerine dayanamadı.
When michelle told me about it, she said she could hear all the kids laughing on the bus.
Michelle bana bundan bahsettiğinde otobüsteki herkesin gülüyor olduğunu söyledi.
The sound of kids laughing is like... is like a brook that quenches the thirst of my soul song, you know?
Çocukların kahkahaları her zaman ruhumdaki boşluğu dolduran en önemli şey olmuştur.
[Kids laughing] Find your happy place.
Güzel şeyler hayal et.
Were the other kids laughing too?
Diğer çocuklar da gülüyor mu?
I mean, are the other kids laughing?
Yani, diğer çocuklar gülüyorlar?
[Kids Laughing]
- Bence de öyle.
While the other kids were off in the woods sneaking cigarettes I was hiding behind the house with my fingers down my throat. [AUDIENCE LAUGHING AND APPLAUDING]
Diğer çocuklar..... ağaçların arasında gizlice sigara içerken ben evin arkasında saklanıp parmaklarımı boğazıma sokardım.
Those kids were laughing at him.
O çocuklar ona gülüyordu.
And all the other kids start laughing. They were all laughing.
Tüm çocuklar kahkahalarla gülmeye başladı
All the other children laughing at you. You have any kids yourself?
Bütün çoçuklar alay ederdi, Senin çoçugun var mi?
( kids laughing )
Ooh!
- [Grunting ] - [ Kids Laughing]
İLERİ MATEMATİK
I hope my kids don't sit around laughing at me.
Umarım çocuklarım bana gülmezler.
The kids were laughing.
Çocuklar kahkaha atıyordu.
- I've been living in misery, with the dream o f opening a bar. All I've is 3 stools, I've become a laughing stock o f kids.
- "Ne alâkası var?" Yıllar yılı bar açacağız diye sürünüyoruz sokaklarda.
Kids are always laughing at us.
Çocuklar bize her zaman gülüyorlar.
They're sittin'there with their fixed car and safe kids, wearing my scarf, just laughing at us.
Tamir edilmiş arabalarında, güvendeki çocukları ve benim eşarbımla oturmuş bize gülüyorlardır.
- He's inside looking at us, laughing. Damn kids.
- İçerde bize bakıyor ve gülüyor sersem çocuklar.
Ya, you will be laughing when you get your kids taken of ya.
Çocuklarını elinden aldıklarında da, bakalım böyle gülebilecek misin?
I look up, and all the kids are laughing at me.
Bir baktım, bütün çocuklar bana gülüyor.
Barney said he cried when his dog died. And the kids stopped laughing. "
Barney köpeği öldüğü zaman ağladığını söyledi ve çocuklar gülmeyi kestiler. "
( KIDS LAUGHING )
Hey, evlat.
( Kids laughing ) it's not my fault.
Benim suçum değil.
( kids laughing ) someday... now I know the rest of us e excited about visiting the museum of television today.
Bir gün... Şimdi, kalan herkesin bugün televizyon müzesini görmek için can attığını biliyorum.
Some kids were laughing.
Birkaç çocuk gülüyorlardı.
Kids at home are making fun of me, laughing "you missed him again?".
Evde çoluk çocuk "Yine mi kaçırdınız?" diye espri yapıyor.
OK, kids, let's show old laughing chops just what happens when you mess with a grifter's favourite barman.
Tamamdır, arkadaşlar, şu çatlaklara gerçek bir üçkağıtçının en sevdiği barmenle dalaşmanın ne demek olduğunu gösterelim o halde.
And then we'd rush home, put the kids to bed and then stay up all night laughing about the kind of evening we had.
Ve sonra eve koşar, çocukları yatağa yatırı ve tüm gece nasıl bir akşam geçirdiğimizle ilgili gülerek uyanık kalırdık.
So, when I woke up, all the kids in the neighborhood were laughing at me.
Uyandığımda tüm mahalle bana gülüyordu.
( LAUGHING ) Right afterwards we were the proud parents of five kids.
Hemen sonra, beş tane çocuğun gururlu anne babası olurduk.
( LAUGHING ) - You have kids, Nick?
Çocukların var mı, Nick?
Always laughing just like kids.
Çocuklar gibi kıkırdarlardı.
And there's kids, you know, swinging, and they're laughing.
Çocuklar vardır, sallanırlar, gülerler.
Those kids were throwing and chasing and laughing like a bunch of Donahues.
Donahaue'lar gibi ortalıkta koşuşuyor, gülüp eğleniyorlardı.
Isn't that what bonds kids after all- - the eye rolling, the laughing together over the stupid things we do?
Çocukların neşelenmesi, gözlerindeki ışıltı, kahkahalar atmaları ve aptalca tüm o şeyler bizim sayemizde değil miydi?
A bunch of kids are messing around with us and laughing behind our backs.
Bir grup çocuk bizimle uğraşıyor ve arkamızdan gülüyorlar.
He said all the kids were laughing at you, making fun of you, and you just couldn't take it anymore.
Herkesin sana güldüğünü, seninle dalga geçtiğini söyledi. Sen de daha fazla dayanamadın.
Remember how great it is when it's first starting out? You're like stupid kids, just laughing at everything.
Yeni başlarken her şeyin ne kadar harika olduğunu iki salak çocuk gibi her şeye güldüğünü hatırlıyor musun?
Who's laughing now, real wife and kids?
Son gülen iyi güler.
Easily done, I suppose, when your husband's on the dole, when he takes the kids to school and brings them home again, when he cooks for them and cleans for them, when he does all of the things a woman does, when he sees men laughing at him
Kocanız işsizlik parası aldığında işler kolaylaşır. Çocuklar, okuldan zamanında alınır, eve getirilir. Onlar için aşçılık ve temizlik gibi bir kadının yaptığı şeylerin hepsini yapar.
All these kids, laughing and dancing.
Çocuklar gülüyor ve dans ediyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]