Lag translate Turkish
1,736 parallel translation
Look, as soon as I trigger the overload, there'll be practically zero lag time before it blows.
Aşırı yüklemeyi tetiklediğim anda, patlamadan önce pratik olarak sıfır bekleme zamanımız var.
De vuurtoren lag 1,5 kilometer ten oosten van Krakatau.
Deniz fenerinde yaşayan ve çalışan Hollandalı bir aileydi.
There is no jet lag.
- Yolculuk yorgunluğu da yok.
Compensate for the time lag, add overlapping search spirals to maximize the area covered.
Zaman sapmasını telafi etmek için, ve arama helislerini aranılan alanı en büyük tutmak için üst üste bindirirsek.
- Fight the jet lag.
- Uçuş sersemliğine karşı koy.
- Fighting the jet lag.
Uçuş sersemliğine karşı koyuyorum.
- Well, in fairness, she's jet-lagged.
- Yani, dürüst olmak gerekirse, jet lag olmuş.
Checked the bilge, septic tanks, garbage room?
Bulaşıkhaneyi, lağım çukurunu ve çöp odasını da kontrol ettin mi?
Now you're wading into deep shit.
Şimdi doğrudan lağıma dalıyorsun.
And every day that Superman's popularity spikes mine drops another rung down the sewers of Metropolis.
Ve Süpermen'in şanının arttığı her gün, benim şanım Metropolis'in lağım çukuruna biraz daha yaklaşıyor.
What's the point of saving a crystal pussy from the sewer?
Bağımlı bir orospuyu lağımdan çıkarmanın amacı nedir ki?
You say that you saved me from the sewer.
Beni lağımdan çekip çıkardığını söyledin.
It's the color of phlegm, or possibly mucus.
Buraları çamur hatta lağım renginde.
The sewer?
Lağım mı?
- We came out through the privy.
- Lağımdan kaçıyorduk.
Oh, did you get sewage on your feather?
Püskülüne lağım mı bulaştırdın?
I only did it about 18 months and then I was plucked out of the cesspool.
18 ay öyle çalıştım sonra beni lağımdan çıkardılar.
- Sewage?
- Lağım mı?
I'll release and unending torrent of raw sewage upon us.
Sonsuz lağım suyunu üzerimize boşaltmış olacağım.
So, in which cesspooldid alex dredge you up?
Alex seni hangi lağım çukurundan çıkardı?
And Jack's the only one who got sick?
Jack her gün o lağım çukurunda yemek yiyor. Tek hastalanan Jack.
Chase, I need you to head back to that cesspool and get me the kid's puke.
Chase, o lağım çukuruna geri dönüp bana çocuğun kusmuğunu getirmeni istiyorum.
Barney, you've clearly got some serious mother issues that have left you the emotional equivalent of a scavenging sewer rat.
Barney, çöpleri karıştırarak yiyecek arayan bir lağım faresine duygusal açıdan eşit olmana yol açan annenle ilgili ciddi sorunların var.
But, in my other apartment, I would be living with an actual scavenging sewer rat, so you win.
Ama, öteki dairemde, gerçek bir lağım faresiyle yaşayacağım için, sen kazandın.
Jet lag strong.
Uçuş sersemliği güçlü.
What is that, a manhole cover?
Ne? Lağım kapağı?
They're moving a manhole cover?
Lağım kapağını mı kaldırdılar?
Three children have been pulled from the sinkhole, two remain trapped.
Lağım çukurundan üç çocuk çıkarıldı, ikisi içeride sıkıştı.
Come to the sewage construction site tonight.
Madem öyle bu akşam lağım inşaatına gel.
Ditch is a mess, thanks to these shitheads being here.
Hendek bu bok kafalılar yüzünden lağıma dönüştü.
Myong-Sub you should be dumped in sewer water.
Myong-Sub lağım suyuna düşmüş olmalısın.
... septic tank-Cleaner ernesto lupe Had a day he'll never forget... what's that?
... lağım çukuru temizleyicisi Ernesto Lupe unutamayacağı bir gün yaşadı...
I smell like a fucking sewer.
Lağım gibi kokuyorum.
- That's a lot of sewage.
Bu çok fazla lağım.
Basically, Majestic's overflowing a river of crap.
Esasında, Majestic'in taşan lağımlarının..
This sewer is soaked in their blood.
Bu lağım onların kanına girdi.
And that concludes the public debate on Motion 412 the proposal to expand the sewer and water-reclamation systems of greater Agrestic.
Genişletilmiş Agrestic lağım ve su ıslah sistemini genişletmeyi öngören 412 sayılı tasarı hakkındaki halka açık tartışma noktalanmış oluyor.
An underground canal will carry the sewage right through agrestic to our water-treatment plant in van nuys.
Yeraltı kanalı, bizim lağımımızı.. .. Agrestic üzerinden.. van nuys'daki su arıtma tesisimize taşıyacak.
We think he was stuffed in a drainpipe till the grate busted in the rain, and up came Pete.
Lağım borusuna atılmış. Yağmur ızgarayı patlatınca Pete ortaya çıkmış.
Wow, that's a lot of sewage
Bu çok fazla lağım.
The place Shauna sent me is a complete shithole.
Shauna'nın beni yolladığı yer tam bir lağım çukuru.
Take-out menus, rug sales, carpet cleaning, plumbing, tiling...
Halı satıcıları, halı temizleme, tesisatçı, çatı ustası, lağımcı...
- Are you crazy? That rat bastard is stealing my girlfriend.
Bu pezevenk lağım faresi sevgilimi çalıyor.
Teething little shit.
Küçük lağım faresi seni.
you got less humanity than a sewer rat.
Bir lağım faresinden bile daha az insanlığınız var.
Hey, this is worse than the sewer.
Burası lağımdan da beter.
Sewage.
Lağım.
I traveled from Ecuador to Lima, Peru in a sewer pipe
- Evet. Ekvador'dan Lima, Peru'ya bir lağım borusu içinde seyahat etmiştim.
It was a flatbed truck with three huge sewer pipes on the back, so I spent It was days in the back of this truck, in a sewer pipe, watching the world go by just like that
Uzunlamasına bir kamyondu. Arkasında kocaman üç tane lağım borusu taşıyordu, haliyle bütün yol boyunca, bu günlerce sürdü, lağım borusu içinde dünyayı şu şekilde izledik.
You're literally the gutter press
Kelimenin tam anlamıyla lağım basınısınız.
I may be clean, but my mind is in the gutter.
Temizlenmiş olabilirim, ama aklım lağımda kaldı.