English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Librarians

Librarians translate Turkish

196 parallel translation
You librarians live it up pretty good.
Siz kütüphaneciler hayatın tadını çıkarmayı iyi biliyorsunuz.
You see, I don't believe that libraries should be drab places where people sit in silence, and that's the main reason for our policy of employing wild animals as librarians.
Kütüphaneler insanların sessizce oturduğu kasvetli yerler olmamalı. Bu yüzden kütüphaneci olarak vahşi hayvan kullanıyoruz.
Nuns and librarians don't have a'do like that.
Rahibeler ve kütüphanecilerin böyle saçı vardır.
Librarians, teachers, doctors, women, children, all dead.
Kütüphaneciler, öğretmenler, doktorlar, kadınlar, çocuklar, hepsi öldü.
But instead... you've got plenty of friends... fishermen, librarians... and others that you can now be with, because...
Halbuki bir sürü arkadaşın var. kütüphaneciler Ve artık birlikte olabileceğin diğerleri...
I recommend we get everybody, and I mean everybody - police, transit, sanitation, fire, even the goddamn librarians - and we start searching schools, and I mean right now.
Benim tavsiyem herkese ihtiyacımız olacak, tam anlamda herkese polis, ulaşım, sağIık, itfaiye hatta kütüphanecilere bile ve okulları aramaya başlayacağız ve dediğim gibi, şimdi, hemen.
Oh, I thought you were one of the librarians.
Sizi kütüphanecilerden biri sandım.
- Are all librarians this much trouble?
- Bütün kütüphaneciler böyle bela mıdır?
Not just here at Millington. There is a nationwide shortage of qualified librarians.
- Sadece burada değil her yerde kütüphane çalışanları hızla azalıyor.
- We're librarians.
- Biz kütüphaneciyiz.
Like, the next time we go on a trip... remind me to pick someplace a little less exciting... like maybe a librarians'convention?
Bir dahaki sefer, bir geziye gitmek yerine kütüphaneciler kongresi gibi daha az heyecan verici bir yerlere gitmeyi bana hatırlatır mısın?
Did you catch Carnal Librarians iv?
"Şehvetli Kütüphaneciler 4" ü gördünüz mü?
Had to pop a couple librarians to make me getaway.
Paçayı kurtarmak için kütüphanecileri patlatmak zorundaydım.
They're librarians.
Tüm kütüphaneciler.
The Librarians are the only ones who know that this even exists.
Buranın varlığından sadece kütüphaneciler haberdar.
They have librarians for that.
Bunu yapmak için çalışanları var.
Yeah, they're not really librarians or horse trainers or
Evet onlar gerçekte kütüphaneci ya da at yetiştiricisi ya da
I should probably get back to... Like librarians.
Bu faks size geldi.
One of the librarians reported her.
Kütüphanecilerden biri bildirdi.
Girls who play the cello and read McSweeney's and want to be children's librarians when they grow up.
Mesela Çello çalan, entel kitaplar okuyan ve büyüyünce çocuk kütüphanesinde çalışmak isteyen kızları.
This would call for years of research. And what with the inexperience of our provincial librarians.
Dar görüşlü kütüphanecilerimizin tecrübesizliği yüzünden, yıllarca araştırma yapmam gerekecek.
I took part three times in the contest of the School of the librarians, without success.
3 defa sınavlara girdim, başarısız oldum.
The technocrats, the intelligence... the librarians of school.
teknisyenler, Anlayış... Okul kütüphanecileri.
Dotty was right on time, as old people and librarians tend to be.
Dotty, yaşlıların ve kütüphanecilerin hep yaptığı gibi, tam zamanında oradaydı.
- Like librarians.
- Kütüphaneciler gibi.
You get a bunch of librarians in a room talking and...
Bir odada bir sürü kütüphaneci konuşur ve...
Librarians and relationships...
Kütüphaneciler ve ilişkiler.
You Librarians have been around almost as long as we have.
Bizler yaşadığımız sürece kütüphanecileri biliriz.
You Librarians break so easily. But tasty.
Siz kütüphaneciler çok zayıfsınız, ama lezzetlisiniz.
We were librarians.
Kütüphaneciydik.
Rookie librarians can never find them.
Acemi kütüphaneciler onları asla bulamaz.
Even if I wanted to help you access to the archives is only by written decree by the curator and the Board of Vatican Librarians.
Size yardımcı olmak istesem bile arşivlere giriş sadece kütüphane müdürü ve Vatikan Kütüphane Kurulu'nun yazılı izniyle mümkün.
People who dress like librarians...
Kütüphaneci gibi giyinen insanların...
Librarians kill for that kind of quiet.
Kütüphaneciler için bu tür-in sessiz öldürmek.
Now why didn't they have librarians like you when I was in school?
Ben okurken neden senin gibi bir kütüphaneci yoktu?
The goddess of sexy librarians?
Seksi kütüphanecilerin tanrıçası mı?
Okay, maybe not the librarians. But the fun we've had.
Kütüphanecilerle yaşayamadık belki ama ne çok eğlendik.
Librarians keep checking out books because it's very important to read.
Kütüphaneciler kitapları takip edecek. Çünkü okumak çok önemlidir.
Hey, these guys may have been sexist, but like all librarians, they were wicked smart, too.
Bu adamlar belki cinsiyet ayrımı yapabilir ama tüm kütüphaneciler oldukça zekidir.
Not bad for a bunch of librarians.
Kütüphaneciler için hiç fena değildi.
I thought librarians were supposed to be helpful.
Kütüphane görevlilerinin yardımcı olmaları gerektiğini sanıyordum.
She's one of the librarians.
Kütüphanecilerden biri.
One of the librarians advocates a whole nap philosophy.
Kütüphanecilerden biri bir kestirme felsefisini savunuyor.
Let them publish their books and brag about them at tedious faculty parties, and let university librarians file those books away.
Kitaplarını yayınlayıp sıkıcı fakülte partilerinde övünsünler. Üniversite kitapçıları da o kitapları dosyalayıp kaldırsın.
Bunch of librarians, if you ask me.
Bana sorarsan bir grup kütüphaneciydiler.
Here, Eratosthenes, one of the chief librarians, accurately calculated the size of the Earth and invented geography.
Burada, baş kütüphanecilerden Eratosthenes Dünya'nın boyunu isabetle hesapladı ve coğrafya bilimini icat etti.
Well, if you won't tell me what a guardian is, point me to one of the other Librarians.
Eğer muhafızın ne olduğunu söylemeyeceksen beni diğer Kütüphanecilere yönlendir.
There are no other Librarians.
Diğer Kütüphaneci diye bir şey yok.
Librarians tend to die... Often, sometimes even more than once.
Kütüphaneciler ölmeye meyillidir, Çoğunlukla bir defadan fazla ölmeye.
Someone's killing Librarians.
Birileri Kütüphanecileri öldürüyor.
I like librarians.
Kütüphanecileri severim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]