Loud translate Turkish
10,376 parallel translation
Hey, can I be the one who laugh-screams really loud at restaurants?
Restoranlarda çok sesli çığlık atarak gülen ben olabilir miyim?
I admit, it's a plan almost too deranged to describe out loud, and yet... it worked.
İtiraf ediyorum, yüksek sesle tarif etmek için çok çılgınca plan ama işe yaradı.
You don't you hear that loud, high pitched, incessant humming coming from the vents that is making it impossible for me to think straight, let alone string together one coherent sentence?
Bu yüksek, tiz ve sürekli devam eden deliklerden gelen ve düşünmemi imkansız hale getiren, anlamlı cümleler kurmama engel olan şu sesi duymuyor musun?
I can't even, um, say it out loud.
Şimdi bile söylemeye cesaret edemiyorum.
The sound of your breathing is a bit loud.
Oppa, nefes alışın çok gürültülü.
Oh, sorry for breathing so loud.
Gürültüyle nefes aldığım için özür dilerim.
Sophie, quite loud.
Sophie, biraz gürültülü.
It was so loud.
Çok gürültülüydü.
I didn't mean to say that out loud.
Bunu yüksek sesle söylemek istememiştim.
Loud and clear. Initiate stitch neurosync on my mark.
İlmek nöro senkronizasyonu işaretimle başlar.
Say it out loud
Yüksek sesle söyle.
My advice to everyone... whatever is in your heart, say it out loud!
Herkese tavsiyem şu idi... Kalbinizdekini gizlemeyin!
Yeah, I guess now that I say it out loud, it is.
Galiba, şimdi sesli söyleyince öyle oldu.
Okay, Keith, it's gonna get real loud and then it's gonna get scary, and then we're gonna get you out, okay?
Tamam, çok gürültülü ve korkutucu olacak Keith ama sonrasında seni hemen çıkaracağız.
Loud, scary, free.
Ses, korku, özgürlük.
I was just thinking out loud, you fool.
Bekle. Sadece şaka yapıyorum... Ne... salak...
Oh, you're gonna make me say it out loud?
İlla söyleteceksin yani?
[loud explosion ] [ crowd exclaiming] ( boden ) get a line on that truck!
Kamyonla ilgilenin!
So it's evolved to be loud, active, fun, bright clothes, to suit the sunshine in the streets.
Yüksek sesli, hareketli, renkli kostümler sokaklardaki parıltıdan dolayı evrim geçirmiştir.
Do you have to read out loud?
Sesli okumak zorunda mısın?
I mean, the girl works for the IRS, for crying out loud.
Sonuçta hatun milli gelirler idaresi için çalışıyor yahu.
Loud music, then gunshots.
Gürültülü müzik, sonra silah sesleri.
But I feel like if I said it out loud, you'd definitely want to end this date.
- Ama dışımdan söylersem randevuyu bitirmek istersin.
OK, truth : every time I've texted you back "lol," I never laugh out loud.
Tamam, doğruluk : Sana ne zaman mesajda "SG" yazsam, hiç "sesli gülmüyorum".
Boy, it's loud in here, huh?
- Teşekkürler. Burası bayağı gürültülüymüş hani.
Your loud noise is gonna provoke him!
Gürültünüz onu cesaretlendiricek yoksa.
Verily! There is great anger, foul odors, and loud... What is the word?
Gerçekten de, büyük öfkesi pis kokusu ve yüksek sesle neydi o kelime?
Loud, coming from the east. It's not stopping.
Çok yüksek sesli, doğudan geliyor.
Not too loud!
- Çok bağırma. - Tamam, tamam.
And then I burped really loud.
Sonra yüksek sesle geğirdim.
Ray was... obnoxious, loud and stubborn.
Ray pis, geveze ve inatçı biriydi.
Say it loud, so they can hear you.
Yüksek sesle söyle ki seni duyabilsinler.
Please! [Loud clank]
Lütfen!
Picking up your signal loud and clear, Thor.
Sinyalini güçlü ve temiz şekilde alıyoruz Thor.
Did you really just say that out loud?
Onu cidden sesli mi söyledin?
It's too loud, there's a tank.
Çok fazla ses var. Şuradaki tanka bak.
Out loud?
Yüksek sesle.
You have a loud voice.
Bayağı sesli konuşuyorsun.
Why is it so loud?
Zemin de çok pis.
I just, uh... I guess I needed to say that out loud.
Benim sadece sanırım bunu yüksek sesle söylemeye ihtiyacım vardı.
They're generation "why's the music so loud."
Onlar "niye müziğin sesi bu kadar yüksek" neslinden.
Only way he wouldn't was if every house in the city threw a party and played jazz as loud as it could.
Yapmaması için tek bir fırsat sunmuş şehirdeki herkes son ses cazla uğraşırsa.
You know, I think the bottom line is, Jerry, if you want to keep your penis, you should say, out loud,
Biliyor musun, düşünüyorum da son söz, Jerry, eğer sikini istiyorsan sesli bir biçimde,
I am literally laughing out loud.
Şu anda yüksek sesle gülüyorum.
It is only when our voices are united that we become too loud to ignore.
Ancak sesimizi birleştirdiğimizde görmezden gelinemeyecek bir hale geliriz.
He asked me to warn you you were talking too loud.
Çok sesli konuşuyorsunuz diye sizi uyarmamı istedi.
Well, you know, Big D's, it's a loud, cheap loitering spot, perfect for scammers and hustlers to pick up work and not get caught. Oh, so our kid's a small-timer?
Yani bizim adam küçük çaplı mı?
Loud and clear.
Gayet net.
Laugh on and laugh loud!
Son gülen iyi güler!
There isn't always a loud bang when a dream bursts.
Her zaman yüksek bir patlama olmaz Bir rüya patladığında.
You shout loud enough to wake the dead.
Telefonunu bile açamıyor musun?